Bu harika maçın kazanını şüphesiz Manchester City oldu. İki takımda maça 3 puan için çıktı şüphesiz ama sonuçta 1 puan ile sahadan ayrılmak zorunda kaldılar.
İki tarafta bu sonuçtan memnun olmasa da şu an yapılacak tek şey kalan maçlarını kazanmak ve en büyük rakipleri City’nin puan kaybetmesini beklemek olacak. Evet belki daha uzun bir maç fikstürü var ama Pep Guardiola’nın oynattığı uzay futbolu pek puan kaybedecek gibi değil. Bunun örneğini Arsenal maçında daha iyi görmüş olduk. Her ne kadar etkili oynayan taraf Arsenal olsa da sonuca bakınca 3 puan ile ayrılan taraf City oldu. Bu harika maçın önüne geçen kısım sadece City değil tabii ki… Maç öncesinde iki takım içerisinde de oluşan sıkıntılar akıllara soru işaretlerini getirdi. Acaba nasıl bir maç olacak?
Koronavirüs Liverpool’u etkiledi
Covid-19 testi pozitif çıkan Jürgen Klopp bu önemli maçta takımının başında yer alamazken, İngiliz kulüpten maç öncesi yapılan açıklamada Alisson Becker, Joel Matip ve Roberto Firmino’nun da Covid-19 testlerinin pozitif olma şüphesiyle kadroda yer almadıkları duyurulmuştu. Tabii bu maçın gidişatını nasıl etkiler diye düşünmeden edemiyorduk. Bu işin Liverpool tarafı, bir de Chelsea tarafına bakalım.
Lukaku ve Tuchel krizi
Chelsea’de mutsuz olduğunu açıklayan ve Tuchel’in işleyen sistemi değiştirdiği yönünde iddialarda bulunan Romelu Lukaku, Liverpool maçı kadrosuna alınmadı. Konuyla ilgili Thomas Tuchel, “Olay, maç yaklaştıkça çok büyüdü ve ben de maç için yaptığımız hazırlıkları korumak için onu kadroya almadım.” dedi. Bu açıklamalardan sonra Chelsea tarafında forvet hattında sıkıntı oluşacağı düşünülmeye başladı. Timo Werner’in koronavirüs sonrasında henüz hazır olmadığından dolayı maç kadrosuna dahil edilmedi.
Maça hızlı başlayan taraf Liverpool oldu ve yaptıkları baskı sonuç verdi ve 9.dakikada Chalobah’ın yaptığı hata sonucu Mane cezayı kesti ve skoru 1-0’a getirdi. Golden hemen sonra Kai Havertz kaleci ile karşı karşıya kaldı ama Alisson’un yokluğunda kaleyi devralan Kelleher gole izin vermedi. Bu dakikaya kadar maçta üstünlük kuran taraf Liverpool oldu.
26.dakikada sahneye çıkan Salah oldu ve farkı 2’ye çıkararak takımını rahatlattı. Bu dakikadan itibaren Chelsea oyun tarzını değiştirmeye ve daha ileriye dönük oynamaya başladı. 42. Dakikada serbest vuruş kazanan Chelsea’de topun başına geçen Marcos Alonso topu direkt kaleye yolladı ve kalecinin yumruklamasından sonra gelişine çok temiz ve etkili vuruş yapan Kovacic farkı 1’e düşürdü. Bu harika gol sonrası tüm stat ateşlendi ve Chelsea muhteşem bir baskıya başladı. Daha ilkyarı bitmeden Chelsea 2.golü 45+1 de Pulisic ile buldu. Böylece skoru eşitlediler ve soyunma odasına daha moralli gitmeyi başardılar.
İkinci yarıda iki takımda daha sakin kontrollü bir oyun yapısı ile sahaya çıktı. Zaman zaman tempo yükselse de ilkyarıdaki oyun temposunu arıyorduk. Yapılan derin koşularla kontra fırsatları aradı iki takımda. Liverpool sol kanadı daha aktif kullandı ve pozisyon arayışını oradan sürdürdü ama golü bulamadı. Geçiş oyunlarında sıkıntı yaşayan Chelsea istediği açıkları yakalayamadı ve golcüsünün eksikliği ile yakaladıkları fırsatları gole çeviremedi. Chelsea adına maça başka bir boyut katan adam ise şüphesiz Kante oldu. İkinci topları Fabinho ve Henderson’a rağmen domine etti tek başına. Benim saydığım dönen 15 topu kaptı ve takımını ilerde geride eksik bırakmadan oynamayı başardı. Ama yine de Kante’nin bu çabası yeterli olmadı. Böylece ikinci yarıda gol sesi çıkmadı ve iki takımda beraberlikle sahadan ayrıldı.