Çocuğum yemek yemiyor! Çocuklarda yemek seçme alışkanlığı ve çözümleri..
Çocukların doğumuyla birlikte ilk anne sütünden sonra annelerin akıllardaki en büyük soru çocuğumun gelişimini nasıl sağlayabilirim. Beslenme; sağlığımızı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini attırmak için vücudun gereksinimi olan besinlerin yeterli miktarda alınmasıdır.
Çocuğun beslenmesi gelişim dönemi göz önüne alınarak ihtiyacı düzeyinde karşılanmalıdır. Annelerimiz içgüdüsel olarak yaklaşır ve sevdiği besinleri her öğüne vermeye çalışırlar. Genel yapılan hatalardan biri süt ve süt ürünleri üzerinden tek bir besin kaynağına odaklanmak çocuğunuza fayda değil doyuma ulaşmadığı eksik besinlerden dolayı zarar vermeye başlayacaktır.
- Ben şimdi bu çocuğa ne hazırlayacağım!
- Benim çocuğum yemiyor diğer annelerin çocukları yemek seçmeden çok ta kolay yediriyor.
- Başkalarının çocukları yemek yerken öyle özeniyorum ki ben ne alsam çocuğum ağzına bile sürmüyor
- Bizim çocuk peyniri gördüğünde ağlamaya başlıyor
- Bizimkisi meyve tabağına dokunmuyor gibi sıralayabileceğimiz annelerimizden bir sürü sözler duyuyoruz.
Unutmayın gelişim sancılı bir süreçtir. Çocuğun yürümeye çalışması, konuşmak için gayret göstermesi ve bununla birlikte beslenme de onun için zorlayıcı ve alışkanlıklara uyum sağlama ile ilgili bir süreçtir. Öncelikle sabırlı olmanız gerekiyor. Bebeklik döneminde sebze geçişlerinde tanıştırılan besinler ileri ki dönem de damak lezzeti uyumu daha kolay olmaktadır. Okul öncesi dönemlerdeki çocuklarda beslenme seçici olmaktadır. Ergenlik döneminde büyüme hızı arttığı için ve besin gereksinimleri değişmektedir. Okul çağındaki beslenme gelişimsel olarak önemlidir. Yetersiz, dengesiz ve düzensiz beslenme alışkanlıkları yüzünden bu dönemdeki çocukların zihinsel, bedensel ve motor gelişimleri önemli oranda zarar görmektedir
Çocuğunuzu bir yaşından itibaren sofrada ona da bir yer açın, sizinle birlikte oturmasını ve yaşına uygun gıdalar tabağına koymayı tercih etmelisiniz. Haşlanmış bir havuç, patates, brokoli tatmasına izin verebilirsiniz. Meyve yerine taze sıkılmış meyve suyu sunabilirsiniz
Haftalık düzenli bir yemek çizelgesi hazırlayabilirsiniz. Çocuğunuzun haftalık besin değerlerini ölçerek tabağını ona göre düzenleyebilirsiniz.
Çocuklar ilgi çekmek için beslenme saatlerin de direnç gösterebilir ve bu durum saatlerce sürebilir. Böyle durumlarda duyarsız kalmalı ve ona yemek konusunda ısrarcı olmamalısınız.
Yemek tabağı ile çocuklarınızın arkasından saatlerce dolanmamalısınız. Dolaşarak onunla ev içinde televizyon önünde ya da tablet eşliğinde yemekler sunmamalısınız. Yemek yemek fizyolojik bir ihtiyaçtır, anne olarak çocuğunuz yemeği yediği zaman büyük bir oh çekmeniz ve o iç huzuru ile diğer işlerinize yöneliyorsunuz bu hem kendinizi yormak hem çocuğunuzla gün içinde yemek yedirme mücadelesine dönüştüğünü görmezlikten gelebiliyorsunuz. Siz iyi bir annesiniz unutmayın ona yemek çeşitlerinin hepsini sunup yedirmeniz sizi daha iyi bir anne yapmayacak. Hatta daha fazla gayret sergileyerek sizi günlük hayatınızdaki işlerden de alıkoyacaktır. Yemek saatleri yaklaştıkça en az sizde çocuğunuz gibi endişeli ve kaygılı görüneceksiniz. Emek yemek çocuğunuzun seçtiği bir davranıştır, nitekim aç kalmak da öyle.
