Hayatımıza giren insanları iyiki’lerle karşılayıp keşke’lerle uğurlayamayız. Her insanın hayatımıza birer tecrübe kattığını, acısıyla, tatlısıyla; iyisiyle kötüsüyle yer edindiğini kabullenmek zorundayız.
Bu insanlara teşekkür etmek lazım çünkü hayatımıza giren her insandan bir şeyler öğreniyoruz. Hayatın akışı içinde elbette ‘keşke hiç tanımasaydım’ dediğimiz insanlar olacaktır. İşte tam burada devreye bakış açısı giriyor, kırılma noktası burada başlıyor. İyi, kötü adını verdiğimiz tüm bu yaşananlar sayesinde artık hayata at gözlükleriyle bakmayı bırakmış oluyoruz. Bu insanlar sayesinde yaşadığımız üzüntü verici bir olay karşısında ah, vah, keşke demek yerine iyi ki demeyi öğrenmiş oluyoruz .
İyiki’lerin keşke’lerinden fazla olduğunda her anlamda olgunlaşır insan. Mesela bir insana güvenmemen gerektiğinin farkına vardığında “keşke hiç tanımasaydım” demek yerine “Sana teşekkür ederim, sayende senin gibi insanlara güvenmemem gerektiğini öğrendim” diyebilmektir aslolan. Yani hayatımızda bir şeylere tanık oluyorsak mutlaka bir anlam arayıp bundan ders çıkarmamız lazım.
Son olarak Ataol Behramoğlu’nun “Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var” adlı şiirinden şu dörtlüğü paylaşmak istiyorum:
“Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz kanı.”
Hayat denen bu hengâmenin içerisinde iyiki’lerin keşke’lerinden fazla olması dileğiyle. Sevgiyle..