Hayal ve hakikat arasında sıkışmak. Mantık ve kalbin arasında kalmak gibi bir şeydir. Bizler için doğru olanı nasıl yapabiliriz?
Hayallerimizin peşinden koşarken, ayağımıza takılanları ezip geçersek, sevdiklerimizden olur muyuz? Sevdiklerimizi kayıp etmek pahasına hayallerimizin peşinden koşarsak, hem iç huzuru hem de tatmine nasıl erişiriz? İşte bu hayal ve hakikat çatışmasıdır.
Her geçen gün ertelediğimiz hedeflerimizden biraz daha uzaklaşıyoruz. Belki kovaladığımız hayal uğruna, peşimizdeki hakikatten oluyoruz. Yarınımız var mı bilmeden, her şeyi bu hayale feda etmeye hazırız. Tüm dünya karşımızda da olsa, bir avuç toprak olup karışmayacağız bu susuz çorlara. Kaç yılımız var? Bir daha ne zaman top oynarken düşüp kanayan dizlerimiz kabuk tutacak? Kaçan dondurma arabasının arkasından bakıp, ne zaman ağlayacağız? Şimdi bile yiyemediğimiz dondurmanın acısı var içimizde. Hepimiz izlemedik mi, yüreğimizde taht’a oturttuğumuz sevgilinin, bir kuru seni seviyorum diyemediğimiz için başkasının oluşunu. Geri dönemediğimiz yaşam için niye istediğimizi yapmıyoruz?
Atalarımızın kandığı şeytanın tatlı diline, bizler niye ket vurup, günahla, sevapla istediğimiz gibi yaşamıyoruz? Kaçan dünleri tutamıyorsak, bugünlerin dizginlerini belimize bağlayıp, bizi çekmek istediği yere çekmesine izin vereceğiz. Şayet dolanırsa kaderimizin ipleri boynumuza, hayalimiz uğruna böylesine can vermek, şereftir naciz vücudumuza. Hiç olup kalmaktansa, kül olur yok oluruz evvela. Başına buyrukluğumuzun pahası neyse, çekeriz bizde… Tanrı nereye isterse, kaderimiz nerede yazılıysa, götürür bizi.
Denemeden nereden bilebiliriz? Bugün koparmadığımız çiçeklerin, bizlere sarmaşık mı, yoksa bahçe mi olacağını? Bunlar bizim hayallerimiz değil mi? En özel, en saf, en gizli olanımız. Peki niçin harekete geçmiyoruz? Kan bağımız, elalem ne der fiyaskosu, ne olacak halimiz? Bütün bu saçma sorgular niçin? Ailelerimizin uğruna kılını kıpırdatmadıkları hayalleri, gerçekleşmedi diye bizlerin hayallerini uygunsuz bulup, ayıplayıp, başarısız olacağımızı düşündürüp, kendininkilerin yanına gömmelerine göz mü yumacağız? Bizleri dünyaya getirdikleri için duyduğumuz minnetimiz yeterli olmayıp, bir köle gibi sözlerinde çıkmayacak mıyız? işte o zaman sende bir hiç olacaksın sevgili aciz kul. Kovalamadığın hayal, hiç bir zaman senin olmayacak!!! Gözlerini parlatan şey için savaşmamak, ne büyük korkaklık…