Ekonomi sanayi ve kalkınmada çözümler-5 Ekonomik kalkınmamızda tabii ki sadece yerli sermayenin yeterli olacağını söyleyemeyiz. Yabancı sermayeyi de ülkemize çekmek zorundayız.
Bunun içinde yatırım ortamının çekiciliğini artırmalıyız. Milli gelirden yatırımlara ayrılan payı da artırmalıyız. (Yatırım hacmimiz inanılmaz zayıftır. Bırakın bunları son yıllarda bütçeden yatırımlara ayrılan payın artış hızı dahi % 0’dır. Evet işin aslı IMF politikaları sayesinde sürdürülen düşük kur/yüksek reel faiz ile birlikte yıllarca zaten bir ithalat cennetine dönen ülkemizde birde devlet eliyle yatırımların yapılmaması, bizi dışarıya daha da bağımlı kılmaktadır.
Sırf bu yüzden ülkemizden yurtdışına çıkan doğrudan sermaye miktarı 50 milyar dolar olmuştur. (Başta Bulgaristan, Romanya, Çin ve Rusya olmak üzere. Ayrıca, pazar payını artırma amaçlı veya diğer nedenlerle gidenler hariçtir). Bu amaçla, çalışma mevzuatındaki katılıklar ayıklanmalıdır. Kıdem tazminatındaki ağır yük hafifletilmelidir. Bürokrasi de ki zorluklar ortadan kaldırılmalıdır. (Bir fabrika kurmak için tam 64 adete ulaşan işlem (en az 40 ayrı kurumla yazışmayı ihtiva eden) gerekmektedir.)
Uzun vadeli bir istihdam ve yatırım ortamını iyileştirme planımız olmalıdır. Girişimci desteklenmeli, izin ve yetkilerin çok sayıda kurumda olması nedeniyle oluşan yetki karmaşası bertaraf edilmelidir. Fikri haklar korunmalı, adil rekabet için çalışmalar yapılmalıdır. Yerel yönetimlerin ve üniversitelerin sanayiciye destek verme gibi bir misyonu bulunmalı ve bu konu desteklenmelidir. İşgücü piyasasının talep ettiği nitelikli eleman yetiştirilmelidir. İllerde sanayicinin ihtiyacına göre mesleki eğitim planlamaları yapılmalıdır.
İşverene ilave istihdam yarattıkça vergi, enerji, muhtasar, SSK primi gibi hususlarda çeşitli indirimler verilmelidir. Kısaca üretim, istihdam, vergi gelirlerinin artması, dışarıya bağımlı bir ülke olmaktan çıkıp, kendi kaynaklarımızla üretmek ve iç ve dış borç baskısından kurtulmak için şart olan BİR SANAYİ KÜLTÜRÜMÜZ oluşturulmalıdır. Yani Türkiye artık üretme ve ürettiği kadar tüketmeyi öğrenmelidir.
Dış temsilciliklerde ve organizasyonlarda Türk ürünleri kullanılmalı, (şarap, rakı, fıstık, fındık, çeşitli gümüş veya porselen eşyalar gibi) sunumu da bize ait olmalıdır.
İthalatta hangi malın gümrük kontrolüne tabi olduğu (TSE’nin makbuz karşılığı gümrüklerden gelen mala kalite kontrol uygulaması) “Döner Sermaye” sistemi uygulanmalıdır.
Makine motorunu üretemeyen gemi sanayi olmaz. Bu amaçla, gemi motoru yapabilecek kapasitede süratle fabrika yapılması teşvik edilecek ve (Eskişehirde’ki Tübomsaş Tesisleri, 2400 HP’ye kadar motor üretebiliyor) özellikle gemi motoru üretimi yeniden dizayn edilmelidir.
Ege Bölgesi ihracatında çok önemli kalemleri oluşturan mermer, yaş sebze ve meyvelerin hızlı ve ekonomik bir şekilde limanlara ulaşması için Aydın-Çine-Yatağan-Güllük güzerğahına tren yolu yapılmalıdır.
İstihdam teşvikleri sadeleşmeli, bu teşviklerin etkinliği ve verimliliği sürekli izlenmelidir. Özel istihdam büroları yaygınlaşmalı ve İŞKUR ile koordinasyonlarını güçlendirmeliyiz. İşsizlikle mücadelede merkezi ve yerel aktörlerle iş birliği içinde her ilin kendine özgü yerel istihdam programları oluşturmasına destek sağlamalıyız.
Gelelim yapısal reformlara;
– Büyüme
Özellikle sektörel olarak büyüme ile oransız fiyat balonları ve dalgalı, yüksek kur değişkenlikleri ile büyümeler sürdürülebilir ve istikrarlı olamaz. Üretimde verimliliği ve istihdamı arttırıcı önlemler alınmalıdır. Büyümenin ithalata dayalı yapısını yerli girdilere yöneltmek suretiyle değiştirmeliyiz.
