Destici, “Bir toplumda bir suçu önleyemiyorsanız, yapmanız gereken ilk iş o suça dair cezaları gözden geçirmektir.
Destici, “Birisi vahşice, haince, canice, sapıkça bir masumun canına kıyıyorsa, o da canını vermelidir” dedi.
BBP Lideri Mustafa Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Asgari ücretin 2021 yılı için net 2 bin 825 lira 90 kuruş olarak belirlendiğini hatırlatan Destici, “Biz hem işçimizi hem kamuoyunu tatmin etmeyen bu rakamda bir iyileştirme yolu görüyoruz ve bunu da teklif ediyoruz. Biz asgari ücretliden alınan gelir ve damga vergilerinin iptal edilerek asgari ücretliye verilmesini, bu sayede asgari ücretin 3 bin TL’nin üzerine çıkartılmasını teklif ediyoruz” diye konuştu.
‘BUNUN BAŞKA YOLU YOK’
Destici, Türkiye’de kadına şiddet ve kadın ölümlerinin can yakmaya devam ettiğini belirterek, şunları söyledi:
“2020 yılında da kadına yönelik şiddet, kadınlara ve çocuklara yönelik işlenen suçlar milletçe en büyük üzüntü ve utanç kaynağımız oldu. Dünde İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Görevlisi olan Aylin Sözer’in insanın aklının alamayacağı bir vahşilikle katledildiğine şahit olduk. Yine dün Selda Taş, sabıkalı eşi tarafından kafasından vurularak öldürüldü.
Yine dün Vesile Dönmez’i oğlu pompalı tüfekle vurarak öldürdü. Herhangi bir insana karşı bu derece vahşi bir suç işleyebilen birinin bizim vergilerimiz harcanarak, yıllarca muhafaza edilmesi ve sonrasında topluma geri dönmesine izin verilmesinin anlamsızlığını ve tehlikesini tekrar etmek istiyorum.
Bir toplumda bir suçu önleyemiyorsanız, yapmanız gereken ilk iş o suça dair cezaları gözden geçirmektir. Birisi vahşice, haince, canice, sapıkça bir masumun canına kıyıyorsa, o da canını vermelidir. Eğer o da canını vermezse, bu suçu işlemeye devam edecektir. Kim bir masumun canını alıyorsa, o da canını verecek. Bunun başka yolu yok.”
‘MECLİS’TE GRUBU OLAN PARTİLER GEREĞİNİ YAPMALI’
Destici, HDP’nin PKK’nın siyasi uzantısı olduğu noktasında, HDP dışında herkesin hem fikir olduğunu belirterek, “Teröre ve şiddete bulaşan, bunu metot olarak seçen ya da teröristle ilişkisi olan bir siyasetçiye müsaade edilir mi? Ya da bir siyasi partinin varlığına müsaade edilir mi? Edilmez.
Anayasamız 68’inci madde açık. Peki o zaman hala bu parti niye ve nasıl faaliyetine devam edebiliyor. Meclis’te grubu bulunan partiler ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı topluma ve millete karşı niye görevini yapmıyor? Şayet bizim Meclis’te grubumuz olsaydı, biz 1 saniye bile düşünmezdik. Terör partisinin kapatılmasıyla ilgili dilekçemizi verirdik. Diğerleri neyi bekliyor, niye dilekçe vermiyor? Biz Meclis’te grubu bulunan partilerimizden bunun gereğinin yapılmasını beklediğimizi buradan ifade etmek istiyorum” dedi.