Kılıçdaroğlu Mersin’de “Bütün emeklilerin, asgari ücretlilerin, memurların bilmesini isterim. Ben TÜİK’e sizin hakkınızı korumak için gittim” dedi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin’de partisinin düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, “Bütün emeklilerin, asgari ücretlilerin, memurların bilmesini isterim. Ben TÜİK’e sizin hakkınızı korumak için gittim. Oradakilere soracaksın, siz hangi araştırmaları yaparak bu rakamları buldunuz diye. Kapı duvar. İlk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde milletvekilleri üstelik bir yere giderken önümüze duvar ördüler. Sanıyorlar ki o duvar bizi esir alacak, duvarı aşmayacağız. Mersinlilerin ve bütün Türkiye’nin huzurundan açık ve net söylüyorum sizin duvarlarınız vız gelir bize” dedi.
CHP’nin ‘Milletin Sesi’ mitinginin ilkini Mersin’de yapıldı. Eski Tevfik Sırrı Gür Stadyumu yanındaki meydanında yapılan mitingde Mersinli Astsubay Üstçavuş Celil Mutlu’nun Tunceli’nin Ovacık kırsalında ‘Eren Kış-6 Operasyonu’nda şehit düşmesi nedeniyle müzik çalınmadı. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, mitinge eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte katıldı. CHP’li yönetici, milletvekilleri ve bazı büyükşehir belediye başkanlarının da eşlik ettiği Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasına Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) gittiğini anlatarak başladı. Kılıçdaroğlu, “Enflasyon açıkladılar aylık yüzde 3,51 yıllık yüzde 21,31.
Allah aşkına şu noktaya geldim, bunlar devletin memuru mu, bunlar sarayın memuru mu? Siz evinize eşiniz, çoluk çocuğunuz gidip alışveriş yapmıyor mu, günlük harcamaları kontrol etmiyor mu, elektrik, su, doğal gaz faturasına bakmıyor mu, deterjan alırken görmüyor mu, ekmek alırken, domates alırken görmüyor mu? Talimat gelmiş indireceksiniz. Neden gittim? Türkiye İstatistik Kurumu’nun rakamları üzerinden emeklinin aylığını belirliyorlar. Asgari ücretlinin aylığını belirliyorlar. Memurun aylığını belirliyorlar. Yani milyonlarca kişinin aylığını düşük rakamlar üzerinden belirlemeye çalışıyorlar. Bir de akademisyenler var, üniversiteden hocalarımız var. Bu işin uzmanları var. Onlar da oturdular bir hesap yaptılar, onlar da aynı gün, aynı tarihte rakamları belirlediler.
TÜİK yüzde 3 belirliyor, onlar yüzde 9 belirliyorlar. Farka bakın Allah aşkına yıllık diyorlar enflasyon yüzde 21, hocalar diyor ki yüzde 21 değil yüzde 58. Hangisi doğru? Hocalar eli kalem tutanlar, aklı başında olanlar bir yerden talimat almayanlar, doğruları halkla paylaşmayı şiar edinenler doğru rakamları söylüyorlar. Şunu bütün emeklilerin, asgari ücretlilerin, memurların bilmesini isterim. Ben TÜİK’e sizin hakkınızı korumak için gittim. Oradakilere soracaksın, siz hangi araştırmaları yaparak bu rakamları buldunuz diye. Kapı duvar. İlk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde milletvekilleri üstelik bir yere giderken önümüze duvar ördüler. Sanıyorlar ki o duvar bizi esir alacak, duvarı aşmayacağız. Mersinlilerin ve bütün Türkiye’nin huzurundan açık ve net söylüyorum sizin duvarlarınız vız gelir bize” dedi.
‘ÇİFTÇİYİ MİLLETİN EFENDİSİ YAPMAK BOYNUMUN BORCUDUR’
Türkiye’de iki Trakya büyüklüğündeki alanın ekilmediğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Türkiye’de çünkü çiftçi ekersem zarar ederim, mahvoldum diyor. Tarım kanunu 21’incisi maddesinde var; ‘çiftçiye en az milli gelirin yüzde 1’i oranında teşvik verilir’ diyor. Bugüne kadar hiç uygulanmadı 2016 yılından beri, yapacağız. Diyorlar ki ‘doğrudan gelir desteğini arttırdık’. Aile işletmesi 5 dönüme kadar. 2016’da 5 dönüme kadar dönüm başı 100 lira veriyorlardı. Şimdi 2021’deyiz dönüm başına yine 100 lira veriyorlar. Siz zaten parayı pul ettiniz kardeşim.
