Yeditepe Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü tarafından ‘Moda Tasarımında Sürdürülebilirlik’ konulu seminer düzenlendi. Seminerde konuşan modacı Ezra Çetin gezegenin şu anda kırmızı çizgide olduğunu belirterek “Gezegen bundan önce beş defa aynı kırmızı çizgiye geldiğinde üzerindeki canlıları silkeledi ve yeniden başladı. İşte bu noktada dünyayı kirleten ikinci sektör konumunda olan tekstilde yepyeni bir kavram yaratmak durumundayız. Tamamıyla teknoloji odaklı çalışmalıyız” dedi.
Üniversitenin Ataşehir’deki 26 Ağustos Yerleşimi Güzel Sanatlar Fakültesi konferans salonunda gerçekleştirilen ve modaratörlüğünü Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü Başkanı Dr. Müşerref Zeytinoğlu’nun yaptığı seminere, Başkan Danışmanı Prof. Dr. Sedefhan Oğuz, Ezratuba Markası ve Zeta Teknolojileri kurucuları Ezra Çetin ve Tuba Çetin, Zeytin çekirdeğinden biyoplastik üreterek dünyanın en başarılı 10 genci arasına giren ve Amerika’da ileri malzeme birincilik ödülü alan Biolive’nin CEO’su ve Gıda Mühendisi Duygu Yılmaz, NomuPay Türkiye CEO’su Ergi Şener ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Seminerde moda dünyası özelinde karbon ayak izinin ve atıklarına azaltılması için sürdürülebilir malzemelerin önemi ve aynı zamanda üretim süreçlerinde neler yapılması gerektiği konuşuldu.
“MODA EĞİTİMİNDE YAPAY ZEKÂDAN YARARLANIYORUZ”
Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü Başkanı Dr. Müşerref Zeytinoğlu, karbon ayak izini azaltmak ve tekstil sektörünün dünyayı daha az kirletmesini sağlamak için çalışmalar yaptıklarını belirterek “Eğitim programlarımızı pandemi dönemi ve beraberinde getirdiği farkındalıkla birlikte hem dijitalleştirmeye hem de sürdürülebilirliğe doğru dönüştürmeye başlamıştık. Öğrencilerimiz sürdürülebilirlik kavramıyla ürettikleri koleksiyonlarında aynı zamanda dijital dünyaya ayak uyduran teknolojik atölyelerimizde 3D tasarımlar ile tekstil sektöründe yenilikçi adımlar atmaya başladı. Geçen yıl itibariyle projelerimizde yapay zekâdan öğrenci projelerinin kavram tasarımlarında önyargısız ve özgün bir biçimde faydalanmaya başladık” dedi.
Bu adımların, tekstil sektöründe Türkiye’yi dünyada temsil eden Ezra Tuba markası ile üniversitenin yollarının birleşmesine vesile olduğunu dile getiren Zeytinoğlu, “Marka ile bir seminerler dizisine başladık ve Ezra Tuba markası ile üniversite ve sektör işbirliğinde öğrencilerimizin teknoloji ve sürdürülebilirlik kapsamında projeler üretmesine katkıda bulunmayı hedefledik” diye konuştu.
Ezra Çetin de, sürdürülebilir modada etkin rol oynayacak değerli tasarımcılar yetiştirilmesine katkı sağlamak için bu seminer dizisini düzenlediklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“2015 yılında, giyilebilir teknolojiler ve ‘Etik Tarım’ konularında kendi markamızı yeniden şekillendirdik. Küresel bir etki yaratmak için farklı projelere imza atmaya başladık ve son hedefimiz insanı odağına almış gezegenimize pozitif katkı sağlayan bir marka olmak.”
“TÜM SÜREÇLERİMİZİ DİJİTALDE YÖNETİYORUZ”
Sürdürülebilir moda ve tekstil endüstrisinin önemini vurgulayan Ezra Çetin, “Gezegen bundan önce beş defa aynı kırmızı çizgiye geldiğinde üzerindeki canlıları silkeledi ve yeniden başladı. Bu nedenle dünyayı kirleten ikinci sektör konumunda olan tekstilde yepyeni bir kavram yaratmak durumundayız. Tamamıyla teknoloji odaklı çalışmalıyız. Biz tarım ile ilgilenmeye başlayarak; öncelikle toprağın rehabilite edilmesi, doğru tohumun ekilmesi ve izlenebilirlik sağlanmasına odaklandık. Tüm süreçleri dijitalleştirerek tasarım aşamalarından üretime kadar etkili bir dönüşüm sağlıyoruz” dedi.
YILMAZ: BİYOPLASTİK HAMMADDE KARBON AYAK İZİNİ AZALTIYOR
Gıda Mühendisi Duygu Yılmaz da zeytin çekirdeğinden biyoplastik üretme sürecini ve ürünün sağladığı faydayı şu şekilde anlattı:
“Bundan 10 yıl önce babamın midesine iyi geldiğini düşündüğü için kahvaltıda zeytin çekirdeği yuttuğunu gördüm. Sonra zeytin çekirdeğini araştırmaya başladım. Daha önce ben ve ekibimin aşina olduğu biyopolimerlere, zeytin çekirdeğini dönüştürmeyi başardık. Zeytin çekirdeğinden ürettiğimiz biyoplastik hammaddeyi öncelikle plastik sektöründe kullanmaya başladık. Elektronik, beyaz eşya, gıda ambalajları, kozmetik ambalajlar, medikal sektör gibi birçok farklı sektörde aslında hayatımızın içerisinde olan bir dolu plastiğe uyarlamayı başardık.”
“YOĞUNLUĞU DÜŞÜK HAMMADDE ÜRETİMİ SAĞLIYORUZ”
2020 yılından beri aynı hammaddeden üretilen bitkisel derilerin de tekstil ve döşemelik alanda kullanılmasını sağladıklarını anlatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Zeytin çekirdeğinden oluşturduğumuz biyoplastik hammadde, öncelikle karbon ayak izini azaltıyor. Ayrıca yüzde 100 doğada kaybolabilir bir ürün özelliği bulunuyor. Doğada kaybolmayan sürekli kullanılan plastiklerin içerisinde de hem bitkisel miktarı artıyoruz hem de yoğunluğu düşük hammadde üretimi sağlıyoruz. Bitkisel deri tarafında ise üreticilerimiz, en yüksek oranlı bitkisel deriyi üretmeyi başardı.”
ŞENER: SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN KOLEKTİF MÜCADELE GEREKİYOR
Ergi Şener de sürdürülebilirliğin interdisipliner ve tüm dünyayı etkileyen oldukça kritik önemde global bir sorun olduğunu belirterek, “Bu soruna karşı hükümetlerden akademik çevreye, iş dünyası ve start-up ekosisteminden sivil toplum örgütlerine ve sanatçılara kadar tüm kesimlerin kolektif mücadelesi gerekiyor” dedi.
Sürdürülebilirliğin yüzeysel olarak ele alındığını ifade eden Şener, “Sürdürülebilirliği gerçek anlamda kurum kültürünün bir parçası hâline getirmek için iş stratejisinin merkezinde yer alacak şekilde sahiplenerek, uygulamak gerekiyor” İfadelerini kullandı.