Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, ‘Avrupa Birliği (AB) Müktesebatına Uyum Sürecinde Türkiye’nin ATLAS Projesi’nin ulaştırma mevzuatını bütün yönleriyle kapsayan ilk çalışma olduğunu ve bu nedenle özel bir öneme sahip olduğunu belirterek, “Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan Türkiye Raporu’nda da büyük bir önem atfedilen projemizin, mevzuat uyumu anlamında tüm sektörlerimize önemli katkılar sunacağına inanıyorum” dedi.
Bakan Uraloğlu, Ankara’daki bir otelde düzenlenen ‘ATLAS Projesi Kapanış Etkinliği’nde konuştu. Uraloğlu, daha müreffeh bir Avrupa için ulaştırma alanında Türkiye ve Avrupa’nın iş birliğinde gerçekleştirilebilecek çalışmalara dikkat çekerek, “Uluslararası taşımacılığın geliştirilebilmesi için karşılaştığımız darboğazları giderecek alternatif güzergahları birlikte hayata geçirebiliriz. Ülkemizin jeo-stratejik konumunun bize pek çok fırsat sunduğunu görüyoruz” dedi.
‘TÜRKİYE VE AB ARASINDAKİ TİCARET HACMİ 210,3 MİLYAR DOLAR’
Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin Avrupa için önemli bir ticari ortak olduğunun altını çizerek, “31 Aralık 1995 tarihinde Gümrük Birliği’nin ihdas edilmesi ile birlikte Türkiye ve AB arasında büyük bir ivme kazanan ticaret hacmi 2023 yılında 210,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) uluslararası ticaret verilerine göre de AB ülkelerine en fazla ihracat gerçekleştiren ülkeler sıralamasında Türkiye 6’ncı sırada yer aldı. Tüm bu kapsamlardan bakıldığında Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin derinliği ve iş birliklerinin önemi gün gibi ortadır. Bu noktada az önce de belirttiğim üzere uluslararası taşımacılık hususlarında karşılaştığımız darboğazları çözmek için birlikte çalışmalıyız” diye konuştu.
‘ULAŞIM VE İLETİŞİM ALTYAPISINA 277 MİLYAR DOLAR YATIRIM YAPILDI’
Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin 2053 vizyonu doğrultusunda, Asya, Avrupa ve Afrika arasında artan uluslararası yük taşımacılığından mümkün olan en yüksek payı almak için çalıştıklarını ifade ederek, “Uluslararası ulaştırma koridorlarının kesişim noktasında bulunan ülkemizin lojistik bir merkez haline gelmesi için altyapımıza büyük yatırımlar yapıyor, rekabet gücümüzü her geçen gün artırıyoruz. 2002 yılından bu yana Türkiye’nin ulaşım ve iletişim altyapısına 277 milyar dolar üzerinde yatırım gerçekleştirdik.
Bakü-Tiflis-Kars (BTK) Demir Yolu ve Marmaray gibi hayata geçirdiğimiz dev yatırım projeleriyle Asya-Avrupa arasında Orta Koridor üzerinden kesintisiz taşımacılık yapılabilmesini önceliyoruz. İzlemiş olduğumuz proaktif politikalarla dünya demir yolu taşımacılığında kısa zamanda söz sahibi olan ülkemiz; BTK demir yolu hattının hizmete girmesi ile Çin-Avrupa arasındaki demir yolu yük trafiğinde Orta Koridor’un etkin olarak kullanılması olanağını sağlamıştır. Orta Koridor ve BTK Demir İpek Yolu üzerinden yük trenleri Çin’den Türkiye’ye 12 günde, Çin’den Avrupa’ya ise 18 günde ulaşıyor. Bununla birlikte, inşa halinde olan Halkalı-Kapıkule hızlı tren hattı ile Avrupa yakasındaki taşıma kapasitesi ve hızını da artırıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘DEMİR YOLUNUN PAYINI YÜZDE 22’YE ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ’
Sadece Türkiye’nin refahını değil bölgedeki komşu ülkelerin ve ticari ilişkilerin en güçlü olduğu AB ülkeleri ve vatandaşlarının refahına da önem verdiklerini söyleyen Uraloğlu, “Özellikle Türkiye-AB mali iş birliğimizin en önemli göstergelerinden biri olan Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı kısa adıyla ‘IPA’ vesilesiyle AB kurumlarıyla birlikte birçok önemli projeyi hayata geçiriyor ve karşılıklı deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Geldiğimiz noktada, ülkemizin de temel önceliklerinden biri olan çevre dostu bir ulaştırma sisteminin tesis edilmesi ve yeşil dönüşümün hızlandırılması için projeler geliştiriyoruz.
