Güneş vazgeçmeyenlerin yoluna doğar, güneş bazen durmayanların, yorulsalar dahi vazgeçmeyenlerin yoluna doğar, yolun sonuna gelmeden ihtimaller üretenlerin bakış açısına doğar.
Güneş bazen en baştan başlayanlar için doğar, kabul edip farkına varanların dünyasını aydınlatır. Rüzgarın etkisiyle güneş kendini anlık olarak yitirse de tıpkı insanın kendi anlık çöküşleri gibi ama saniyeler sonra yeniden güneş kendini gök yüzünde gösterir, insanın da ağladıktan sonra gülmesi gibi, güneş bazen durmayanların, yorulsalar dahi vazgeçmeyenlerin yoluna doğar, yolun sonuna gelmeden ihtimaller üretenlerin bakış açısına doğar.
Modu düşük olsa da kendine her ne olursa olsun diyebilenlerin cümlesine doğar. Herkes kendi güneşini kendi heybesine doldurur da gider Karanlıkta da yürümeyi tercih edebilirsiniz tedirginliklerle yol alıp her an arkanızı kontrol edersiniz hiç zaman kaybetmeden gideceğiniz yere varmak istersiniz ama o öyle olmaz Güneşi görmek istemeyenler yaşlı birinin keşke şimdi genç olsaydım da daha farklı yaşardım demesi gibidir hayatı, keşkelerle doludur varmaya çalışıp varamadığı yolları.
Güneşi hissedemeyenlerin kalbi hep bir adım geriye döner, hep bir adım geriye. Telaşları, olumsuzlukları öyle çoktur ki karanlık hapsetmeye başlar yavaş yavaş içine alır olumlu düşüncelerini bundan sonrası “O” zaten öyle olacaktı, ne bekliyordum ki, benim için güzel giden hiçbir şey yok gibi kelimeler sarar dünyasını.
İşte o yüzden güneşinizi fark edin, yolunuzu aydınlatmak için sebepler bulun O sebepler size yön verecek görün, duyun. Güneşinize kulak verin, karanlığınızdan kurtulun İyiyi çekin, her ne olursa olsun kalkın ayağa o yola koyulun göreceksiniz o yol mutlaka size bin bir kapı açacak rehberiniz ” vazgeçmemek” olduğu sürece er ya da geç sizi siz yapacaktır.