– Ölçülü Kamu Borçları
Yapısal reformlar kamu açıklarının ölçülü, cari açığın sınırlı olmasını sağlamalı (yurtiçi tasarrufları arttırıcı önlemlere daha çok yer ayrılmalıdır) ve kamunun borçlanma ihtiyacını azaltmalıdır. Bu şekilde borçlanma ile kırılganlıklar azalacaktır. Sınırlı cari açık dış borçları ve dış finans bağımlılığını azaltır. Bu azaltma finansal krizlere dayanıklılığı arttırır. Kamu kesimi borçlanma gereğini sürekli düşük tutabilmek için sosyal güvenlik kurumlarının devletten destek almadan kendi finansmanlarını sağlamaları temin edilmelidir.
– Ürün Piyasası
Mal ve hizmet piyasalarında tam rekabetin önünde hiçbir engel olmamalıdır. Piyasa rekabeti gerek kaynak dağılımlarının rasyonelleştirilmesi ve gerekse kayıt dışılığın azaltılması ile optimum çalışmalıdır. Bu konuda yabancı yatırımların önündeki mülkiyet, yatırım ve ticari engeller kaldırılmalı, bu yatırımların ileri teknoloji ve ihracat pazarlarına açılmayı kolaylaştırıcı nitelikte olmaları sağlanmalıdır.
– İşgücü Piyasası Reformları
İşgücü piyasalarının esnek olması yönünde önlem alınmalı, istihdam maliyetleri azaltılarak istihdam güvenceleri arttırılmalıdır. Süreli çalışmaların kolaylaştırılması ve geçici istihdam olanaklarının getirilmesi rekabet gücünü arttıran faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Mesleki eğitim programları, iş ve meslek danışmanlığı, genç, yaşlı ve kadınlara özgün iş programları yapılmalıdır. İşgücüne katılım oranları özellikle kadınlarda mutlaka arttırılmalıdır. Kayıtdışı istihdamın azaltılmasına özel önem verilmelidir.
– Kamu Maliyesi ve Vergi Reformu
Vergi tabanı genişletilmelidir. Vergilendirilmeyen gelir, harcama ve servet kalemleri vergi kapsamına alınmalıdır. Vergi denetleme birimleri ile toplama birimleri güçlendirilmeli ve Vergi İdaresinin siyasi etkilerden uzak ve şeffaf olmasına özel önem verilmelidir. Vergi sistemi basitleştirilmeli, vergi yasalarının sıklıkla değiştirilmemesi ve öngörülebilir sistem olması sağlanmalıdır. Vergi oranları gelir ve servet dağılımını bozmayacak şekilde düzenlenerek düşük gelirliler ile düşük servet sahipleri pozitif ayrımcılığa tabi tutulmalıdır. Vergi sistemini dolaylı vergilere dayalı olmaktan çıkarmak gerekir.
Dolaysız vergilere ağırlık veren bir yapı kurulmalıdır. Kamu harcamaları verimli ve optimum seviyede tespit edilmeli, harcamaların uzun dönemde büyümeyi teşvik edecek kompozisyonda olmasına önem verilmelidir. Bunların tespitinde fayda-maliyet analizi yapılmalıdır. Özellikle enerji yatırımlarında dış açığı azaltmak için yenilenebilir enerji yatırımlarına ağırlık verilmelidir.
– Diğer Alanlar
Türkiye’nin ekonomik alan dışında, demokrasi, yasama-yürütme-yargı koordinasyonu gibi temel sorunları mevcut. Bütün bu alanlarda sorunlarımızı çözmeden ekonomide dengeli, istikrarlı bir sürdürülebilir büyüme sağlayamayız. Diğer yandan tarım sektöründe ölçek ekonomisi için gerekli düzenleme ve teşvikler getirilerek verimlilik arttırılmalıdır. Yüksek oranlı büyümelere ulaşabilmek için AR-GE çalışmalarına ağırlık verilmeli, katma değeri yüksek üretim teknolojileri geliştirilerek buna dönük ihracat alanları arttırılmalıdır.
Bütün bu reformların yapılması enflasyonun düşük, bütçe açığının düşük ve dış açığın (cari açık) yönetilebilir olmasını sağlayacaktır. Bunun için evrensel standartlarda bir hukuk düzenini tesis etmek ve finansal kurumların sağlam ve dayanıklı olmasını sağlamak gerekir. Burada kamuya düşen ekonomik aktivitelerin stratejik olmayanlarını özel sektöre bırakarak, eğitim ve sağlık ile altyapı yatırımlarına da odaklaşmak olmalıdır. Son olarak, siyasetde de kutuplaşmalardan, gerginliklerden kaçınmalı ve güçlendirilmiş bir parlamenter demokrasiye sahip olmalı ve anayasal iktisat düşüncesine geçmeliyiz.
Not: Değerli okurlar, Ekonomi sanayi ve kalkınmada çözümler-5.isini yayınladığım bu diziden sonra birde finans ve maliye politikalarında neler yapmalıyız konusuna başlayacağım. Böylece çok geniş ve çözüm odaklı en geniş çalışmayı tamamlamış olacağız.