Sarı papatya beyaz papatyayla konuşurken. Neden, neden ki üstün olalım birbirimizden!? Bak kapat gözlerini aynıyız işte. Karışmasınlar onlar papatya bahçelerine.
Mutluluk nedir sözlükte,
Para, ün, şan, şöhret hangisi?
Mutluluk çocuk sözlüğünde,
Dost diye tanımlanır bazen,
Oyunlardır güldüren sevindiren..
Neden üzülürsün papatya?
Karanlık bulutlar geçmiş Güneşi´nin önüne
Çekilin aradan lütfen!
Lütfen soldurmayın papatyayı.
Bilyede kaybetti bilyelerini.
Savaş o kadardı barışın gelmesi uzun sürmezdi.
Ama ya büyük savaşçılar?
Hayatları alırken acımadan,
Savaşı savunurlar gri sis bulutları ardından.
“Aynı olamazmışız biz öyle dediler”.
Sarı papatya beyaz papatyayla konuşurken.
Neden, neden ki üstün olalım birbirimizden!?
Bak kapat gözlerini aynıyız işte.
Kör mü olmalı illa sevmek için?
Körebe oynarız o zaman biz de.
Karışmasınlar onlar papatya bahçelerine.
Karanlıkta kalmış bir avuç büyük
Konuştular, vurdular, döktüler.
Olamaz dedi papatya, susun!
En karanlık düşünceleriniz, ürkütür beni,
Döneceğim ben Güneş´ime geri.
Kırgındı papatya Dünya´ya .
Neden sevmiyor çıkıyordu yapraklarından?
Sevmiyor muydu yoksa kimse kimseyi?
Yalan mıydı hepsi koca bir şaka?
Hayır dedi, inanmam
Seviyor ´dan başlarım ben de, severek başlarım işe.
Ama koparmadan yoksa ne anlamı kalırdı sevginin.
Bu hayat denen keşmekeşte?
Karanlık sisli bir koridordayız şimdi
Çarpıyorlar birbirlerine lanetler ağızlarda
Büyük, papatyaya öğüt verdi sözde
“Haksız da olsan bağır”
Neden diye sordu papatya
“Çünkü ancak öyle haklı olursun”
Ne yapacağım haklı olmayı ben,
Olmadıktan sonra yanımda tek kişi,
Griye boyanmışken yüzüm?
Ah tabi ki anlamadın beni.
Sözler ne kadar da önemliydi
Aynı şey farklı söylenebilirdi
Kimisi batardı kaktüs gibi yüreğe
Bazısı ise okşardı tenini usulca papatya gibi.
Nasıl da övünüyordu kendiyle insan.
Anlamazdı papatya, ne yatardı bu koca gururun altında.
Sanki yaratmış bütün bu evreni .
Kucağına düştü de düşecek burnu.
Göstermelik mi olmuş her şey?
Aşklar, sevgiler ve hatta öfke, tepki
Üzülünce bile gülümsemek mi zorundasın sanki.
Nasıl da sahte, plastik çiçekler gibi.
Aklı almazdı papatyanın.
Bu bitmek bilmeyen hırslar nedendi?
Neydi bu kadar önemli olan şey?
Can yakmak mıydı mutlu olmalarının sırrı.
Nasıl da kıyarlardı papatyaya?
Koparırlar yapraklarından, acıtırlar ruhunu.
Ruhları kirli miydi, yoksa yok muydu?
Ezberlemişler nefreti
Şimdi de programlanmış gibi
Öğretiyorlar mıydı.
Kaçıp kurtarmalı papatya kendini.
Ruhuna zarar veremezlerdi.
Ne karartabilirler ne de çalabilirler.
O, papatyada kalacak baki.
Bunca şeye değer miydi,
Ne kalacak sanarlardı ellerinde?
Mutlu anlar,
Küçük izlerden güzel ne bırakabilirlerdi geride?
Can yakmaya değer miydi?
Ne olacaktı sanki topraktan bir parça.
Nedir niyetin söyle!
Cep dikip beyaz elbisene,
Solucanlarla ticaret mi yapacaksın.
Umudunu al papatyana emanet et.
Bak o içinde.
Üzme onu soldurma.
Ne içeride ne dışarıda,
Üzgün kalmasın hiçbir papatya.
Fırçaları olsa keşke papatyaların, bir de boyaları.
Boyasalar şu karanlık ruhları beyaza.
Biter miydi bütün bu kötülükler?
Evet dedi papatya,
Yoktur kötülük papatya bahçelerinde.
Biz savaşmayız gereksiz hırslarla.
Ayrılmayız beyaz sarı diye.
Koparmayız çiçeklerimizi sevgi adı altında.
Kırmayız konuştuklarımızla.
Burası papatya bahçesi.
Vardır hep iyilik papatya bahçelerinde.