Hiç tek başınıza mezarlığa gittiniz mi? Ben gittim esen rüzgarı sessizliği her taşı üstündeki isimlere öylesine baktım farklı yıllar farklı ömürler bir karış toprağın içine sığmıştı. Konuşmuyorlardı artık susuyorlardı.
Ölümü hiç düşünmüşler miydi? Hepsi belki doktor mühendis çöpçü köşe başındaki simitçiydi. O gün son gündü hayatlarında bir kaza bir hastalık ecel diyeceklerdi arkasından.
Çok iyi biri belki dua edeceklerdi ilk birkaç yıl oğlu vefalı bir akrabası varsa bir mezar taşı yaptıracaktı. Sonra bayramdan bayrama tapılacak bir kaç ziyaret. Belki hiç hatırlanmayacaktı. Ya da çok kötü biriydi ölen eşine çocuğuna şiddet gösteren iyi olmuş dünya bir kötüden kurtuldu diyeceklerdi arkasından.
Bir seçme fırsatı olsaydı iyi olabilir miydi vicdanı olur muydu bilinmez ama hepsi bir karış toprağa sığmıştı. Bir farkla yaşadığının bir gün biteceğini bilerek yaşayan insan ölünce ölmez aslında hep konuşulur bir ağacı bir çiçeği onu unutmaz. Doğan güneş bir rüzgar bir kaç kuş unutmaz. Yaptığı iyilik ebedi hayatta da onun güzelliğidir. Mevla’m ney eylerse güzel eyler diye boşuna dememişler.
Ben bayramları giderdim sadece dedem vardı orada sessizce dua ederdim. Sessiz rüzgarı dinlemek bana iyi gelirdi şimdi sayıları artan yakınlarımda var. Ölüme isyanım yok elbet. Ben sadece bilinerek yapılan kötülüğe bencilliğe ve sevgisizliğe isyanım.
Zenginliğin güçlülüğün paranın esiri olan insan neyin olursa olsun gideceğin yer belli kefenin cebi yok götüreceklerin yaptıkların değil mi?
Bayram ibadet bir aya dahil bir güne dahil değil. İyilikleri gösterişli değil gizlice yapın şatafatlı sofralarınızın reklamını yapmayın. Gezdiklerini gördüklerinizi abartmayın sadece kendiniz olun. Bu yetiyor galiba hayat için yaşamak için güzel bir bayram geçirirken unutmayan yaşayanları da göç edenleri de unutmayın bir gün herkes sırasını yaşayacaktır. Güzel bayramlarınız olsun sevgiyle kalın.