Hani teşvik, nerede teşvik bunlar. Bunların hiçbiri yok. Çiftçi kardeşime söylüyorum; biz Allah’ın izniyle iktidar olacağız. Bir hafta içerisinde çiftçinin bankalara, tarım kredilere olan borçlarının faizlerini ilk bir haftada sileceğiz, sıfırlayacağız. Çiftçinin traktörü ve hayvanları haczedilmeyecek. Bunu da yapacağız. Ziraat Bankası çiftçi dostu bir banka olacak. Gazi Mustafa Kemal ne diyordu, ‘Çiftçi milletin efendisidir.’ Söz veriyorum, çiftçiyi gerçekten de bu milletin efendisi yapmak benim boynumun borcu olacaktır. Aynı şeyi esnaf için de yapacağız. Bankalardan veya esnaf kefalet kooperatiflerden aldıkları kredilerin faizlerini sıfırlayacağız. Diyor ya ‘faize karşıyım’, faize karşıysan neden bu faizler var? Neden bunları silmiyorsun. Hangi gerekçeyle silmiyorsun” diye konuştu.
” ‘ESNAF BAKANLIĞI’ KURACAĞIZ”
Esnaf Bakanlığı kuracaklarını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Esnafın başvuracağı yer yok. Esnafın derdi olunca nereye başvuracağını bilmiyor. Mersin’den bütün Türkiye şahit olsun, Allah’ın izniyle iktidar olduğumuzda ilk yapacağımızdan birisi Esnaf Bakanlığı’nı kurmaktır. Esnafın da bir bakanlığı olacak. Esnafın da yüzü gülecek bunu da yapacağız. Halk Bankası’nı gerçekten bir esnaf bankası yapacağız, bunun üzerinde de ciddi ciddi çalışacağız, herkes görecek. Esnafın nereden, nasıl ucuz kredi aldığını herkes görecek ve göstereceğiz. Ahi Evran’ın dostlarını, kültürünü yaşatan esnaflara selam olsun. Esnaflar bilsinler ki onların bütün sorunlarını çözmek, çiftçinin sorununu çözmek benim boynumun borcu olacaktır. Ahtım var, bu memlekete barışı, huzuru, sevgiyi, demokrasiyi, adaleti getireceğim.
Mafya düzenini ve mafyayla uyuşturucu baronlarıyla iş birliği yapılan düzeni değiştireceğim. Çoluk çocuğunuzun, gencecik evlatlarınızın zehirlenmesine asla izin vermeyeceğim. Siyaseti kirlilikten arındıracağım. Söz veriyorum, siyaset ahlaklı insanların görevi olacak. Siyaset adamına göre iş bul, kredi aç, ihale takip et, rüşvet al, cebini doldur, zengin ol, siyaseti tümüyle kirlilikten arındıracağım. Bu meydandan söz veriyorum, hiçbir rüşvetçiyi, yolsuzluk yapanı devlet kadroları içinde asla ve asla barındırmayacağım. Harcadığımız her kuruşun hesabını millete vereceğiz. Para benim param değil, sizin paranız. Harcarken size hesap vermek benim namus borcum olacaktır.”
‘BU ÜLKEDE YOKSULLUK OLMAYACAK’
Üreten, çalışan herkesin hakkını hukukunu koruyacağını kaydeden Kılıçdaoğlu, şöyle devam etti:
“84 milyonu Londra’daki tefecilere mahkum ettiler. Vergilerin büyük bir kısmı oraya gidiyor. Oraya harcanıyor ve gönderiliyor. Üreten, alın teri döken, çalışan, bu memleket için çalışan herkesin hakkını ve hukukunu koruyacağım. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet etmekten kurtaracağız. Bundan da emin olmanızı isterim. Mersinlilere, Türkiye’ye söz veriyorum. Bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Yoksulluğu tarihe gömeceğiz. Bu ülkede yoksulluk olmayacak. Biz yoksulluğu bitireceğiz, yoksulluk olmayacak. Milyonlarca gencimiz işsizken, üniversiteyi bitiren gençlerimiz işsizken, onlar iş bulamazken 4-5-6 yerden maaş alan düzeni bitireceğim.
