Hemen hemen hepimizin hayatında en az bir kere karşılaştığı, söylenişi basit, sonuçları ise oldukça ağır bir kavramdır fanatizm.
Başlangıçta tatlıdır, içi dolu görünür ama, yolun sonuna geldiğinizde elinize kalanlara baktınız mı görürsünüz asıl boşluğunu. Hani hepimizin içinde bir yerlerde vardır gaza gelme, galeyana gelme içgüdüsü. İşte fanatiklik pazarlamacıları bu duyguları çok iyi kullanırlar. Bazen etrafımızda bizim gibi düşünen 5 kişi görünce fanatikleşiriz, bazen sosyal medyada aynı etikete aynı yorumları yazan 5 bin kişi görünce. Fanatizmde savunulan görüş ne olursa olsun, savunuluş biçimi hep aynıdır. Bir fanatik olabilmek için önce ortada fanatiği olunacak bir konunun olması gerekir. Bu bir futbol takımı, siyasi parti, din veya ırk olabilir. Daha sonrasında ana tema olarak seçilen konu bir mağduriyete ihtiyaç duyar. Destekçilerine göre fanatikliği yapılan zümre “en fazla hakkı yenen, en fazla üzerine oyunlar oynanandır”.
Pek ilginçtir ki 18-20 takımlı futbol liglerinde nedense bütün takımların hakkı yenilmekte, hakemler ve federasyon her maç üzerlerine oyunlar oynamaktadır. İkinci olarak fanatizm sembollere ihtiyaç duyar. Anthony Smith’in meşhur etno-sembolizm kavramına atıfta bulunarak ben de üzerime vazife olmamasına rağmen sanıyorum ki “fana-sembolizm” kavramından bahsedebilirim. Örnek vermek gerekirse, bir futbol takımının fanatiklerine göre, takımın maçlarını oynadığı stadyum bir “mabet” özelliği taşır. Aynı şekilde arma da o kadar kutsaldır ki uğruna can vermeye değer. Aynı şekilde siyasi partilerin fanatikleri de sembollere ihtiyaç duyar.
Dünyada ideolojisi ve sembolü olmayan hiçbir siyasi parti yoktur. Irkçı fanatiklerin sembolleri ise çok daha geneldir. Beyaz ırkın üstünlüğünü savunan KKK (Ku Klux Klan) veya başta Yahudilerden ve daha sonra tüm dünya ırklarından üstün bir “Aryan” ırkına sahip olduğunu iddia eden Adolf Hitler‘in Nasyonal Sosyalist partisi bizzat kendi ırk veya kendi ten renklerini sembolize etmekteydi.
Köktendinci (fundamentalist) yaklaşımların da elbette ki tamamı fanatiktir. Her dinin kendi içinde köktendinci grupları vardır. Bu grupların hepsi tek dinin kendi dinleri olduğunu ve geri kalan insanların tümünün cehennemi boylayacağını iddia eder. Her ne kadar dine yaklaşımları farklı olsa da tüm dinlerin köktendinci gruplarının söylemleri hemen hemen aynıdır. Mutlaka sembol tapınaklar, ibadetler ve dualar vardır. Fanatik grupların hepsinde yer alan bir diğer özellik ise güçlü bir hikaye ve “diğerlerinden farklı olma” inancıdır.
Muhtemelen herhangi bir futbol takımının fanatiğine takımını ne kadar çok sevdiğini sorduğunuzda size iyi günde de kötü günde de takımını desteklediğini, diğer takımların taraftarı gibi iyi gün taraftarı olmadığını söyleyecektir. Bunun üzerine bir de o takımın tarihinde sembol olmuş eski bir tribün liderinin dokunaklı ve takımına aşkla bağlı hikayesini anlattı mı gözyaşlarınıza hakim olmanız çok zordur. Fakat işin ilginci, bütün takımların taraftarlarının aynı inanca ve aynı hikayelere sahip olmalarına rağmen, kendi takımlarını tartışmasız en temiz, en şerefli ve en şanlı olarak görmeleridir.
Fanatikler tartışmaya kapalıdır. Bu yüzden herhangi bir fanatiğin kendi görüşü dışında başka görüşlerin temsilcilerine anlayışla yaklaşması imkansızdır. Ancak fanatikler bu fanatikliklerini hiç bırakmadan eksen kaymaları yaşayabilirler. Yani bir kişi aynı anda hem bir takımın, hem bir ırkın hem de siyasi bir görüşün fanatiği olabilir. Fakat fanatikliğini yaptığı 3 kurum arasında çatışmalar yaşanırsa bu onun fanatikliğini etkilemez.
Örnek vermek gerekirse, eğer bir takımın fanatiği olmanızla beraber bir siyasi partinin de fanatiği iseniz, kulüp başkanınızın siyasi görüşü size zıt da olsa takımınızı değiştirmezsiniz. Aynı şekilde fanatiği olduğunuz siyasi partinin lideri sizin tuttuğunuz takımı tutmuyor diye o partiyi de bırakmazsınız. Dolayısıyla zor olan şey eksen değiştirmek değil, fanatik birini dünyadaki tüm görüşlere saygıyla yaklaşan biri haline getirmektir. Unutmayın, bağlamı ne olursa olsun her türlü fanatizm insanın gözüne kapkara bir perde indirir. Hiçbir siyasi, dini ya da sportif faaliyette bir görüşün fanatiği olmayın, hele bu görüş yüzünden sevdiklerinizi asla kırmayın. Dünyada desteklenebilecek tek fanatiklik, fanatikliğe karşı durulandır.