Bayrak, bir milletin bağımsızlık işareti ve şerefidir. Tam yeri, tam zamanıdır; hatırlatalım…
Birinci olay…
30 Ağustos 1922 sabahı, Gazi Mustafa Kemal Paşa savaş sahasını geziyordu. Etraf binlerce düşman cesedi birbiri üzerine yığılmış topçu hayvanı, top ve cephane ile doluydu. Gazi şöyle söylendi:
“Bu manzara insanlığı utandırabilir! Fakat haklı vatan savunmamız için buna mecbur olduk. Türkler başka milletlerin vatanında böyle bir harekete kalkışmazlar.”
Harp artıkları arasında yırtılmış ve terkedilmiş bir de Yunan bayrağını gören Başkomutan, eliyle bayrağın yerden kaldırılmasını işaret ederek:
“Bir milletin bağımsızlık işaretidir. Düşman da olsa hürmet etmek gerekir. Kaldırıp topun üzerine koyunuz.” 1
1 Said Arif Terzioğlu, Yazılmayan Yönleriyle K. Atatürk, Hamle Matbaası, İstanbul 1963, s. 80
Kaynak: Atatürk ve Unutulmaz Anıları, Ahmet Gürel, Bülent Türker, Nisan 2009
İkinci olay…
İzmir’in Kurtuluşu, 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz harekâtı sonucu Türk ordusunun Yunan işgali altındaki İzmir’e 9 Eylül 1922’de girmesini belirten tarihi olaydır.
Tabii bu olayın ardından Gazi Mustafa Kemal Atatürk de İzmir’e gelir.
Atatürk İzmir’e geldiğinde konaklaması için Karşıyaka’daki İplikçizade Köşkü ayrılmıştı. Karşıyakalılar Ata’mızı buraya davet ediyorlardı. İşgal döneminde Yunan Kralı da burada kalmıştı.
Bu köşk şimdilerde Karşıyaka Evlendirme Dairesinin karşısında yer alıyor. Yalı’daki 380 Numaralı Çağlayan Apartmanının olduğu yerde olan bu köşkün güzelliği anlata anlata bitirilemezdi.
Atatürk köşke geldiğinde yerde Yunan bayrağı görür ve efsane olan o tarihi konuşma yaşanır.
Her tarafı çiçeklerle bezenmiş bir otomobil ile Karşıyaka ‘ya gidip köşke girmiş. Bir de ne görsün! Mermer merdivenlerde yere serilmiş kocaman bir Yunan bayrağı…
Gazi sormuş:
– Nedir bu?
Halk anlatmış :
– Yunan Kralı bu eve girerken bu basamaklarda Türk bayrağını çiğnemişti, Paşam! …
Gazi kaşlarını çatmış ve demiş ki:
– Hata etmiş!… Ben bu hatayı tekrar edemem. Bayrak bir milletin şerefidir, ne olursa olsun yerlere serilmez ve çiğnenmez, kaldırınız!
Kaynak: Tek Adam – Cilt 2, Şevket Süreyya Aydemir, sayfa 513