Her gün kadına şiddet, cinayet haberlerini maalesef izliyoruz, okuyoruz. Bu insanlık suçunu tüm nefretimizle lanetliyoruz, insanlık suçunun farkına var!
Bugün, 25 Kasım Uluslararası Kadına Şiddetle Mücadele Günü. Bizim için kanayan bir yara olan kadına şiddet konusu, sadece paylaşımlarda hatırlanmaması gereken bir konu. Zaten hemen her gün kadına şiddet cinayet haberlerini maalesef izliyoruz, okuyoruz. Bu insanlık suçunu tüm nefretimizle lanetliyoruz.
Kadına şiddetin, ne olursa olsun hiçbir inançta ve gelenekte yeri yoktur. Yüce dinimizce günahtır. Türk kültüründe de hiçbir zaman yeri olmamıştır. Türk Kadınlarının eski Türk tarihini biraz araştırırsak ta Tomris Hatuna uzanan güçlü bir karakterde olduğunu görebiliriz. Yeri geldiğinde Nene Hatun olmuş, savaşmış. Yeri geldiğinde Zübeyde Hanim olup Dünya’yı kendine hayran bırakan Yüzyılın Kahramanını yetiştirmiştir. Güçlü Türk Kadını; Cumhuriyetin ilanıyla, Atatürk tarafından verilen haklarla, olması gerektiği gibi tüm haklarına kendini uygar olarak tanımlayan ülkelerden daha önce kavuşmuştur. Daha sonraki eğitim hakkıyla büyük başarılara imza atmıştır. Bu tarihsel detaylar ve daha fazlası kültürümüzde Türk Kadınının yerini bilmemiz için önemlidir ve değerlidir.
Kadına şiddet, erkekler için acizlik göstergesidir. Söyleyecek sözü olmayan; kendine, ailesine, insanlığa saygısını yitirmiş insanların gösterebileceği bir caniliktir! Ve en önemlisi de hem cinslerimizin buna karşı çıkması gerekmektedir. Bir erkek olarak kadına şiddet gösterenden de, destek verenden de utanıyorum. Ve bu insanların yetiştireceği bireylerin de topluma yararlı olacağını asla düşünmüyorum.
A Milli Kadın Voleybol Takımımızın, Jimnastik şampiyonumuzun, boks şampiyonumuzun başarısını bile kutlamaktan aciz zihinlerin olduğunu görüyoruz. Sporda yapacaklar, dansta edecekler, sanatçı da olacaklar. Bizde onların başarılarıyla gurur duyacağız. Giyimlerine ve yaşam tarzlarına saygı duyacağız. Ve erkek olarak en önemlisi; onların cani yandığında annemizin, eşimizin yerine koyup kendi canımızın acıdığını hissedeceğiz.
Sadece fiziksel değil; duygusal, psikolojik, maddi ve manevi her türlü şiddetin karşısında duracağız. Sadece erkek olarak değil; maalesef kadına şiddeti yetişme tarzından dolayı benimsemiş kadınlarımızın da mutlaka bilinçlenmesini sağlamamız gerekiyor. Senaryolarda kadın hikayeleri yazımda da belirttiğim üzere; sırf bekar olduğu için genç bir kadına çevresel baskı da bulunmak, başkasıyla karşılaştırmak bir şiddet türüdür. Bir psikolojik şiddettir.
Tüm şiddet türlerinin karşısında olarak bu farkındalık günlerinde gerçekten bu şiddetin bir insanlık suçu olduğunun farkına varmak gerekiyor.