O düzeni sonlandıracağım, halkça bir düzen gelecek. Gençlerimiz KPSS sınavından 80- 85- 90- 95 puan alıyorlar, ama sözlüye gelince dayıları yok, torpili yok, eleniyorlar. Bu düzeni değiştirmek Kemal kardeşinizin boynunun borcudur. Kim puan aldıysa gidecek. O haksızlığı hukuksuzluğu bitireceğim. Gençler size söz verdim, sözümün arkasında da duracağım, bunu bir yere yazın. 20 yıldır iktidardalar, yurt sorununu çözemediler. 20 yılda yapamadılar, söz veriyorum 1 yıl içerisinde yurt sorununu çözeceğim. Atama bekleyen öğretmenler, engelliler, kadro açığı olan sağlık çalışanları, EYT’liler hiç meraklanmayın, bu kardeşiniz kendisini halka vakfetmesini bilen bir kardeşinizdir. Parayla pulla bizim işimiz yok. Saraylarla, köşklerle bizim işimiz yok. Bizim işimiz vatandaşın mutfağıyla, huzuru, bereketi, sofradaki bereketi, bunu yapacağız. Beraber yapacağız, birlikte yapacağız ve bütün dünya bunu görecek. Her şeyi gerçekleştireceğiz.”
‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ TEKRAR YÜRÜRLÜĞE KOYACAĞIZ’
Her gün kadına cinayetleriyle karşılaştıklarını kaydederken, ceza indirimlerine tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Kadına yönelik şiddet, sevgili Peygamberimiz ‘Cennet anaların ayaklarının altındadır’ der, kadına şiddet 21’inci yüzyılda olur mu Allah aşkına? Her gün kadın cinayetleriyle karşılaşıyoruz. Cinayet işliyor hapse giriyor, güzel bir kravat takıyor, takım elbise, hakime saygılı, iyi hal indiriminden az ceza vereceğiz. Bütün kadın kardeşlerime sesleniyorum, bu düzeni değiştireceğiz. Kim suç işlediyse öyle iyi hal, kravat, bunu bırakacağız. İstanbul Sözleşmesi’ni bir hafta içerisinde tekrar yürürlüğe koyacağız.”
‘MERKEZ TÜRKİYE’ PROJESİNİ BÜYÜTÜYORUZ’
Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Merkez Türkiye’ isimli bir projelerinin olduğunu, o projeyi büyüttüklerini belirterek, “Yatırımların büyük bir kısmı batıya gidiyor. Anadolu’nun içi boşaldı. Bizim Merkez Türkiye diye bir projemiz vardı. Şimdi o projemizi büyütüyoruz. Yakında kamuoyuyla paylaşacağız. Samandağ’dan başlayıp, Mersin’e kadar bu güzel hilali, bütün Akdeniz’in en güçlü ekonomik bölgesi haline getireceğiz. İşsizlik kesinlikle olmayacak. Göreceksiniz yatırımlara boğulacak bu bölge. Göreceksiniz, insanlar gelip buralarda yatırım yapacak.
Göreceksiniz, Kayseri’de, Nevşehir‘de veya Niğde’de fabrikası olan demiryollarıyla buraya ürününü getirdiği zaman parasını devlet olarak biz ödeyeceğiz. Böylece fabrikanın Kayseri’de, Niğde’de, Samsun’da veya Trabzon’da olmasının hiçbir önemi kalmayacak. Biz yeni bir hamleyle çığır açacağız. Göreceksiniz, Akdeniz’i, Akdeniz üzerinde yükselen bir Mersin’i, Akdeniz havzasında yükselen bir Türkiye’yi bütün dünyaya tanıtacağız. Burayı bir üretim üssüne dönüştüreceğiz” ifadelerini kullandı.
