Eva Melander (Tina) ve Eero Milonoff (Vore)’un başarılı bir şekilde yer aldıkları Sınır filmi, toplumda öngörülmüş cinsiyet rollerini, iyi/kötü, doğru/yanlış ayrımlarını tekrardan sorgulamamıza kapı aralamaktadır.
Güzel/çirkin, doğru/yanlış, iyi/kötü gibi kavramları sorgulamayız. Doğuştan önümüze sunulan bu kalıplara uymak daha kolaydır, hayatı kolaylaştırır. Biz kolaya kaçmayı tercih ediyoruz diye kaçmayanları eleştiririz. Bu kalıplara sığmıyorsa toplumdan dışarı atmak isteriz.
Ama aslında basmakalıp hayatların içinde sıkışıp kaldığımızı anlayamayız. İranlı yönetmen olan Ali Abbasi ise bu kalıpların eleştirisini en iyi şekilde önümüze sunuyor. Güvenç Atsüren ile röportaj gerçekleştiren Ali Abbasi, Cannes ya da Venedik’te gördüğü filmlerin belirli şablonlar içinde gerçekleştiğini dile getirmektedir. Bu şablonların dışına çıkmak isteyen Ali Abbasi karşımıza Sınır filmi ile çıkmaktadır.
2018 Cannes Film Festivali’nde “Belirli Bir Bakış” ödülü kazanmış olan Sınır, aynı zamanda 2019 yılında “En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı” dalında Oscar adaylığı kazanarak iyi bir yapım olduğunu kanıtlamıştır. Bunların yanı sıra izleyicileri heyecanlandıracak bir gelişme yaşanmaktadır. Ali Abbasi, Hz. Muhammed’in karikatürünü yapan Lars Vilks’in öyküsünü anlatacak bir mini dizi üzerinde çalışmalar yapmaya başladığını duyurmaktadır.
Güvenlik görevlisi olarak çalışan Tina, insanların duygularını koklayarak anlayabilmektedir. Bu özelliğiyle suçluları yakalamakta ustalaşan Tina, telefonunda pedofil görüntülerini barındıran bir suçluyu sadece koklayarak yakalamasıyla olaylar gidişatını farklı yöne çevirmektedir. Sadece güvenlik görevlisi olan Tina, bir anda kendini çocuk pornoları çeken çeteyi yakalamaya çalışan dedektif olarak bulur. Bunların yanı sıra Tina, kendi dış görünüşüne benzeyen Vore ile karşılaşmaktadır. Tina ve Vore tiplemesinin aslında İskandinav kültüründe yer alan trol (insan-yaratık) mitolojisinden geldiğini görmekteyiz.
Tina’nın Vore ile tanışmasından sonra karşımıza bir canlının kendini keşfetmesi çıkıyor. Toplumda yer edinebilmek için diğer insanlar gibi davranmaya çalışan Tina, Vore ile aslında bunun kendisi olmadığını fark etmektedir. Toplumda kendini hep çirkin ve aşağıda gören Tina’nın aksine Vore, kendi türünü korumak istediğini, isteklerini ve arzularını saklamak istemediğini aynı zamanda insanların kötü olduğunu sıklıkla dile getirmektedir.
Eva Melander (Tina) ve Eero Milonoff (Vore)’un başarılı bir şekilde yer aldıkları Sınır filmi, toplumda öngörülmüş cinsiyet rollerini, iyi/kötü, doğru/yanlış ayrımlarını tekrardan sorgulamamıza kapı aralamaktadır. Film, toplum dışına itilmemek için olmak istemediği gibi davranan varlıkların tekrar öz benliklerine dönüşümünü adeta portre gibi izleyicinin önüne sermektedir.