Altınbaş Üniversitesi’nde düzenlenen Türkiye’nin Çevresindeki Güncel Stratejik Sorunlar panelinde Ukrayna krizinin olası sonuçları masaya yatırıldı
Altınbaş Üniversitesi’nin düzenlediği “Türkiye’nin Çevresindeki Güncel Stratejik Sorunlar” panelinde akademisyenler, Ukrayna krizinin olası sonuçları hakkında değerlendirmelerde bulundular. Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhat Erkmen’in moderatörlüğünü yaptığı panelde, Soğuk Savaş’tan sonraki en büyük küresel krizin Ukrayna olduğu görüşü ön plana çıktı.
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Bahadır Kaynak yaptığı değerlendirmede, küresel ölçekte, Soğuk Savaş sonrasındaki en derin krizlerden birinin yaşandığını belirtti. Kaynak, “Bu krizde, Türkiye birincil aktörlerden birisi değil ama o kadar önemli bir krizden bahsediyoruz ki Türkiye’nin eninde sonunda etkilenmemesi mümkün değil” dedi. Dr. Bahadır Kaynak, “Ukrayna, Rusya’nın kendi arka bahçesi olarak görüyor. Batı’ya yönelimi, Ukraynalı elitlerin aklındaki Avrupa Birliği perspektifi, NATO meselesi Rusların tüylerini diken diken ediyor. O yüzden Karadeniz’in hakimiyeti açısından kilit bölge olan Kırım’ı güvence altına aldı zaten” değerlendirmesinde bulundu.
“UKRAYNA’NIN BARIŞ ALANI OLARAK TESİS EDİLMESİ TARAFLARIN ÇIKARINA”
Ukrayna’nın İçinde bulunduğumuz dünyada Rusya’yla Avrupa’nın Batısı arasındaki bağları koparmak riski taşıyan bir bölge olduğunu dile getiren Dr. Bahadır Kaynak, Soğuk Savaş zamanında Rusya’nın Doğu Avrupa’da kurduğu tampon bölgeler sebebiyle Batı Almanya’nın Fransa’nın rakibi olduğunu söyledi. Kaynak konuşmasının devamında, “Şimdi de Ukrayna’nın benzer bir işgale uğraması durumunda Almanya ve Fransa gibi Avrupa Birliği’nin baş aktörlerinin Rusya ile ilişkileri olumsuz yönde etkileyecektir. Bu krizin sönümlendirmesi, askerileştirilmesi Rusya ile Merkez Avrupa ülkeleri arasındaki enerji ve ticari alandaki ilişkiler sürmesi önemli. Bu alanın bir barış alanı olarak tesis edilmesi tarafların çıkarına” dedi.
Rusya’nın, Ukrayna’nın Finlandiya gibi nötr bölge olarak kalması, NATO’nun içine alınmaması dolayısıyla kendisi için tehdit haline gelmemesi ve Kırım’ın kontrolü altında kalması görüşüne ilişkin değerlendirmede bulunan Dr. Bahadır Kaynak, “Bu yaklaşımı bana sorarsanız Avrupa’nın baş aktörleri Almanya ve Fransa bu senaryo satın alırlar. Çünkü onlar için öncelikli olan şey Rusya ile ilişkilerin sürdürülmesidir” diye konuştu.
Türkiye’nin ise Ukrayna ve çok güzel özel ilişkileri olduğunu vurgulayarak, “Artık pasaportsuz girilen bir ülkeden bahsediyoruz. Türkiye-Ukrayna ilişkileri bana kalırsa derinleşecek. Ama öte yandan Rusya ile de da bir dizi çıkar çatışmamızın olduğu ya da iş birliği alanlarımız var. Rusya’yla krizin tırmanması Türkiye açısından olumlu bir durum olmaz. Türkiye’nin pozisyonu Almanya ve Fransa’ya daha yakın gibi görünüyor” diye konuştu.
“UKRAYNA, DOĞU – BATI OLARAK İKİYE BÖLÜNEBİLİR “
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Eray Güçlüer, Ukrayna krizinden en çok Avrupa’nın etkileneceğini dile getirerek, AB’nin bölgede sıcak bir savaşı asla istemediğini dile getirdi. Dr. Güçlüer, “Olası bir göç ve oluşacak boşluk alanlarındaki silahlı hareketler bizden ziyade Avrupa’yı etkiler. Bu nedenle de ABD’yi de baskılamaya çalışıyorlar” değerlendirmelerinde bulundu.
Dr. Eray Güçlüer, Ukrayna sahasının küresel güçlerin mücadele alanı haline döndüğüne değinerek, Türkiye istikrar yönünde politikalarına devam etmesi gerektiğini vurguladı. Güçlüer, “Ancak, tek başına Türkiye’nin çabası yetmez. Türkiye’nin dikkatli olması gereken en kritik husus, krizin Kafkaslara sıçramasının önlenmesidir. Çünkü pek çok çatışma alanı, üstü örtülmüş şekilde hazır bekliyor. Fergana Vadisi bunlardan biridir. Türk Devletleri Teşkilatı ve geçen hafta 15’incisi yapılan Ekonomik İş Birliği Teşkilatı vasıtasıyla Türk dünyası ülkeleri ve özellikle de İran ve Pakistan’ın entegrasyonunun sağlanması sonuç verir. İstikrara katkı sağlar diye umuyoruz” dedi.
Türkiye’nin Kafkaslarda belirleyici bir rol oynayabileceğine ancak Ukrayna için aynı şeyin söylenemeyeceğini belirten Dr. Eray Güçlüer, “İstikrarın sağlanması için Ukrayna ile iş birliği yapılması ve Rusya’yı baskılayıcı politikaların devreye sokulması gerekir. Burası her an kriz sahası haline dönebilir. Arabuluculuk çalışmaları sonuç vermez ise 2. Dünya Savaşında Almanya’da olduğu gibi ülkenin Doğu-Batı olarak 2’ye bölünmesi gündeme gelebilir. Avrupa’nın da Batı Ukrayna ile ilgili çabaları duyuyoruz. Çok kırılgan bir söz konusu” şeklinde konuştu.