Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları Kiev’deki Ayasofya Katedrali de dahil olmak üzere birçok kültürel varlığı tehdit ediyor.
Anıt Koruma ve Bakım Uzmanı Doç. Dr. Gamze Kaymak Heinz, silahlı çatışma halinde kültürel varlığın korunması sözleşmesi Lahey’i hatırlatarak, yasalara uyulması ve tüm kültürel varlıkların korunması için yetkililere çağrıda bulundu. Doç. Dr. Kaymak, “Kültürel varlıkları yok etmek savaş suçudur” uyarısında bulundu.
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları sonucu birçok UNESCO Dünya Kültürel Miras Listesi’nde yer alan eserler zarar gördü. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada birçok eserin Rus askerlerin saldırısı sonucunda zarar görüp yandığını açıkladı. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunarak yapılması gerekenlere yönelik bilgi veren Beykent Üniversitesi’nden Anıt Koruma ve Bakım Uzmanı Doç. Dr. Gamze Kaymak Heinz, “Geçmişten günümüze çıkarılan yasalarla kültürel varlıkların hasar alması önlenmeye çalışıldı. Bu yasalara uyarak dünya miraslarına sahip çıkılması gerekiyor” dedi.
“TÜM KÜLTÜREL VARLIKLAR KORUNMALI”
Birinci ve ikinci dünya savaşından örnekler veren Doç. Dr. Heinz, “Birinci Dünya Savaşı’nda o güne kadar görülmemiş bir yıkım yaşanıyor. Einstein ve Marie Curie gibi zamanın bilim insanları, uluslararası entellektüeller iş birliğinin önemine ve dünya barışının ancak birlikte çalışmayla sağlanabileceğine vurgu yapıyor. Dünya Entellektüeller Cemiyeti kuruluyor. Fakat aradan daha 20 yıl geçmeden ikinci dünya savaşı başlıyor. Yıkım çok daha yüksek oluyor. Kuruluş teşkilatı artık yerini UNESCO’ya bırakıyor.
1954’te UNESCO’nun en önemli sözleşmelerinden Lahey Sözleşmesi imzalandı. Bu anlaşma çatışma ortamında kalan kültürel varlıkların tahrip edilmesini önlemeye yönelikti. Sözleşmede, kimliğinden bağımsız tüm kültür varlıkları korunması gerektiği maddesi yer alıyor. Kültür varlıkları ise şöyle sıralanıyor; tarihi değeri olan mimari anıtlar, kitaplar, el yazmaları… Hem savaşı başlatan hem de savaş altında olan ülkenin bunlara dokunmaması gerektiği vurgulanıyor. Ve bu tür eserleri belli etmek için mavi bir kalkan işareti getirilmesi öneriliyor” açıklamasını yaptı.
“LAHEY İLE SAVAŞ SUÇU OLDU”
1980-1990’lı yıllarda Lahey Anlaşmasının ikinci protokolünün imzalandığını belirten Doç. Dr. Heinz, artık kültürel varlıkları yok etmenin savaş suçu olduğunu söyledi. Doç. Dr. Heinz, “Mali Timbuktu’daki El Kaide’nin tahrip ettiği kültürel varlıklar için ilk defa ceza mahkemesine başvuruldu ve ceza verildi. Şimdi ise 2022’deyiz ve hala savaş var. Hatta Üçüncü Dünya Savaşı’ndan söz ediliyor. Umarım öyle olmaz” diye konuştu.
“ONLAR BAŞVURMADAN UNESCO YARDIM ÖNERİSİ SUNABİLİR”
Ukrayna Kültür Bakanı’nın UNESCO’ya başvurduğunu ifade eden Doç. Dr. Gamze Kaymak Heinz şunları söyledi:
“Ukrayna ve Kiev için sembol olan Ayasofya Katedrali’nin savaşta tahrip olma korkusunu yaşıyorlar. Zaten sözleşme de ülkelerin bu durumda başvurabileceğini hatta onların başvurmasına gerek kalmadan UNESCO’nun da yardım önerisi götürebileceğini kaleme almıştı maddelerinde. 1970’lerde ölen Ukrayna’nın çok önemli bir sanatçının yaptığı eserlerin bulunduğu yapıların da tahrip edildiği ve burada bir kasıt olduğu dile getiriliyor. Umarım doğru değildir.”
DÜNYA MİRASINA OLAN ZARARI BÜYÜK
Savaşlarda tarihi eserlere verilen zararın dünya mirasını büyük zarara uğrattığını vurgulayan Doç. Dr. Heinz, “İnsan yaşamının söz konusu olduğu bir yerde, bizim kültürel varlıkları konuşuyor olmamız bir lüks gibi görülebilir. Ama bu öyle değil. Çünkü insan varlığı, beden ve ruhtan oluşmaktadır. Belki bir savaşı bedensel olarak atlatacaklar fakat kimliklerinden aitliklerinden bir kayıp olacak. Aslında bu kayıp daha savaş bittikten sonra çok acı bir şekilde devam ediyor” dedi.