Lider sözcüğünün TDK’deki tam tanımı şöyledir: “Önder ve/veya şef-Bir partinin veya bir kuruluşun en üst düzeyde yönetimiyle görevli kimse.”
Bir dildeki sözcüklerin, sözlük anlamı çoğu zaman arzu edilen anlamı karşılamaz. Başka bir deyişle sözcüklerin sözlük anlamları, sözcüğün anlamını öğrenmek isteyen veya sözcüğü herhangi bir şekilde kullanacak olan kişiyi yeterince tatmin etmez. Bu yüzden sözcükler, zihinlerdeki tasavvurlarıyla var olup yeni manalar kazanır. Lider ve ondan türetilen liderlik sözcükleri de bu minberde değerlendirilebilecek sözcüklerdir.
Örneğin bir kimsenin lider olabilmesi ya da liderlik edebilmesi için belli meziyetlere sahip olması gerekir. Dolayısıyla sözcükler tanımlanırken bu meziyetlerin de açıkça belirtilmesi elzemdir. Ancak diyebilirsiniz ki herkes kendince meziyetler arayabilir. Evet, bu anlamda herkesin liderden beklentisi farklı olabilir. Fakat bir liderin, liderlik eden kimsenin herkesçe kabul gören, evrensel ölçütlerde birtakım özelliklere sahip olması lazım gelir. Dilerseniz çok da dallandırıp budaklandırmadan bir liderde olması gereken temel özellikleri kabaca sıralayalım.
- Lider; hitap edebilen, hitap ederken sorgulayan ve sorgulatandır.
- Lider, kitlesinden alıp kendine katan değil kendinden eksiltip kitlesine katabilendir.
- Lider, kendisinden önce temsil ettiği/ettiklerini düşünen, onlardan önce tehlikelere göğüs gerendir.
- Lider; sağduyulu ve empati hissi gelişkin olandır.
- Lider, öngörüsüyle gelişecek olumsuz durumları olmadan engelleyebilen veya olumlu yapıları önceden planlayandır.
- Lider, kitlesini teoriğiyle ve pratiğiyle etkileyebilen ve sözüyle onları kaostan uzak tutabilendir.
- Lider, taban tabana zıt fikirli olsa da karşındakinin acısını hissedebilen ve o acıyı paylaşabilendir.
- Lider, hukuka aykırı suçları meşrulaştıran değil, ne şekilde olursa olsun hukuksuzluğun karşısında saf tutandır.
Birçok farklı vasıf eklenebilir. Ancak bu kadarı işimizi görür diye düşünüyorum. Sizce de ekseriyetle “Başkan” sözcüğü ile “Lider” sözcüğünü birbiri yerine kullanırken bir yanlışı devam ettirmiş olmuyor muyuz? Bir kitleye, bir gruba veya kuruma başkanlık etmek ile liderlik etmek birbirinden çok farklı şeyler değil mi? Siyasi parti başkanlarını, parti lideri şeklinde nitelerken yukarıda rastgele sıraladığım vasıflara vakıf olup olmadıklarını ne kadar değerlendiriyor, ne kadar sorguluyoruz? Veya “bizi” bir tarafa bırakacak olursak ilgili kitlenin “lider” olarak benimsediği kimseyi liderlik vasıflarına göre lider olarak nitelediğini samimi bir şekilde dillendirebilir miyiz?
Liderlik sorunu, çağımızın en derin sorunlarındandır. İçinde bulunduğumuz kapitalist düzen, rant ile ilişkilenen başkanları bizlere lider diye yutturmuş veya bizler yutar gibi yapıp içimizdeki lider aşkını bastırma yolunu seçmişizdir.
Bir lider için asıl mesele kazanmak veya kaybetmek değil, kazanırken de kaybederken de lider kalabilmektir. Kendini lider olarak tanımlayan, gören ya da lider şeklinde tanımlanan kimsenin, suçlu dahi olsa bir kimseye karşı suç işlenemeyeceğini, işlenirse bunun hukuki bir yaptırımı olacağını, suçun her ne şekilde olursa olsun meşrulaştırılamayacağını bilmekle işe başlaması yerinde bir davranış olacaktır.
Sevgiyle kalın…