TED, eğitim taahhütlerinin ne kadar etkili olacağını gözlemlemek amacıyla ‘‘Siyasi Partilerin Eğitim Vaatlerinin Seçmen Tercihlerindeki Rolü Araştırması’nı yaptı. Elde edilen verilere göre ise toplumun yüzde 56’sı, gençlerinse yüzde 67’si eğitim politikalarında inandığı siyasetçi için oyunu değiştirebileceği tespit edildi.
‘Seçimin kaderi eğitim vaatlerine mi bağlı’ başlığı altında, TED bünyesinde yer alan düşünce kuruluşu TEDMEM’in araştırmaları, KONDA Araştırma ve Danışmanlık Şirketi’nin saha çalışmasıyla Türkiye’de eğitim ve seçim ilişkisi kuruldu. 1 yıl süren çalışma ile Türkiye’deki eğitimin 1950’den bu zamana kadar olan durumu özetlendi.
Yapılan çalışma 9 Haziran’da Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu tarafından gerçekleştirilen basın toplantısında anlatıldı. Araştırmada; ‘Türkiye’de Eğitim Vaatleri’, ‘Seçmenlere Göre Sorunlu Eğitim Kademeleri’, ‘Mesleki Eğitimin Güçlendirilmesi’ gibi konular ele alınarak eğitimle ilgili bazı önerilerde bulunuldu.
“DENETİM MEKANİZMASI OLMAMASI TEKRARLAYAN VAATLERE NEDEN””
Türkiye’de sürekli tekrarlayan eğitim vaatleri arasında; eğitimde fırsat eşitliği, sınavların kaldırılması, YÖK’ün kaldırılması, eğitime erişimin artırılması, mesleki teknik eğitimin geliştirilmesi, öğretmen yetiştirmedeki eksikliklerin giderilmesi ve niteliğinin artırılması gibi maddeler yer aldı. Selçuk Pehlivanoğlu ise bu konuda “Vaatler Türkiye’de söylemden eyleme geçemiyor. Bunun asıl nedeni ise bizde denetim mekanizmasının olmamasıdır” açıklamasını yaptı.
YÜZDE 34’LÜK KISIM EĞİTİMİN KENDİSİNE BİR ŞEY KATMADIĞINI DÜŞÜNÜYOR
Araştırmaya göre eğitim, siyasetin öncelik vermesi gereken konular arasında ekonomiden sonra ilk sırada yer aldı. Türkiye’de 18-24 yaş aralığında her iki gençten biri eğitim sistemine öncelik verilmesini istemektedir. Seçim vaatleriyle oy tercihini değiştirmeye en yakın grup ise öğrenciler oldu. Toplumun yüzde 56’sı, gençlerinse yüzde 67’si eğitimi düzelteceğine inandığı siyasetçi için oyunu değiştireceğini söyledi. Araştırmaya göre, 10 gençten en az 7’si de eğitim sisteminin çok kötü olduğunu söyledi. Toplumun yüzde 34’ü aldığı eğitimi kendisine bir şey katmadığını düşünürken; eğitimin kendi çocuğuna bir şey katmayacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 16 olarak açıklandı.
ARAŞTIRMA TÜM SİYASİ PARTİLERE SUNULACAK
Sadece Türkiye ile ilgili değil Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve İngiltere’deki eğitimle ilgili seçim taahhütlerini ve bu taahhütlerin sonuçlarını da araştırdıklarını belirten Selçuk Pehlivanoğlu, “Bu ülkelerde toplumu ikna etme sürecinde eğitim etkin olarak yer alıyor. Türkiye’de artık seçmen davranışları ve beklentileri değişmiş vaziyette.
Doğru bir eğitim politikanız olmazsa üretim olmayacağı için istihdam olmayacağı için zaten doğru bir ekonomiye ulaşamazsınız. Dolayısıyla yamayı dikerek sistemi gerçekleştirilmez. Burada seçmenin eğitimdeki sorunları neler gördü ve aslında oyunu değiştirecekse hangi taahhütlere siyasi partiden önem vermesi gerektiğini ortaya çıkardık. 3 bin kişiyle gerçekleştirdiğimiz bu araştırmayı bu hafta siyasi partilere de sunacağız” dedi.
11’’İNCİ YILDA LİSE DİPLOMASI VERİLSİN
Bu çalışmanın eğitim siyaseti içinde yapılan en büyük araştırma olduğunu vurgulayan Selçuk Pehlivanoğlu şunları söyledi:
“Bazı öneriler de geliştirdik. Bunlardan biri eğitimde fırsat eşitliğidir. Nitelikli eğitim veremememiz altında ise ezber eğitim sistemi yatıyor. Bu yüzden müfredat komple değiştirilmelidir. Çünkü exber 21înci yüzyılda en büyük zihinsel soykırımdır. Ayrıca sınav baskısı da kalkmalıdır. Bunu kaldırmadan başarı elde edemeyiz, dershanelerden ve kurslardan kurtulamayız. Esas olan okuldur, öğretmendir, kıymetli olması gereken de odur. Dolayısıyla yapılması gereken şey, eğitim sistemini dönüştürmektir. Bizim önerimiz şu; 11’inci yılda lise diploması verelim. Liseyi bitiren öğrencilerimiz, meslek yüksekokullarına, ön lisans programlarına ve beceriyle girilen yerlere ve açık öğretime geçsinler.”