Bağımlılık; kişinin kullandığı bir madde, alkol, nesne veya yaptığı bir davranış (eylem) üzerinde kontrolünü kaybetmesidir.
Kontrolsüzce kullanılan her madde ya da gerçekleştirilen her davranış bağımlılık oluşturma riski taşır. Kişiler hayatta birçok şeye karşı bağımlı olabilir. Örnek: madde, alkol, sigara, kumar, teknoloji, herhangi bir eşya veya davranış.
Amerikan Psikiyatri Derneği’ne göre insanların kimyasal veya davranışsal bağımlılıklar geliştirmesinde iyi hissetme, daha iyi performans sergileme arzusu etkili olur. Kimyasal bağımlılıklar çoğunlukla kişinin isteyerek maddeyi kullanmaya karar vermesiyle başlar. Birey bağımlı olma arzusuyla madde kullanmaya başlamaz; ancak maddeyi tekrarlayan biçimde kullandıkça madde kullanımı üzerindeki kontrolünü kaybeder. Günlük yaşam işlevlerini bozduğunu fark etmesine rağmen kişi kendini madde kullanmaktan alıkoyamaz. Böylece madde kullanımı, gönüllü kullanımdan zorunlu kullanıma doğru evrilir.
Bağımlılık Nasıl Oluşur?
Merakla birlikte bir kereden bir şey olmaz düşüncesi ile kullanım gerçekleşir. Bağımlılık beyinde dopamin adlı nörotransmiteri etkilemektedir. Dopamin; düşünce, his, motivasyon, hareket, dikkat ve karar verme gibi birçok temel fonksiyonel süreçte yer alır. Kullanılan maddeye bağlı olarak kullanım sıklığı, kullanım süresi, kullanılan madde türüne göre değişiklik gösterse de dopamin hormonunun kullanım sürecine bağlı olarak zarar görmesi sonucu beyin doğru şekilde çalışamamaya başlar ve bağımlılık ortaya çıkar.
Önemli bir toplum sağlığı sorunu olan çocuk ve gençlerde madde bağımlılığı mücadelesinde amaç;
- Hiçbir madde kullanımına başlanmamasını sağlamak,
- Sağlık ve yaşam kalitesini yükseltmek,
- Madde kullanmadığı için gencin kendinden gurur duymasını sağlamak,
- Madde kullanan kişiyi tedavi ve rehabilite ederek sağlığından sorumlu bireyler olmalarını sağlamak.
Son yıllarda tüm Avrupa ülkelerinde çocuk ve gençlerde madde bağımlılığı oranında artış söz konusudur. Ülkemizde ise madde kullanımı birçok ülkeyle karşılaştırıldığında oranlar düşüktür.
Ülkemizde gençler arasında yapılan çalışmalara göre;
- Yarısından fazlasının sigara deneyiminin olduğu,
- Yaşam boyu en az bir kez tütün kullanımı %16,
- Yaşam boyu en az bir kez alkol kullanımı %35-45
- Esrar kullanımı %4,
- Uçucu madde kullanımı %4,
- Ekstazi kullanımı %%2-2,5 oranları verilmiştir.
Çocuk ve gençlerde madde bağımlılığının beraberinde psikiyatrik hastalıklar da gelişmektedir. Bunlar;
- Kendilik değeri düşüklüğü,
- Depresyon,
- DEHB,
- Anksiyete bozuklukları,
- Fiziksel-cinsel ve duygusal istismar önde gelmektedir.
- Çocuk ve gençlerde bağımlılık oranlarını etkileyen durumlar;
- Okuldan uzaklaştırılmış ya da tastikname almak,
- Okuldan kaçmak,
- Suça karışmak,
- Evden kaçmak,
- Madde kullanan kardeşinin olması gibi durumlardır.
Çocuk Ve Gençlerde Madde Bağımlılığı Belirtileri
- Uyku ve uyuşukluk hali,
- Ruhsal değişiklikler,
- Hafıza kaybı, halüsinasyonlar,
- Hobilerde ilgi eksikliği,
- Geç saatlere kadar uyanık kalma,
- Okul başarısında düşüş,
- Yalan söyleme,
- Hırsızlık,
- Şifreli ve gizli konuşmalar.
- Çabuk öfkelenme,
- İsyankârlık,
- İçine kapanıklık
Ailelerin çocuk ve gençlerde madde bağımlılığını engellemek için yapması gerekenler;
- Çocukları sevgi ve şefkatle büyütme,
- Tutarlı ve adaletli disiplin,
- Düşüncelerini ve hislerini ifade etmesine fırsat vermek,
- İstikrarlı bir aile atmosferi,
- Arkadaş çevrelerini yakından izlemek,
- Spor, edebiyat, gönüllü kuruluşlarda çalışma hobileri edindirmek.
Alkol bağımlılığının temel belirtileri arasında şunlar yer almaktadır:
Kullanımı kontrol etme kabiliyetinin bozulması,Alkol kullanmayı bırakmak ya da denetim altında tutmak için sürekli bir istek ya da sonuç vermeyen çabalar olması,Alkol kullanımına diğer etkinliklere göre daha fazla öncelik verilmesi,İşte, okulda ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca yükümlülüklerini yerine getirememe,Zararlarla veya olumsuz sonuçlarla karşılaşılmasına rağmen kullanıma devam edilmesiyle kendini gösteren güçlü bir alkol kullanma isteği,Alkolün gitgide eski etkisini kaybetmesi (tolerans geliştirilmesi)
Alkol Kullanımının Çocuk ve Ergenler Üzerindeki Etkileri Nelerdir?
Bireylerin gelişim süreçlerinde belirli aşamalar mevcuttur. Sosyal, fiziksel ve bilişsel gelişim süreçlerinde belirli görevler vardır ve birey bu görevleri tamamlayarak bir sonraki aşamaya geçer. Çocuk ve ergenlik döneminde de benzeri süreçler söz konusudur. Çocukluk ve ergenlik dönemi keşifler, denemeler ve davranışsal değişimler dönemidir. Özellikle ergenlik, özerkliğin arttığı, akran etkisinin önem kazandığı ve ebeveynlerin doğrudan etkilerinin azaldığı bir yaşam evresidir. Ergen için bireysel kimliğini oluşturma çabası gündemdedir. Alkole başlama açısından da kritik bir dönemdir. Ergenlik döneminde düşünme, planlama, karar alma becerilerinden ve sosyal/duygusal gelişimden sorumlu beyin devrelerinin hızlı bir şekilde değişmeye devam ettiği görülmektedir.
Madde Bağımlılığının Yol Açtığı Sağlık Sorunları Nelerdir?
Madde ile ilişkili bozukluklar, madde kullanım bozuklukları ve maddenin yol açtığı bozukluklar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Maddenin yol açtığı durumlar arasında; esriklik (entoksikasyon), yoksunluk ve maddenin/ilacın yol açtığı ruhsal bozukluklar (psikozla giden bozukluklar, iki uçlu ve ilişkili bozukluklar, depresyon bozuklukları, kaygı bozuklukları, takıntı-zorlantı bozuklukları ve ilişkili bozukluklar, uyku bozuklukları, cinsel işlev bozuklukları, deliryum ve nörobilişsel bozukluklar) yer almaktadır.
Madde kullanım bozukluğu olan kişilerin düşünce ve davranışlarında çeşitli problemler meydana gelebilmektedir. Beynin yapısındaki ve işlevlerindeki değişiklikler, insanlarda yoğun istek duygusuna, kişilik değişikliklerine, alışılmadık hareketlere ve diğer davranışlara neden olmaktadır. Beyin görüntüleme çalışmaları, madde kullanımından dolayı beynin yargılama, karar verme, öğrenme, hafıza ve davranışsal kontrol ile ilgili alanlarında değişiklik yaşandığını göstermektedir.
Madde Bağımlılığının Yol Açtığı Sağlık Sorunları Nelerdir?
Madde ile ilişkili bozukluklar, madde kullanım bozuklukları ve maddenin yol açtığı bozukluklar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Maddenin yol açtığı durumlar arasında; esriklik (entoksikasyon), yoksunluk ve maddenin/ilacın yol açtığı ruhsal bozukluklar (psikozla giden bozukluklar, iki uçlu ve ilişkili bozukluklar, depresyon bozuklukları, kaygı bozuklukları, takıntı-zorlantı bozuklukları ve ilişkili bozukluklar, uyku bozuklukları, cinsel işlev bozuklukları, deliryum ve nörobilişsel bozukluklar) yer almaktadır.
Madde kullanım bozukluğu olan kişilerin düşünce ve davranışlarında çeşitli problemler meydana gelebilmektedir. Beynin yapısındaki ve işlevlerindeki değişiklikler, insanlarda yoğun istek duygusuna, kişilik değişikliklerine, alışılmadık hareketlere ve diğer davranışlara neden olmaktadır. Beyin görüntüleme çalışmaları, madde kullanımından dolayı beynin yargılama, karar verme, öğrenme, hafıza ve davranışsal kontrol ile ilgili alanlarında değişiklik yaşandığını göstermektedir. Ayrıca bağımlı kadınların bebeklerinde yeni doğan yoksunluk sendromu görülebilmektedir.