Ligimizde ilk 3 hafta geride kaldı… Acısıyla tatlısıyla, skandallarıyla polemikleriyle, iyisiyle kötüsüyle, Avrupa’dan eleneniyle devam edeniyle…
Aklımızda kalan ne oldu derseniz; tabi ki Galatasaray – Çaykur Rizespor – TFF arasındaki uyuşmazlık ve kavga…
Bu konu hakkındaki düşüncelerimi geçen hafta yazmıştım, o yüzden tekrardan aynı şeyleri yazmanın anlamı yok… Bu konu bir süre daha devam edecek gibi duruyor…
Bir de son yıllarda bir türlü sona ermeyen inanılmaz ”Hakem Skandalları” var…
Verilen – verilmeyen penaltılar, bir takıma uygulanan öbürüne uygulanmayan kararlar felan derken sonuncusu ve en vahim olanı Beşiktaş – Karagümrük maçında meydana geldi.
Maçın 4. hakemi Onur Özütoprak; Beşiktaş‘tan Salih Uçan kırmızı kart ile atıldıktan ve Beşiktaş 4-4-1’e dönmek istedikten sonra; Alex’in yerine Atiba’nın girmesi istenirken ”sahada en az 3 yerli olması lazım” deyip Atiba’nın girmesine izin vermemiş, Beşiktaş’ta oyuna Necip Uysal’ı almıştı…
Olay 1 : Hocam önce kuralı öğren, sonra burnunu sok işin olmayan şeye… Bir kere sahada en fazla 8 yabancı olması lazım deniyor, en az 3 yerli olması lazım denmiyor… O zaman Türk oyuncu atılıp oyun başladığı anca takımın zaten otomatikman hükmen yenik sayılması lazım…
Olay 2 : Hocam kusura bakma ama SANANE… Farz edelim senin dediğin gibi hata olacak ve takım hükmen yenik sayılacak. Belki şampiyonluk el değiştirecek. Yahu sen ne karışıyorsun ligin kaderine.
Orada bunları hesaplayan, planlayan, bunun için maaş alan adamlar yok mu? Sana mı kaldı derdi kederi…
Hiç yakışmadı Onur hocam sana hiç…
Bir de ligimizde teknik direktör kıyımları devam ediyor…Adana Demirspor Samet Aybaba ile, Alanyaspor – ki geçen 2 sezonun en flaş takımlarından birisiydi- Çağdaş Atan ile ve Göztepe de Ünal Karaman ile yollarını ayırdı…
Ne oluyor kardeşim, takım yönetmeyi mi bilmiyorsunuz yoksa hoca seçmeyi mi? Yoksa paranız çok da saçacak yer mi arıyorsunuz…
Kadro istikrarı yok, hoca istikrarı yok, yönetim istikrarı yok… Tabi ki bizim kulüpler bu kafayla batacaktır… Hakikaten sinir olmamak elde değil… 3 haftada 6 takım teknik direktör değiştirdi… Şaka gibi…
Geçen yılın şampiyonlar ligi şampiyonu Chelsea (Roman Abramovich gibi bir milyarderin takımı) bu sene sadece forvet almak istedi. Önce Haaland için 120 Milyon Euro ödediler, menajer Raiola olmasa transfer olacaktı belki de, sonra eski oyuncuları Lukaku’yu aynı fiyata transfer ettiler ve transferi kapattılar…
Chelsea bilmiyor muydu 10 – 15 tane adam almayı??? Ya da siz çok mu zenginsiniz Abramovic’ten…
Bir laf vardır ” – Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur diye ”
Bizim takımları da yardan aşağı uçuran bu transfer hastalığıdır… İlla sezon başına minimum 15 transfer yapılacak… İlla teknik direktöre onu mu oynatayım, bunu mu oynatayım diye fal baktıracaklar…
Düşük performanslı birisi olursa, diğerini oraya kaydır, onun yerine bir başkasını geçir, sonra olmadı 11’i değiştir, sonra olmadı rotasyon yap, sonra yine olmazsa 1-2 tanesini kadro dışı bırak…
Oysa ki başarılı olmuş bir teknik direktöre, elindeki kadroyu koruyup maksimum 2-3 transfer yapsa kulüpler; onu da 15 taneye harcayacağın parayı 2-3 tanesi harcayarak daha kaliteli adamlar bulsan, bu kadar sıkıntı yaşamazsın…
Sadece süper lig değil ki; alt liglerdeki takımlarımız da öyle… şampiyon olup bir üst lige çıktığında kadro baştan aşağıya yenileniyor… Çünkü şampiyon olan kadronun bile üst ligi kaldırabileceğinin güveni yok ne yönetimlerde ne de hocalarda…
Oysa bu sezon İngiltere’de Premier Lig’e yükselen Brentford, yükselme ödülü olarak 210 Milyon Euro (180 Milyon Pound) paranın da sahibi oldu…
Bizim kulüplere bu parayı ver, anasını ağlatır. Sezon başına 20 transfer yapar, paranın da gözünün yaşına bakmaz…
Brentford ise zaten hali hazırda yükselme başarısı göstermiş kadrosuna, Kristoffer Ajer (Celtic – 15,7 Milyon Euro), Yoane Wissa ( Lorient – 10 Milyon Euro) ve Onyeka Frank’ı (Midtjylland – 10 Milyon Euro) aldı… Geri kalan para kasada kaldı… Belki devre arasına lazım olacak, belki tekrar küme düşecekler alt liglerde lazım olacak… Adamlar bunun bile planlamasını yapıyor…
