Merhaba, Haberton’daki ilk yazıma hoş geldiniz. Bugün siz değerli okurlara özellikle marketler ve büyük firmalar tarafından uygulanan ”pazarlama hileleri”nden bahsedeceğim.
Hemen hemen hepimizin hayatında karşımıza çıkan bu tür manipülasyonlar genellikle şirketlerin maddi kazançlarını arttırmak amacıyla gerçekleştiriliyor. Ancak bunun siz de farkındasınız. Sanırım bilmiyor olabileceğiniz birkaç şey anlatmam gerek.
Anlatacağım ilk pazarlama hilesi arkadaşlarınızla sinemaya gidip – ki arkadaş yerine genellikle sevgiliniz oluyor, – film izlerken karşılaştığınız bir durum. Patlamış mısırları düşünün. Genellikle küçük, orta ve büyük boyları oluyor değil mi? Küçük boy 4 lira, büyük boy da 10 lira olsun. Elbette bu tür durumlarda gramaja bakıldığında küçük boy daha uygun bir seçenektir. Ancak araya bir de 9 liralık orta boy eklendiğinde 1 liralık fark için değmeyeceğini düşünerek büyük boydan alıyoruz. Bu sırada küçük boy da arada kaynıyor tabi. Bir dahaki sefere daha dikkatli lütfen.
Gelelim bir sonraki hilemize. ”Bir alana bir bedava.” sözünü daha önce kaç kere duydunuz? Peki ya ”Nerede beleş oraya yerleş” sözünü? İşte insanlar ”bedava” sözcüğünü duyduklarında çifter çifter alıyorlar. Bu durum neticede düşük bir kar marjı sağlasa da satılan ürün miktarını arttırıyor. Yani amaç satışı arttırmak ve bu amaçlarına da ulaşıyorlar.
Üçüncü bir pazarlama hilesiyse genellikle süpermarketlerde karşımıza çıkıyor. Daha önce hiç bir mağazaya girdiğinizde kendinizi labirentteymiş gibi hissettiniz mi? İşte bu durum, sizin içeride daha çok zaman geçirerek daha çok ürün almanızı sağlamak için kullanılıyor.
Süpermarketlerin hileleri biter mi? Elbette bitmez. Markete gittiniz, alışveriş listenizdeki tüm ürünleri – böyle bir liste yapıyorsanız tabi- aldınız ve kasanın önünde sıraya -sıra yoksa daha iyi olur elbette- girdiniz. İşte tam da kasanın bulunduğu yerde satış miktarı genellikle düşük olan ya da acilen satılması gereken ürünler bulunur. Bunun sebebiyse alışverişinizin sonuna doğru ”gereksiz” bir ürün almamak için gösterdiğiniz direncinizin büyük oranda azalmasıdır.
”Kasa” ve ”süpermarket”lerden bahsetmişken bir de alışverişe çocuğunuzla çıktığınızı düşünün. Zaten kasanın yakınında genellikle çikolata ve şeker gibi tam da çocuklarınızın sevdiği yiyecekler oluyor değil mi? Hatta bunlar 10 lira, 20 lira üzeri gibi durumlarda indirimli bile olabiliyorlar.
Peki ya restoran zincirleri? Ya da büyük fast food zincirleri? Bu tarz işletmelerin tabela ya da logo renkleri çoğunlukla kırmızı, turuncu gibi ”sıcak” renkler denilen renklerde olurlar. En azında bu tarz renkler ağırlıklı olarak kullanılır. Sizce bunun sebebi nedir? Çünkü sıcak renkler insanların ”iştahlarının açılması”nı sağlıyor.
Sevgili okurlar, sizin de tahmin edebileceğiniz gibi farkında olduğumuz ya da olmadığımız pek çok pazarlama hilesi mevcut. Burada sadece bir kısmını konu edinebiliriz. Ben de şimdilik bu kadarıyla yetineceğim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın.