Diyarbakırlı öğrencilere uluslararası yarışmadan ödül, GYSTB liseler arası proje yarışmasında iki proje ile ‘Dünya İkinciliği’ ve ‘Jüri Özel Ödülü’ almaya hak kazandı.
Okyanus Kolejleri Diyarbakır Kampüsü Fen Lisesi öğrencileri Melisa Kalkan ve Mustafa Yiğit Tüzün, Hong Kong’da düzenlenen otuzdan fazla ülkeden yüzlerce projenin katıldığı Uluslararası Global Youth Science and Technology Bowl (GYSTB) liseler arası proje yarışmasında iki proje ile ‘Dünya İkinciliği’ ve ‘Jüri Özel Ödülü’ almaya hak kazandı.
Hong Kong’da biyoloji, kimya, fizik ve mühendislik alanlarında uluslararası bir öğrenci bilim projesi yarışması olan Global Youth Science and Technology Bowl’a katılan Okyanus Kolejleri Diyarbakır Kampüsü Fen Lisesi 11’inci sınıf öğrencileri Melisa Kalkan (17) ve Mustafa Yiğit Tüzün (16), kimya alanında hazırladıkları iki proje ile ‘Dünya İkincisi’ ve ‘Jüri Özel Ödülü’ almaya hak kazandı.
Yarışma, bilim ve teknolojiyi teşvik etmeyi, küresel gençliğe yaratıcılıklarını ve bilimsel zihniyetlerini geliştirmeleri için bir platform sağlamayı ve tüm genç bilim adamları arasında bilimsel fikirlerin, ilgi alanlarının ve yeteneklerin değişimini kolaylaştırmayı amaçlayan küresel gençliğin bilimsel başarısının ve yenilikçiliğinin bir vitrini olarak kabul ediliyor ve dünyanın dört bir yanındaki bilim yetenekleri, araştırma raporları ve prototipleriyle yarışıyor.
“PROJE AKLIMA GELİNCE HOCAMIZIN YANINA KOŞTUK”
Hazırladıkları projelerle dünya ikinciliği ve jüri özel ödülünü almaya hak kazanan öğrencilerden Melisa Kalkan, 9’uncu sınıftan itibaren kimya alanında kendisini geliştirdiğini ve bu ödül öncesinde TÜBİTAK’a da katılarak ödül aldıklarını söyledi. Proje fikrini bir gece evde ayva çekirdeğiyle bulduğunu aktaran Kalkan, hedefinin iyi üniversitelerde moleküler mikrobiyoloji okumak olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
“Projeye başlamadan önce, proje, temel bilgileri gerektirdiği için biz öncelikle 9 ve 10’uncu sınıfta temelimizi geliştirdik. Projeye kimya alanında katıldık. Kimya dersindeki temelimizi tamamladıktan sonra TÜBİTAK gibi yarışmalara katılıp proje hazırladık. Ayva çekirdeğinin jelatin özelliği var, bir miktar suyun içinde beklettiğiniz zaman bir gecede jelatin kıvamını alıyor ve maske olarak kullanılabiliyor. Bunu yaptıktan sonra aklıma hocamın geçen yıl yaptığı karpuz kabuğundan biyofilm geldi. Yiğit’le hocamızın yanına koştuk hemen.
Hocama, ayva çekirdeğinin de böyle bir özelliği olduğunu söyledik ve ‘bunu kullanarak geliştirebilir miyiz?’ diye sorduk. Hocam da ‘araştıralım ve laboratuvarda başlayalım’ dedi. O şekilde heyecanla başladık ve yöntemlerimizi belirledik. Biraz uzun ve yorucu oldu ama çok keyifliydi. Ödül aldığımız açıklandığı zaman ciddi anlamda o mutluluğu bence her öğrencinin yaşaması gerekiyor. Çok büyük keyifli bir mutluluktu. Çok şaşırdık, heyecanlıydık, mutlu olduk, emeklerimizin karşılığını aldık, tarif edilemez bir duyguydu. Dünya ikincisi olmadan önce Türkiye’deki iyi üniversitelerde moleküler mikrobiyoloji okumayı düşünüyordum, Boğaziçi, ODTÜ veya Koç gibi üniversitelerde. Ama şu anda dünya ikinciliği aldıktan sonra okulumuzun da desteğiyle yurtdışı üniversitelerine başvurmayı düşünüyorum. Böyle bir kapımız da açılmış oldu.”
“ÖNCE TÜBİTAK’TA SONRA HONG KONG’DA ÖDÜL ALDIK”
Ödüllerin sahibi olan proje ortağı Mustafa Yiğit Tüzün de, hazırladıkları projelerle TÜBİTAK’ta bölge ikinciliği ödülünün sahibi olduklarını ve öğretmenlerinin yardımıyla hedeflerini büyüttüklerini dile getirdi. Dünya ikincisi olduklarını öğrenince çok mutlu olduğunu kaydeden Tüzün, hedefinin tıp alanında kendini geliştirmek olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Ben 10’uncu sınıftayken 11’inci sınıf ile ilgili bir şeyler yapmak istiyordum ve kendimi bu alanda duyurarak başarılı olmak istiyordum. 10’uncu sınıfın yazında öğretmenimizle bir proje yapma kararı aldık. Bu alanda öğretmenimize danıştık ne yapabiliriz diye. Sonucunda ayva çekirdeği ile film
kaplaması yapmaya karar verdik, et, süt, meyve türü ürünlerin kaplaması için. Eylül ayında çalışmalarımıza başladık, ilk başta TÜBİTAK’la sınırlı tuttuk bunu. TÜBİTAK’ta bölge ikinciliği elde edince alanımızı genişletmek istedik ve bize yardımcı olan, rehber olan öğretmenlerimizin yardımıyla da sınırları genişletip uluslararası bir yarışmaya katıldık Hong Kong’ta. Burada sunumumuzu yaptıktan sonra jürinin oylarıyla beraber diğer gün dünya ikincisi olduğumuzu öğrendik. Gerçekten çok mutlu olduk bu alanda başarılı olduğumuz için. Gurur duyuyorum kendimle. Koç Üniversitesi’nde okumak istiyorum, doktor olmak istiyorum, tıp alanında kendimi geliştirmek istiyorum. Araştırmalar yapmak, laboratuvarda ve yurtdışında çalışmalar yaparak hem kendimi geliştirmek, hem de dünyaya başarılı bir insan olmak istiyorum.”
“BUNUN HAKLI GURURUNU YAŞIYORUZ”
Ödül alan öğrencileri eğiten ve hazırlayan Okyanus Koleji Kimya Öğretmeni Burcu Sezen Üğüten de, dünya ikinciliğinin haklı gururunu yaşadıklarını söyleyerek; “Güzel bir proje yaptık, bunu Hong Kong’ta sunduk ve jürilerin oylamalarıyla dünya ikinciliğini elde ettik. Dünya ikincisi olmak güzel bir şey, bunun haklı gururunu yaşıyoruz” dedi.
“PROJEYİ PATENTLE ÜLKEMİZE KAZANDIRMAK İSTİYORUZ”
Okyanus Kolejleri Diyarbakır Kampüsü Genel Müdürü Adnan Manay ise, hedeflerinin bu projeyi patentle ülkemize kazandırmak olduğunu belirterek; “Diyarbakır’da 3’üncü yılımız ve 3’üncü yılımızda böylesi büyük bir gurura imza atmak bizleri gerçekten çok gururlandırdı. Okulu ilk açtığımızdaki hedeflerimizden birisi buydu. Tabi ki üniversite sınavlarında başarı elde etmekti ama bunun yanında bilimsel araştırma ve geliştirmeye de önem veren bir kurumuz. Öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz de bu konuda büyük katkı sunarak bizi dünya ikinciliğine taşıdılar. Umarım bu, ülkemiz için hayırlı bir gelişim olur. İleride bu projeyi patentle ülkemize kazandırmak istiyoruz, hayallerimizden birisi de bu” şeklinde konuştu.
BU İKİ PROJE ÖDÜL GETİRDİ
‘Ayva tohumları ile kaplayın, gıdaları güvenli bir şekilde saklayın’ başlığıyla dünya ikincisi olan proje ile doğal ve antibakteriyel bir biyofilm üretilmesi hedefleniyor. Projeyle ayrıca, ayva çekirdeği ekstraktlarından biyolojik olarak parçalanabilen film üretilerek gıdaların raf ömrünün uzatılması ve günümüzde büyük bir çevre sorunu olan plastik kullanımına alternatif sunulması planlanıyor.
‘Yarpuzla yaralarımızı sarıyoruz’ isimli Jüri Onur Ödülü alan projeyle de ‘Yarpuz’ bitkisinin sahip olduğu antienflamatuvar, antimikrobiyal ve antiseptik özelliklerinden yararlanarak, yaralarının iyileşme sürecini kısaltmak, tedavi sırasında kullanılan maddelerin olumsuz etkilerin ortadan kaldırmak, antibakteriyel ve yara iyileştirici özelliklere sahip hem ekonomik, hem de bitkisel kaynaklı sargı bezi elde etmek amaçlanıyor.