‘DÖNEM KAVGA DÖNEMİ DEĞİL’
Dönemin kavga, çekişme dönemi değil, birleşme, beraber olma dönemi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sorun, memleket sorunudur. Vatan, bayrak, millet sorunudur. Beraber olmak, birlikte olmak zorundayız. Biz sosyal demokratız. Yani sosyal demokrat olmak halktan, yana olmak demektir. Garipten gurebadan yana olmak demektir. Ezilenlerden, alın terinden yana olmak demektir. Bizler Atatürkçüyüz, bizler bağımsızlık savaşının ne olduğunu biliriz. Bizler milli kurtuluş savaşını, Kuva-yi Milliye’yi biliriz ve onların çocuklarıyız. Bizler emekten, alın terinden yanayız. Hiç kimsenin inancını hiç kimsenin yaşam tarzını, kimliğini siyasete malzeme etmeyiz.
Herkesin kimliğiyle övünmesi, herkesin inancına, yaşam tarzına saygı duyulması, bizim görevimizdir. Biz o insanın işi var mı yok mu? Çoluk çocuğunun durumu iyi mi değil mi? Devletten iyi hizmet alıyor mu, almıyor mu? Biz bunlarla ilgileneceğiz ve yapacağız. Kutuplaşmaktan yana, kavgadan yana değiliz. Kucaklaşmaktan, beraber olmaktan, birlik olmaktan yanayız. Türkiye’nin birliği, bütünlüğü, geleceği, kalkınması, bölgesinde güçlü bir devlet olarak hiç kimseye karşı boyun eğmeden yürüyebilmesinin yolu beraber, birlikte olmaktır ve saraydan kaçınmaktır.”
‘SURİYE VE İSRAİL İLE BARIŞACAĞIZ’
Kılıçdaroğlu, kendilerinin dünyada ‘yurtta sulh, cihanda sulh’ diyenlerden olduğunu ifade ederek, “Biz kendi ülkemizde de dünyada da barıştan, huzurdan yanayız. İktidar olduğumuzda Suriye, Mısır, İsrail, Libya ile bütün ülkelerle barışacağız. Kavga etmeyeceğiz, göreceksiniz o zaman Mersin’deki TIR’lar, sanayici, Orta Doğu’ya nasıl çalışıyor. Mersin’deki iş insanları nasıl Afrika’ya seferler yapıyor, göreceksiniz Roro seferleri nasıl ve yeniden niçin açıldı. Bütün bunların hepsini yapacağız. Sanayici rahatlıkla üretim yapacak ve önünü görecek. Türkiye’yi büyütmenin yolu budur” diye konuştu.
‘TÜRK LİRASI BU ÜLKENİN NAMUSUDUR’
Türk lirasının son durumuyla ilgili değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türk lirasını pul yaptılar, dolar karşısında, avro karşısında yerlerde sürünen bir para oldu. Türk lirası bu ülkenin şerefidir. Bu ülkenin namusudur. Türk lirasını yeniden hak ettiği yere getirmek bizim boynumuzun borcudur. Herkes bunu bilmeli. Bu iktidarın görevi yeni izledikleri politika milleti fakirleştirmek, süründürmek. Bizim fakirliğimizi satmak istiyorlar. Dolar baronlarına satmak istiyorlar. Batının emperyal güçlerine bizim fakirliğimizi satmak istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz, beraber, dostlarımızla birlikte yapacağız. Türkiye’yi hak ettiği görkemli yere çıkartacağız.
Sevgili gençler, demokrat amcanız olarak söylüyorum, sizin hayalleriniz benim hedefim olacaktır. Hiçbir hayalinizi yere düşürmeyeceğim. Bütün gençlere söylüyorum, umutsuzluğa kapılmayın göreceksiniz Türkiye nasıl şaha kalkıyor. 6 ay içerisinde çarkların nasıl döndüğünü, Türkiye’nin nasıl rahatladığını, bu ülkede yaşayan insanların nasıl sokaklarda başı dik gezdiğini göreceksiniz. Hiç unutmayın sevgili dostlarım, biz Kuva-yi Milliyeciyiz ve biz ülkemizi seviyoruz, insanlarımızı seviyoruz. Türkiye’de artık değişim rüzgarları esiyor, buna karşı durmak artık mümkün değildir. Hangi duvarları örerlerse örsünler, halk varsa her şey bitmiştir.”
Kemal Kılıçdaroğlu, mitingin ardından karayoluyla Ankara’ya döndü.