Ve bu takım ilk 3 maçta içeride Arsenal’i 2-0 yeniyor, deplasmanda ise Crystal Palace ve Aston Villa ile berabere kalıp 5 puan topluyor… Al sana istikrar, al sana strateji, al sana başarı…
Bizim takımlarda ise plan yok, program yok, strateji yok, öngörü yok… Varsa yoksa mevcut sezon… Gerisine sonra bakarız…
Gerisi ise koca bir borç batağı, kocaman bir kara delik…
Alanyaspor’un muhteşem 2 sezonunda kadroda olan Caulker, Tzavellas, Nsakala, Salih, Siopis, Bakasetas, Berkan Kutlu, Cisse gibi oyuncular 2 transfer döneminde elden çıkarıldı. Kimi sözleşmesi bitti bedavaya gitti, kimi de bonservisiyle birlikte… Hele bir Caulker transferi var ki; oyuncu Fenerbahçe’ye gitti ama daha süre alamadan şimdi başka bir kulübe gönderilmeye çalışılıyor…
Yerlerine gelen oyuncularla Çağdaş Atan’ın bir sistem oturtması ve eksikleri görebilmesi için en az 10 haftaya ihtiyacı vardır… Oysa kulüp 3. haftada hocayı gönderdi ve yerine yeni birisini bakmaya başladı… Şimdi gelecek olan hoca kaç haftada takımı toparlar sanıyorsunuz…
Yahu yönetimden 20 kişi değiştirin. O başkanın sistemini oturtması için ne kadar süreye ihtiyacı var… Bir TV programı yönetmeni; sesçi, ışıkçı vs. 15-20 tane elemanını bir anda değiştirse o yönetmen ne kadar başarılı olur, o program ne kadar izlenir…
Ama yok biz istiyoruz ki 20 oyuncu değişince takımda değişen bir şey olmasın, hatta daha ileriye gitsin… Yok arkadaş öyle olmuyor işte, aksine daha da geriye gidiliyor…
AVRUPA KUPALARI
Avrupa’da nihayet 3 büyük takımımız kaldı artık. Beşiktaş doğrudan katıldığı için Şampiyonlar Ligi’ne, Fenerbahçe ve Galatasaray da kısmen zorlansalar da UEFA Avrupa Ligi’nde gruplara devam edecekler…
Zorlansa da diyorum çünkü eskiden 5 atıp gönderdikleri köy takımlarına karşı büyük takımlarımız, ancak ikinci maçların sonunda tur atlayabiliyor… Çünkü elalemin köy takımları bile adım adım ileriye giderken, bizimkiler 3’er 5’er geriye gidiyor…
Trabzonspor ise her zaman ki Abdullah Avcı stratejisiyle Avrupa’ya erken veda etti. Siz bakmayın Roma’ya elendiğine… Roma işin kılıf kısmı. Trabzsonspor az daha Molde’ye eleniyordu… Çünkü Abdullah Avcı sadece Türkiye Ligini kazanmak üzerine takım kurar, bu sene de öyle oldu… O yıldızlar topluluğu takım bile 60’tan 70’ten sonra oyundan düşüyor, maçların sonunu zor getiriyor… Yine tekrarlıyorum Trabzonspor’un bu sene bir mucize olmazsa ilk 3’e girmesi bile zor…
GALATASARAY’IN GENÇLERİ
Yıllar sonra ilk defa bir kulübümüz – hele ki bu Galatasaray – gençlere yatırım yapmaya başladı. Fatih Terim’in dediği gibi artık futbolcuların geçmişlerine değil geleceklerine yatırım yapılmaya başlandı…
Boey, Nelsson, Berkan, Cicaldau, Morutan, Kerem, Barış Alper gibi oyuncular genç yaşlarında kadroya ve hatta ilk 11’e monte edildi. Yaşça büyük, tecrübeleri kendinden menkul oyunculara verilen yıllık ücretler, yerlerini bonservislere bıraktı. Ve bu oyuncular ortalama 500 ile 900 Bin Euro arası yıllık ücrete oynuyor. Zaten olması gereken de bu…
Bu sene ki transferlerin yıllık ücreti, tribünde oturmaktan başka bir şey yapmayan Falcao kadar bile etmiyor…
Dolayısıyla Galatasaray iyi yolda…
Fenerbahçe de Pereira sayesinde Muhammed ve Arda gibi gençleri piyasaya sürdü ama bu iş ne kadar devam edecek bilinmez şu an… Çünkü gelecek transferlere göre bu oyuncular yine kulübenin koltuklarına yapışabilir… Umarım böyle bir şey olmaz tabi ki…
FERHAN ŞENSOY
Bu satırları yazmaya başlarken; Türk tiyatrosunun efsane ismi, bir çok tiyatro oyuncusunun hocası, hatta hocaların hocası Ferhan Şensoy’u kaybettiğimizi öğrendim…
Her ölüm erkendir ama bu ölüm hakikaten çok erken oldu… En azından pandeminin bitip, tiyatrolara olan fikir ve görüşlerin değişip, eskiden olduğu gibi şaşaalı bir tiyatro oyununda yeniden sahnede görmek isterdim büyük ustayı, ama olmadı …
Rahmetli Rasim Öztekin’in ölümünden 5 ay sonra, çok sevdiği dostunun yanına gitti.
Ve Rasim Öztekin’in cenaze töreninde dediği gibi …
“Bir gün ben de uçup geleceğim gökyüzüne…Buluşuruz gökyüzünde neşeli bir meyhanede.”
Umarım cennette güzel bir yerlerde birbirilerine sarılıp hasret gidermişlerdir…
HOŞÇAKAL İBRAHİM ABİ…
MEKANIN CENNET OLSUN #FERHANŞENSOY