Avrupa Birliği’nin iklim değişikliği ve çevre kirliliği ile mücadele kapsamında yürüttüğü politikaları yakından takip ediyor ve destekliyoruz. Özellikle sera gazı salınımının azaltılmasıyla çevre dostu bir taşımacılığın sağlanması konusunda demir yolu taşımacılığının önemli bir yere sahip olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda, AB’nin kara yollarında yapılan yük taşımacılığının yüzde 75’inin demir yolu ve iç su taşımacılığına kaydırılması hedefine uygun olarak bizler de yük taşımacılığında demir yolunun payını 2053 yılına kadar yüzde 5’ten yüzde 22’ye çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.
‘HER İKİ TARAFA DA KAZANÇ SAĞLAYACAĞINA İNANIYORUM’
Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde birçok siyasi engelle karşılaştığını ancak teknik iş birliğini en üst düzeyde sürdüğünü ifade ederek, “Özellikle ulaştırma alanındaki iş birliği ve ilişkilerimizin siyasi etkilerden uzak bir şekilde sürdürülmesinin karşılıklı çıkarlarımız açısından her iki tarafa da kazanç sağlayacağına inanıyorum. Aday ülke olarak ulaştırma altyapımızın geliştirilmesi için çalışırken AB ile hukuki anlamda gerekli uyumlaştırmanın sağlanmasına da önem veriyoruz. Tüm bu gayretlerin sonucunda emniyet, güvenlik, çevre ve sosyal konularda çağın gerektirdiği bir düzeyi yakaladığımızı düşünüyorum. Mevzuat uyumu konusunda bugüne dek Bakanlık olarak birçok projeyi hayata geçirdik.
Ancak, ATLAS Projesi’nin, ulaştırma mevzuatını bütün yönleriyle kapsayan ilk çalışma olması nedeniyle özel bir öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan Türkiye Raporu’nda da büyük bir önem atfedilen projemizin, mevzuat uyumu anlamında tüm sektörlerimize önemli katkılar sunacağına inanıyorum. Sektörümüzün AB müktesebatına uyum noktasında; önde olduğu alanları daha da ileriye taşımasını, farklılıklarımızın bulunduğu alanlarda ise önceliklerimizi gözeten bir yaklaşımla AB’ye uyum sağlanması yönünde gayret göstermelerini temenni ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
‘MEVZUAT BİLGİ SİSTEMİNİ HAYATA GEÇİRDİK’
Çalışmalar sonucunda gelecek dönemde mevzuat uyumuna yönelik atılabilecek adımları içeren bir Mevzuat Uyum Stratejisi ve Eylem Planı oluşturduklarını belirten Uraloğlu, “Proje kapsamında ayrıca, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme ilkeleri doğrultusunda ‘ELIT’ adını verdiğimiz bir mevzuat bilgi sistemini de hayata geçirdik. Bu sayede tüm ulaştırma mevzuatına tek bir kaynaktan erişim sağlayabilecek ve AB’ye uyum durumumuzu dijital ortamda güncel bir şekilde takip edebileceğiz. AB’ye tam üyelik perspektifiyle hazırlanan raporlar kapsamında önümüzdeki dönemde belirli öncelikleri gözeterek hangi iyileştirmeleri yapabileceğimiz üzerinde çalışacağız” diye konuştu.