Bazı şeylerin kıymetini yokluğunu yaşayınca anlarız sonrasında üzülürüz kırılırız her geçen gün deyim yerindeyse buz gibi erir gideriz.
Çünkü varlıklarında kıymetini bilmediğimiz şeylerin yok olması ya da işlevini yitirmesi insana acı veriyor, çaresizliğini acizliğini insanın yüzüne vuruyor her an..
Kimimiz annesi sağken annesinin hal hatırını dahi sormazdı kimimiz sevgilisiyle beraberken yılda bir ya vakit ayırıyordu ya da ayıramıyordu sevgilisine yârine..
Kimimiz iş yerine adamakıllı bakmıyordu hatta bazen işe gitmemek için bin türlü takla atıyordu !
Bazen odada TV izlerken deliler gibi susardık ama kalkıp su içmeye üşenirdik..
Örnekleri çoğaltmak veyahut örnekleri farklı yerlerden vermek mümkün ama sonuç olarak hepsinde ortak olan şey sahip olduğumuz şeylerin kıymetini bilememek.!
Evet kıymetini bilemedik değerini bilemedik ama yanımızdayken ama ona sahipken ama onu kullanıyorken bilemedik sevemedik sahiplenemedik ait olamadık olmadı beceremedik yapamadık..!
İnsanoğlunun ezelden beri yapamadığı şeyleri bizde yapamadık bizde değiştiremedik bizde başaramadık değer verip sevemedik kıymetini bilemedik ve bizim de elimizde koskocaman pişmanlıklar özlemler ve hayal kırıklıkları kaldı..
Kimimizin gözü yollarda kimimizin gözü fotoğraflarda kimimizin gönlü sevdalısı olduğu insanda kaldı.
Ne annen geri geldi ne sakatlanıp kesilen kolun geri geldi ne sevdiğin geri geldi ne de bir türlü memnun olmadığın işyerin geri geldi.!
Vaktinde değerini bilmediğin hiçbir şey geri gelmedi ve ne yazık ki geri gelmeyecek..
Annen bir daha başını merhametle okşamayacak sevdiğin bir daha gözlerine sevgiyle bakmayacak bir daha tek başına doyasıya yürüyemeyeceksin bir daha geç kalmayacaksın kalamayacaksın iş yerine..
İstesen de özlem duyduğun geçmişine artık dönemezsin..!