Kırk yıl hatırı olan kahve hayatımıza nasıl girdi? Sade, orta şekerli, yanında lokumla ya da çikolata içilen kahve için şöyle bir tarih seyahatına çıkalım.
Yavuz Sultan Selim Mısır’ı feth ettiğinde Türkler ilk defa kahve ile tanıştılar. Telve ikramı ile yapılan tek içecektir. Kahvenin kökeni Arap yarımadasıdır. Yemen valisi Özdemir Paşa kahveyi çok beğenmiştir. İstanbula gelirken kahve çekirdeklerini İstanbul’a getirdi.
İlk saray kahve ile tanıştı sonra esnaf ilk başlarda güğümde yapılan kapılan kahve tatından dolayı lokumla ikram edilmeye başlandı. Zamanla kahve Osmanlı da heryer de içlen bir damak lezzeti haline geldi.
Türk kahvesi bir Türk kültürü içerisinde önemli bir yer almaya başladı . 1554 yılında İstanbul Tahtakale de ilk kahvehane açıldı. İstanbul’a gelen Venedikliler Türk kahvesine bayıldılar. Kahvehaneler önce İtalya da sonra Fransa da kurulmaya başlandı.
İlk tadı Yemenden gelen kahvemizin çekirdekleri Brezilyadan gelmektedir. Hayatımıza giren kahve özel bir damak tadı da bıraksa bizim için önemli olan o esnada yapılan sohbetler bize eşlik eden kişiler olmuştur.
Evliliğe giden ilk adım da genç kızlar ilk tanışmada aileler arasında Türk Kahvesi içerler evlenecek olan kızın kahveyi yapması bir gelenek haline gelmiştir.
Ben bir kitaba daldığımda yanımda orta şekerli kahve yudumlamak büyük bir keyiftir. Kitaptaki hikaye içinde kaybolurken yanımda iyi bir arkadaştır benim gibi yalnız kalmayı da tercih ediyorsunuz kahve yine iyi bir dosttur. Bir arkadaşımla güzel bir ortamda sohbet etmek çok değerlidir. Neden kırk yıl hatırı vardır çünkü yanımızdaki kişiyi önemseriz.
Öz kültürümüz Türk Kahvesi ile güzel sohbetler yapabileceğiniz insanlar ile sağlıklı günler dileyelim sevgiyle kalın..