İzmir’de yaşayan diyaliz hastası Hafize Kovan (40), son 7 yılı evde olmak üzere 27 yıldır diyalize giriyor. İş dışındaki zamanlarda da çok sayıda yardımseverlik koşusuna katılan maraton koşucusu Kovan, “Amacım, benim gibi diyalize girenlere, diyalizin hiçbir şeye engel olmadığını göstermek” dedi.
Hafize Kovan’a 3,5 yaşındayken, albümin adlı proteinin vücuttan idrara çok fazla miktarda geçmesi ile oluşan ve 1 veya 2 böbreğin de hasar görmesi anlamına gelen nefrotik sendrom teşhisi konuldu. 12 yaşındayken babasından böbrek nakli yapılan Kovan, normal yaşamına devam ederken 1,5 yıl sonra hastalığının tekrarladığını öğrendi. 27 yıl önce diyalizle tanışan Kovan, hastalığına rağmen diş teknisyenliği yaptığı laboratuvardaki yoğun mesaisinin ardından haftada 3 gün koşu antrenmanlarına katılıyor. Çok sayıda madalyanın sahibi olan Kovan, 12 Mart’ta yapılacak Uluslararası Maratonİzmir yarışı için hazırlık yapıyor.
HAFTADA 3 GÜN 8 SAAT DİYALİZ
Diyalizle yaşamayı öğrendiğini ancak sağlıklı kalmaya büyük özen gösterdiğini anlatan Hafize Kovan, “7 yıldır evde diyalize giriyorum. Daha önce merkeze gidiyordum ama uzun diyalizin daha faydalı olduğunu, yaşam kalitesini yükselttiğini öğrendim. Kısıtlı imkanlarımıza karşın ailemi ikna edip ev diyalizine başladım. Ev diyalizi çok rahat, makinem bozulduğunda merkeze gitmem gerekiyor. Ama bu artık bana işkence gibi geliyor. İlk zamanlarda yanlış bir şey yapmaktan korkuyordum ama tahmin ettiğimden çabuk öğrendim. İşten çıkıp eve gidiyor, makinemi hazırlıyorum. Yemek yemem gerekiyorsa yiyorum. Haftada 3 gün 8 saat diyalize giriyorum. Sabah çıkışımı yapıyorum. Biraz dinlendikten sonra işe geliyorum. Haftada 6 gün yoğun çalışıyorum. Ancak çok mutluyum” dedi.
‘SPORA HEP DEVAM EDECEĞİM’
Bisiklet kullanmayı çok sevdiğini, sakatlık yaşayınca koşuya başladığını anlatan Hafize Kovan, ‘Adım Adım’ oluşumu ile 8 yıldır koştuğunu ve mental olarak kendisini çok iyi hissettiğini dile getirdi. Şehir dışındaki maratonlara da katıldığını, yardım kampanyaları ile başkalarına yardım sağlamanın da mutluluğunu artırdığını söyleyen Kovan “Amatör olarak koşuyorum. Koşmak bana çok fazla şey kattı. Kaybolmuştum, kendimi buldum. Yeni arkadaşlıklar edindim, psikolojim düzeldi.
Kimse ben söylemediğim sürece benim hasta olduğumu anlamıyor. Şaşırıp, ‘Sen nasıl diyaliz hastasısın, rengin iyi, hiç yorulmuyor musun’ diye soruyorlar. En son katıldığım koşudaki yardım kampanyam hasta çocuk evleri içindi. Bunlar beni motive ediyor. Amacım, benim gibi diyalize girenlere diyalizin hiçbir şeye engel olmadığını göstermek. Kendime iyi baktığım sürece spora hep devam edeceğim” diye konuştu.
‘DİYALİZE GİRENLER EĞİTİM ALMALI’
Sağlıklı beslenmeye de özen gösterdiğini vurgulayan Kovan, diyaliz hastalarına önerilerde bulunarak “Diyaliz hastalarında yaşam kalitesi önemli. Buna dikkat etmezsek kemik erimesi, tiroit ya da tansiyon gibi sorunlar yaşayabiliyoruz. 27 yıldır diyalize giriyorum, hiç kemik erimesi yaşamadım. Çalışıyorum, günlük hayatım normal bir insan gibi. Yoğun çalıştığım halde koşu antrenmanlarımı ihmal etmiyorum. Çünkü beni deşarj eden şey koşmak. Hazır gıda hiçbir şekilde tüketmiyorum. Yoğurdumu, dondurmamı kendim yapıyorum. Sağlıklı beslenmeye çalışıyorum.
Çevremdeki böbrek hastalarının eğitimsiz olduğunu görüyorum. Diyalize giren bir hasta bu hastalığa yakalandığında eğitim almalı. Bununla yaşamayı öğrenmelisiniz. Bir uzvu kopanlar tekerlekli sandalye ile yaşamayı öğreniyorsa biz de diyalizle yaşamayı öğrenmeliyiz. Bunu ölümcül bir hastalık olarak görmesinler. İlaç bile kullanmıyorum. Diğer hastalıklarla karşılaştırıldığında konforlu bir hayatım olduğunu söyleyebilirim. Tabii ki de zorlukları var. Elektrik ya da suyun kesilmesinden korkuyorum. Diyalize geç girdiysem sabah geç çıkıyorum. Hiç dinlenmeden işe geliyorum. Ama onunla yaşamayı ve onu kontrol etmeyi öğrendiğim için hayatımı kolaylaştırıyorum. Beni zorlayacak şeyler yapmıyorum” dedi.