CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Edirne’de ayçiçeği tarlasında çiftçilerle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, “Ayçiçeği taban fiyatı ton başına 16 bin lira olmalı” dedi.
Ayçiçeğinde fiyatın ton başına 16 bin lira olması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Eğer bu alım fiyatı deklare edilir ve çiftçiden ton başına 16 bin liradan alınırsa çiftçi en azından bırakın kar etmeyi, önümüzdeki yıl bunu ‘ekebilirim’ diyecektir. ‘Sosyal devlet bana sahip çıkacaktır’ diyecektir” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Edirne’de gerçekleştireceği grup toplantısı katılmadan önce merkeze bağlı Büyükdöllük köyünde ayçiçeği tarlasında çiftçilerle bir araya geldi. Tarlada üreticilerin sorunlarını dinleyen Kılıçdaroğlu, hasat aşamasındaki ürünleri inceledi. Pandemiyle birlikte bütün dünyada tarımın stratejik bir sektör olduğunun anlaşıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Dolayısıyla tarıma destek vermemiz lazım, çiftçiye destek vermemiz lazım.
Destek vermenin ötesinde tam tersi yapıldı ülkede, gübreden, ilaçtan, mazottan tutun pek çok şeye aşırı zamlar yapıldı ve doğal olarak çiftçi nasıl ekeceğini, nasıl gelir elde edeceğini, hayatını nasıl sürdüreceğini bilemez noktaya geldi. Şimdi güzel ve bereketli bir tarlanın önündeyiz, geçen yıl ekilmiş, bir süre sonra ürünler toparlanacak. Ton başına bir fiyat verilmesi lazım, makul olan fiyat ton başına 16 bin lira, destek hariç. Eğer bu alım fiyatı deklare edilir ve çiftçiden ton başına 16 bin liradan alınırsa çiftçi en azından bırakın kar etmeyi, önümüzdeki yıl bunu ‘ekebilirim’ diyecektir. ‘Sosyal devlet bana sahip çıkacaktır’ diyecektir” dedi.
‘ÇİFTÇİYE DESTEK VERMEK EN TEMEL GÖREVİMİZ’
Çiftçinin ürün ekememesi durumunda, paraların yabancı ülkelerdeki çiftçilere gideceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Ekmezse ne olur? Ekmediğiniz paranın çok daha fazlasını yurt dışındaki eken çiftçinin kasasına akıtacaksınız, dolar olarak ithal edeceksiniz bunu ve paralar dışarıya gidecek. Çiftçimiz çalışkandır, tarlalarımız bereketlidir. Karısıyla, çoluk ve çocuğuyla hep beraber çalışıyorlar, kimseye minnet duymak istemiyorlar, borç altında ezilmek istemiyorlar.
Gübresini, ilacını, mazotunu alsın tarlasına, traktörünü sürsün, huzur ve güven içinde şarkı ve türkü söyleyerek bereketli tarlasını eksin, ürün elde etsin, bizler de sofralarımızda kendilerine teşekkür ederek kahvaltılarımızı yapıp, yemeklerimizi yiyelim. Bir şeyden emin olmanızı isterim; bu ülkenin insanı sizin ne kadar değerli bir iş yaptığınız biliyor. Nerede olursak olalım. Siz üretmediğiniz zaman aç kalacağınızı onlar da biliyorlar. O nedenle size destek vermek bizim en temel görevlerimizden birisidir” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, üreticinin maliyetlerini bildiklerini, açıkladıkları alım fiyatının sadece ekebilmek için yeterli olan rakam olduğunu belirterek, “Sizin maliyetinizi biliyoruz; mazotu, ilacı, gübreyi biliyoruz, fiyatları biliyoruz, yüzde 400 yükseldiğini biliyoruz. Dolayısıyla bizim söylediğimiz rakamlar sizin kar elde ettiğiniz değil, maliyetlerinizi karşılayabileceğiniz bir rakam aslında.
