”Bir zamanlar taptığını bir süre sonra lanetlemek.”Bu cümle son zamanlarda beni çok etkiler oldu.
Psikolojide biri tez vardır.”Bir şey yok edemiyorsan karala.” diye. ”Kara” kelimesi konunun nereye geleceğini belli ettiğini düşünüyorum.
Videolarını bile izlerken içimizi ısıtan kedilerin nasıl oldu da ”uğursuz” diye ilan edildiğini hiç düşündünüz mü?
Eski zamanlarda kediler o kadar çok sevilmiş ki bir evin kedisi öldüğünde o evin bereketinin kaçacağına kadar inanırlarmış. Ünlü tarihçi Heredot kedilerin varlıklarının insan hayatından, mal ve mülkten daha önemli olduğunu vurgulamış. Bir evde kedi öldüğünde o evde yas ilan edilirmiş. Eskiçağ mezarlarından çıkan kedi mumyalarıda bunun önemli bir kanıtıdır. Bu önem Mısır, Çin ve Hindistan’da da aynı şekildeymiş.
Zaman geçtikçe inanç sistemi değişmeye başlamış. Ortaçağ’da tek hakimiyeti eline geçirmeye çalışan kilise eski inanç sistemini bir anda ortadan kaldıramayacağını anlayınca karalama politikasına başlamış. Masum kedileri uğursuz ilan etmeyi kendine görev edinerek kedilerin özellikle kara kedilerin geceleri iblise dönüştüğü safsatasını halk arasında yaymaya başlamış. Bu söylenti öyle bir hal almış ki birçok kişi kedilerini çarmıha bağlayıp yakmaya başlamış.
İnsan eliyle bozulan popülasyon sessizce intikam almaya başlar.
Kırım’dan İtalya’ya gelen gemiden inen farelerdeydi sıra. Avrupa sokaklarında farelerle mücadele edecek hiçbir kedi yoktu. Ortaçağ Avrupa’sı milyonlarca insanın ölümüne sebep olacak ve asırlar sürecek veba ile sarsılmıştı.
Fransa Kralı 13. Louis ile şans kedilerin yüzüne gülmüş. Kralda kedileri çok sevdiği için onları kaderine terk etmeyip sahip çıkınca bu uğursuzluk fikri silinmeye başlamış.
Fizyolojik olarak ”insan”sıfatı alan bir çok varlıktan daha çok insan olan bu masumları lanetlemek umarım sadece Ortaçağ safsatası olarak kalır.