Hemen hemen her şairin şiirinde var olan Akdeniz şiirleri denilince içlerinden seçim yapmak zor oluyor ama şiirimizin mihenk taşı Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın adı ‘Akdeniz’ olan şiirinde geçen eşşiz mısraların üzerine ne yazılsa kifayetsiz kalacaktır zaten.
Türk edebiyatında asırlardır gelen gelenekler ve geniş edebiyat mirasımız içersinde belki de Akdeniz, şairlerimize ve yazarına en büyük ilham kaynağı olmaya günümüzde de devam ediyor.
Toros Dağlarının kendi içinde esrarengiz doğa harikası, makiler, yeşilin bin bir tonu, sahile inerken karşımıza çıkan kıvrımlı yollar, ilerde deniz seviyesinde Akdeniz’in bin bir Mavi tonu yeşille buluştuğunda karşımıza çıkan manzara bir kez değince insanın gözlerine ve ruhuna işleyince sürekli özler insan Akdeniz’i.
Şairlerde bu eşsiz iklimden esinlenerek edebiyatımıza güzel dizeler vermişlerdir. Akdeniz aşktır biraz, biraz hüzün, biraz sıcak, biraz ayrılık.
Denizlerin şairi üstat Can Yücel Akdeniz Yaraşıyor Sana şiirine böyle başlar
“Akdeniz yaraşıyor sana, Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun”
Ve bu güzel şiiri;
‘Kadınım Yaraşıyorsun sen Akdenize’ mısrası ile bitirir.
Sunay Akın aynı zamanda Kitabının ismi olan Makilerde Akdeniz’i bu eşsiz üçlük ile selamlar “bir an önce görülsün diye akdeniz toroslarda agaçlar hep çocuk kalır”
Akdeniz’in en baskın olduğu şiirleri ile Cemal süreya’yı ayrı bir kulvarda değerlendirmek gerekir.
“Sen sık sık gülen gülerken de
Sevecen bir Akdeniz çizgisini
Sol yanına ağzının
İliştiren çocuk özenle
Yabana mı atıyorum yani seni
Yabana mı atıyorum saat altı buçukları
Çocuk ve Allah’ın en eski baskısını
Değil, değil bunların biri
Gözlerimin gemileri kuş istiyor
Açılıp kapandıkça sevdam
Kapanıp açılıyor bir mavi
Şahmaran süt istiyor kefeninden
Üç aylık ölmüş çocukların
Kerem ile Arzu geliyor Aslı ile Kanber
Ay kana kana batıyor
Ay kana kana batıyor”
“Göçebe” şiirinde denizin türlü havasını anlatan büyük üstat ‘Afrika’ isimli kısa şiirinde kıtalar arası bir yolculuğa çıkar ve Akdeniz’in kavimler boyu süren uygarlığına dokunur.
“Afrika dediğin bir garip kıta
El bilir, alem bilir,
Ki şekli bozulmasın diye Akdeniz’in
Hala eskisi gibi çizilir
Haritalarda..”
Hemen hemen her şairin şiirinde var olan Akdeniz şiirleri denilince içinden seçim yapmak zor oluyor ama Şiirimizin mihenk taşı Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın adı ‘Akdeniz’ olan şiirinde geçen bu eşşiz mısraların üzerine ne yazılsa kifayetsiz kalacaktır zaten.
Şairinde dediği gibi,
“Sessizdi yeryüzü
Yeryüzünde biricik Akdeniz vardı
Akdenizde
Yalnız ikimiz.
Beni seviyor musun dedim,
Yumdu gözlerini uzaklığa,
Tam sorulacak an, diye gülümsedi,
Tam sorulacak yer.
Bir kocaman yeşil bir kocaman boz
Yellerde
Çarpar birbirine çarpar enginlere dek.
Dalgaların ucunda yıldızların ucu
Her köpük bir fırtına
Her köpük bir evren.
Su deniz su gök gizlenebilir
Seni sevdiğim
Gizlenemez”