- Çocuklarınız için öğünleri için zaman planlaması yapın. Ana ve ara öğünler ihtiyacına uygun az miktarda hazırlayın. Az ama sık yemek yemek metodunu deneyin.
- Ana yemek saatleri aralığında ek abur cuburlar vermemelisiniz. Oyun aralarında çocuklar sık acıkır ve sıvı gereksinimi duyarlar. Böyle anlarda çikolata bisküvi cips gibi abur cuburlar vermeyin.
- Zira yaklaşan öğüne yemeğini bitiremeyecek ya da istemeyecektir. Özellikle yemekten önceki 1 saat diliminde sağlıklı da olsa yiyecek tüketilmemesi gerekir ki, ana öğün için açlık oluşsun.
- Toplum olarak zengin bir yöresel mutfağa sahibiz. Yemek kültürümüzde kalabalık sofralar ve çeşit sayısı fazla yemekler yapılıyor. Misafirperver oluşumuz ikram ettiğimiz yemeklerle de perçinleşiyor.
- Kalabalık ailelerde büyüyen çocuklar kardeşleriyle birlikte aynı sofra düzeninde olduklarından dolayı daha kolay bu sürece adapte olurlar. Çocuklukta doğru bir beslenme ve düzenli zamanlarda aile ile birlikte yemek masasında beslenen çocuklar yemek yememe problemleri daha az olmaktadır
- Birlikte hazırlanan sofralar, ona iştah, zevk ve neşe verecek bir sofra düzeni kurmak da çok önemli.
- Kendi porsiyonunu çocuğunuza sormalısınız. Masada zorla tabağını bitirmesini bekletmek bir sonraki öğünde çocuğunuz daha isteksiz ve yemek yeme isteğini azalacaktır.
Birlikte yenilen aile yemeklerinde çocuğunuzu diğer çocukların ne kadar çok yemek yediği gibi kıyaslamalarda bulunmayın. Eve gelen misafirlerinizin yanınızda çocuklarınızın yemek yememe isteğini onların yanında anlatmayın. Hatta gelen misafirler ile birlikte aynı sofraya davet edin ve misafirlerinizin o yemeklerin hikâyesini anlatmasını isteyin.
Nasıl yetiştiğini, soframıza nasıl geldiğini nerelerde yetişip nerelerde satıldığını anlatın. Çocuklarda besinleri merak duygusu haline dönüştürün. Meyveleri sevdiği yemeklerde süsleyin. Sevdiği bir yiyeceği yemediği bir yemeğin yanında sunum yapın. Bugün seninle sihirli bir pasta yapacağız bu pastanın hikâyesini izlemek ister misin diyerek onu mutfağa davet edin, sizinle birlikte kokularını baksın, damak lezzeti için ona tatmasına izin verin. Biraz sevdiği biraz hiç bilmediği malzemelere dokunmasına izin verin. Birlikte yapılan her şey içinde sevgi olur. Güzel sunumlar ve renkli tabaklar çocuğunuzun iştahını da açacaktır. “Meyve yer misin“ yerine “Meyveyi ne şekilde yemek istersin“ diye sormalısınız.
Meyve dilimlerini süslemeler halinde sunum yapabilir sevdiği bir arkadaşını davet edebilirsiniz. Çocuklar birbirini izleyerek farklı lezzetlerle tanışmak isteyebilirler.
Korkutularak cezalandırarak yemek yeme alışkanlığı kazandırılmaz. Hem psikolojik hem fiziksel olarak çocuğunuzu zorlamış olursunuz. Ceza ile yediği bir öğündeki yemeği çocuk zihninde kötü bir anı ile büyütür yetişkin olduğu zaman bile bu yemek yemeyi sürdürür. Çocukken yemiştim bir daha da ağzıma sürmedim gibi sözler duymuşsunuzdur. Zorlamalar anlık doyum uzun zamanda olumsuz duygulara açlık olmaktadır.