İnsan fizyolojik açıdan tüm hastalıklara açık bir canlı şu bir gerçek psikolojik travmalar organlarımızı hasta ediyor. Son yıllarda ruhumuzu yoruyoruz.
Sonuç kalp, mide sindirim sistemi hastalıkları içilen ilaçlar sonu gelmeyen doktor randevuları kalabalık eczaneler. İnsan çalıştığı ortamda ailesi ile mutlu olmadığın da acı bir olay yaşadığın da vücut direkt savunmaya geçiyor. Kalbimiz hızlı atıyor terliyoruz bazen mide ağrıları çekiyor bağırsak spazmı yaşıyoruz. Tüm bunlar stres üzüntü ve acılar organlarımızı üzüyoruz.
Tıp dünyası ruhsal yorgunluk ve stresin uzun dönemde kalp ve akciğer rahatsızlıklarına sebep olduğunu direkt açıklamıştır. Biz istemeden de olsa sağlıklı yapıları bozuyoruz. Bunun altın da yatan gerçekler neler kısaca düşünelim. Daha teknolojik yaşıyoruz her şeyden kısa sürede haberimiz oluyor. İlişkilerimiz samimi değil hayata net değiliz. Kapalı olmayı tercih ediyoruz ucu açık cevaplar arkadan konuşmalar mecburen yapılan davranışlar. Empati yapmıyoruz benciliz mutlu etmeyi bilmiyoruz sadece bize ait olsun biz kazanalım biz doğruyuz.
Hayatımızdaki benler artığında iletişim birliktelik zorlaşıyor. İnsanoğlu aslında sosyal bir varlık iken kendini o kadar çok seviyor ki istemeden de olsa çevresine ve kendine zarar veriyor. Trafik yoğun, otobüs şoförü sinirli yolcular hassas hastane de doktor dövüyor sesimizi yükseltiyoruz haklı olsak bile kırıp döküyoruz. Sevinmeyi bile zarar vererek yaşıyoruz. Tuttuğumuz takım şampiyon oluyor silah atıyoruz kazandığımızı insanları gözüne sokuyoruz ailemizi kırıyoruz.
Kalp daha fazla çalışıyor kan içerisindeki yararlı maddeleri kaybediyor. Stresten mide asit üretiyor baş ağrısı artıyor. Domino taşları gibi sürekli birbirine değerek yıkılıp gidiyorlar. Sadece biraz sevgi saygı güveni karşıya verin tüm mesele bundan ibaret. Çocuğunuzu sevin sürekli eleştirmeyin işveren iseniz güler yüzlü olun personelinizi ödüllendirin. Otobüse binerken güler yüzlü olun lütfen demek teşekkür etmek insanlık erdemidir. Sevin yaratılanı yaratandan dolayı…
Discussion about this post