Okul öncesi öğretmenliği ve çocuk kitaplarıyla minik kalplere dokunan, çocuk şarkıları yazıp seslendiren, masallar anlatıcısı gönüllerin prensesi sevgili yazar Nurdan Kıyar’a misafir olduk.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Nurdan Kıyar kimdir?
1999 Adana doğumluyum. Okul öncesi öğretmenliği lisans eğitimimi İnönü Üniversitesi’nde onur derecesi ile tamamladım. Eğitim hayatım boyunca kişisel gelişim adına birçok organizasyonda görev aldım ve halen de almaktayım. Çocuk ve özgüven üzerine kreş anaokulları ve kitap fuarlarında söyleşiler yapmakta ilgili kurumlarda masal anlatıcısı olarak yer almaktayım. Alanımla ilişkili deneyim ve tecrübelerimi gelecek nesillere aktarabilmek adına çocuk kitapları yazmaktayım. Şu an “Atlıkarınca’nın Başı Dönüyor”, “Becerikli Örümcekler Ülkesi” ve “Modern Halli Yalnızlık” adlı üç adet kitabım var. Robotik kodlama ve ahşap ürünler üzerine atölye çalışmaları yapmaktayım. Ayrıca çocuk şarkıları yazıp seslendirmekteyim.
Yazarlık kariyerinizden bahseder misiniz?
Aslında yazmaya ilkokuldan beri aşinayım. Fakat bu işe profesyonel anlamda girişim 2017 yılında şiir alanında oldu. Daha sonra 2020 de aktif olarak bir dergide şiir ve kitap analizleri yaptım. 2022 yılında çocuk edebiyatında ilk kitabım olan “Atlıkarınca’nın Başı Dönüyor” u kaleme aldım. Ardından çocuk edebiyatında eserler vermeye devam ettim.
2023 yılında yetişkin edebiyatına “Modern Halli Yalnızlık” kitabımla giriş yaptım. Edisyon sürecinde aktif 3 kitabım bulunmakta. Yazmaya var olduğum sürece devam edeceğim.
Çocuk kitabı yazarı olarak anne, baba ve öğretmenlere ne söylemek istersiniz?
Öncelikle toplumun “bana göre” yapı taşı olan çocuklara en yakın uzaklıkta olan aile ve öğretmenlere onlar için en öğretici ve en kalıcı dostun kitap olduğunu aşılamalarını istiyorum. Her çocuk mutlaka günde 20 sayfa kitap okumalı, okuma yazmayı bilmeyen çocuklara ise bence düzenli olarak kitap okuyup onların bunu bir hobi haline getirmelerini sağlamalıyız. Ve bunu sağlayacak en önemli çevrenin aile ve öğretmenler olduğunu unutmamalıyız.
Çocuk kitaplarının konusu sizce ne olmalı?
Bana göre öncelikle kendilerini keşfetmelerini sağlayacak daha sonra karakter ve değerler eğitimine katkıda bulunacak konular yer almalı. Çocuklar için ilk öğretileri sağlayan kitaplar hem keyifli vakit geçirecekleri şekilde güzel ve bir ders çıkarabilecekleri basitlikle olmalı.
Bugünün çocukları geleceğin yetişkinleri ve topluma yön verecek kişiler olacağı için onların gelişimini hep pozitif yönde destekleyecek, onlara bu yolculukta katkı sağlayacak temaları ele almalıyız.
Herkes yazabilir mi?
Bu benim belki de en karşı olduğum görüş. Bana göre yazmak eylemi sanıldığı kadar basit değil hele ki çocuk edebiyatı konu olunca asla herkesin yapabileceği bir iş değil. Doğrusu herkesin “etkin ve çocuğun gelişimine katkı sağlayacak” şekilde yazması kolay değil. Charles Bukowski gibi “Yazmak seni seçer sen yazmayı değil.” düşüncesindeyim. Ama eğer o kalem sizi masa başına oturtacak bir güce sahipse yazmaktan pek tabii ki vazgeçmeyin. Bir de size yazmanın çok basit olduğunu söyleyip birkaç cümle dahi karalamamış insanları bence ciddiye almayın :)
Nurdan Hanım sizin gibi kıymetli bir eğitim insanını tanımaktan, tanıtmaktan oldukça keyif aldık ve onur duyduk. Yolunuzun tüm güzellikleriyle edebiyata ışık olması ve daha nice eserlerinizle çocuk kalplere dokunması dileğiyle…
Bu güzel röportaj için bana ulaştığınız ve sayfanızda yer verdiğiniz için teşekkür ederim. Sizinle tanışmak benim için bir onurdu. Daha güzel çalışmalarda tekrar görüşmek dileğiyle.
Edebiyat dolu günlerde tekrar görüşmek üzere…