Değerli okuyucular, bir yılın daha sonuna gelmiş bulunuyoruz. İyisiyle, güzeliyle yeni bir yıl daha bitti. Yılın son yazısı olarak İsmet İnönü’yü ele almayı düşündüm.
Tarihin liderler yanında yarattığı insanlarda vardır. İsmet İnönü Türk tarihi için önemli bir kişidir. Seversiniz, sevmezsiniz ama tarihteki yerini alan önemli bir liderdir.
İttihat Terakki’de nasıl üç adam varsa (Talat, Enver, Cemal), Millî Mücadele döneminde de üç adam vardı. M. Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Fevzi Çakmak. İsmet İnönü ise Aydemir’in dediği gibi İkinci Adamdı. Millî Mücadele döneminde Atatürk’ ün liderliğinde yanına katılmış, savaş sonrasında, Lozan Antlaşması için görevlendirilmiş ve bağımsızlık için sonuna kadar masada bir savaş vermiştir. Siyaset alanında inkılapların uygulayıcısı olmuş ve Başbakanlıktan ayrılana kadar Atatürk ile beraber çalışmıştır.
Elbette siyasette görüş ve fikirler bazen ayrı düşebilir ama Atatürk ve İsmet İnönü’ nün arasına kısa süren bir fikir ayrılıkları giremezdi. Atatürk İnönü’ ye , “Kardeşim İsmet” ve İnönü Atatürk’ e, “Sevgili veli nimetim Atatürk” sözleriyle birbirlerine yazmışlardır. Iki insanın, yani kader birliği yapmış iki kişinin birbirine ne kadar bağlı olduğunu gösteriyordu.
Siyaset ayrı bir sanattır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda yer almış, en önemlisi Atatürk’ün sağlığında istediği çok partili siyasal denemesini Cumhurbaşkanlığı döneminde hayata geçirmiştir. Demokrasiye inandığı için iktidarını Demokrat Parti’ ye devreden bir lider. Ayrıca Demokrat Parti’ nin güçlenmesi sonucunda dağılan Cumhuriyet Halk Partisi’ni ayakta tutan, ayrıca siyasette yeni politikalar geliştiren, yani siyasette uzun süre tartışılacak olan Ecevit’ in ön planıyla çıkmasıyla sürdürdüğü “Ortanın Solu” politikası. Tarihi kişilikler her zaman yeniliklere açık olan liderlerdir. Geçmişe bağlı kalmayıp günün şartlarını değerlendiren önemli şahsiyetlerdir.
Atatürk ve İnönü, siyasete askerlerin karışmasını hiçbir zaman istememiştir. İki liderde Ordu’ da ki görevlerini bırakıp siyasete atılmışlardır. Ordu-Siyaset artık bir bütün olarak ayrılmıştır. Bu önemli bir adımdır. Ayrıca Atatürk’ ün ölümünden sonra Meclis onu lider olarak seçmiş ve 1950 yılına kadar Cumhurbaşkanı olarak kalmıştır. İnönü, geçmişten ders alarak memleketi 2. Dünya Savaş’ ına sokmamıştır.
Elbette, bazı tartışmalar vardır ama hiçbir çocuğun babası da yetim kalmamıştır. Türkiye, bu şartlar altında en az kayıp ile savaştan çıkmaya çalışmış ve bunu başarmıştır. Tarih, bu dönemde birçok propagandaya sahne olmuş ve halen bazı konular tartışılmaya devam edilmektedir. Önemli olan olayın bütününe bakmaktır. İnönü, savaştan sonra demokrasiye geçmek için gereken adımları atmış, Celal Bayar’ a güvenceler vermiştir. Demokrasinin oturmasında İnönü’ nün payı bambaşkadır.
27 Mayıs 1960 darbesinde temkinli olmuş ayrıca Menderes’in idamlarına karşı çıkmış hatta Gürsel’e mektup yazmıştır. Lakin bu adımlar başarısız olmuştur. 1961-1965 geçiş döneminde memleketi tekrar düzene koymaya çalışmıştır. Ayrıca Ordu’nun siyasetten uzaklaşması için demokratik rejime olduğunca sahip çıkmaya çalışmıştır.
İnönü yaşamının son yılına doğru giderek rahatsızlıkları artmaya başlamıştır. Tarihi lider, yükselen genç nesil ve zamanında desteklediği Ecevit’ in karşısında kongre taleplerine karşı çık(a) mamıştır. Böylece 5. Olağanüstü Kongre’ de CHP Genel Başkanlığından ayrılıyordu. Aynı zamanda Ecevit’ i tebrik ederek başarılar diliyordu. İnönü CHP’ den ayrıldıktan sonra tabii senatör olmuştur ve 25 Aralık 1973 günü aramızdan ayrılmıştır.
Tarihi liderler kendisine yüklediği sorumluluktan kaçamazdı. İsmet İnönü’de kendisine verilen görevden kaçmamış ve Türk siyasetinde demokrasinin oluşması için birçok çaba göstermiştir. En önemlisi de bağımsızlıktan asla ödün vermemiş ve:
“Gerekirse yeni bir dünya kurulur ve Türkiye de orada yerini bulur.”
Demiştir. İkinci adam Türk Siyasetine ve tarihteki yerini almıştır. Son söz olarak;
“İktidarda kalmak değil, itibarda kalmak önemlidir.”