Bir şey daha var, buraya dışarıdan ayçiçeğini, gümrük indirimi yapıp sıfır vergi diyorsun, sıfır vergi ne demektir? Karşı tarafın çiftçisine destek vermek demektir. Oysa bir devlet önce kendi halkını, çiftçisini korumak zorundadır. Gümrükler onun için vardır, vergiler onun için vardır. Onlara sıfır vergi, size her türlü vergi, onlara sıfır zam, sizlere her türlü zam, bu olmaz, biz bunları da kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
KÖYLÜLERLE KAHVALTI YAPTI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra Büyükdöllük köyünde köylülerle düzenlenen kahvaltı programına katıldı. Halkı dinleyen Kılıçdaroğlu, sorunları bildiklerini ve partilerinin yaptığı çalışmaları anlatarak, şunları söyledi:
“Arabanız, mobilyanız olmayabilir ama günde 2 veya 3 sefer yemek zorundasınız. Dolayısıyla insanlarımızın karnının doyması lazım. Şehirde oturup üretim yapmak mümkün değil, oradaki üretim tarzı daha farklı bir sahada, toprakla buluşuyorsunuz. Günün neredeyse 24 saati düşünüyorsunuz, tarlanıza gidiyorsunuz varsa sulama kanalına gidiyorsunuz. Pek çok derdiniz var, dolayısıyla bir çiftçi ne zaman mutlu olur? Bütün bu ürünleri ekmek, elde etmek, harmanı kaldırmak, doğru dürüst bir gelir elde etmek, yani alın terinin karşılığını almak, sonbaharda düğününü derneğini yapmak ve seneyi bir anlamda bitirmek. Huzur içinde yaşayan çiftçimizin beklentisi üç aşağı beş yukarı böyledir.
Hayvancılık, besicilik yapan da hayvanını alır, besler, iyi bir noktaya getirir, süreç içerisinde satıp gelir elde edebilirse, bunu devam ettirir. Çoluk, çocuğunu okutur. Çok fazla şey istenmiyor aslında bu ülkede. Bu ülkede istenen şu, alın terinin karşılığı verilirse yetiyor zaten. Öyle milyarlar, dolarlar değil. Normalde dünyada bütün ülkeler tarımı destekler çünkü üretilmesi lazım, besin lazım. Bizde de 2006 yılında bir Tarım Kanunu çıktı, onun meşhur bir 21’inci maddesi var orada diyor ki; çiftçiye her yıl milli gelirin en az yüzde 1’i oranında destek verilir ama bugüne kadar tam yüzde 1’i oranında destek verilmedi, her seferinde kestiler, son zamanlarda biraz daha kestiler. Normalde bu sizin hakkınız. Hakkınızın bile verilmediğini biliyorum. Her yerde her ortamda duyuyoruz.
Bir tarım masamız var. Milletvekili arkadaşlardan oluşuyor. Dolayısıyla biz Türkiye’nin her bölgesine bir şekilde gidiyoruz. Aslında dertler üç aşağı beş yukarı ortak, traktör, mazot. Biz şöyle bir söz verdik; inşallah sizlerin oylarıyla iktidar olduğumuzda kırmızı mazot vereceğiz yani ÖTV’si, KDV’si olmayacak mazotun. Yata veriyorsun ÖTV’siz, KDV’siz, çiftçiye veriyorsun ÖTV ve KDV dahil. Olmaz, eğer destek verilecekse ÖTV’yi, KDV’yi kaldıracaksın. O mazotu başkası kullanmasın diye kırmızı yapacaksın, kırmızı mazot yapacaksın. Avrupa’da var bu, biz de kendi ülkemizde kendi çiftçimiz için getirelim.”
‘KIRSALDAKİ KADIN VE GENÇLERİN SOSYAL GÜVENLİK PRİMLERİNİ DEVLET ÖDEYECEK’
Kılıçdaoğlu, projelerini anlatarak, “Bir şey daha düşünüyoruz, özellikle kırsalda yaşayan kadınlar ve gençler, sizin sosyal güvenlik primlerinizi devlet ödeyecek. Yani sizler emeklilik hakkı da kazanacaksınız. Kadınların ve gençlerin kırsalda kalması lazım, üretmesi lazım. Onların sosyal güvenlik haklarına kavuşması lazım. Kırsalda kaldığında perişan olmaması lazım. Onların sosyal güvenlik primlerini de devletin ödemesi lazım, böyle hedefliyoruz.
Çiftçi ne ekiyorsa, dönümün maliyeti bellidir. Dönümün maliyetini çıkarıp, üstüne makul bir fiyat koyarsınız eşittir taban fiyat dersiniz. Böylece çiftçi asla zarar etmeyecek bir modelle karşılaşacaktır. Çiftçinin hiç zarar etmeyeceği bir model belirlememiz lazım. Böylece hem kırsal kalma olacak hem tarımsal üretimi doğru dürüst geliştirmiş oluruz. Aynı zamanda bırakın ithalat yapmayı, ihracat yapma imkanımız olur. Orta Doğu’ya, diğer yerlere ihracat yaparız. Devletin akılla, bilgiyle, birikimle, liyakatle yönetilmesi lazım. Devlet hepimizin devletidir ve sosyal devlet olmak zorundadır. Sosyal devlet şu demektir; hiç kimsenin yatağa aç girmediği bir devlettir.
Diyeceksiniz ki sosyal devlet anayasada yazıyor mu? Evet yazıyor. Anayasanın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen 4 maddeden birisi de ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti laik, demokratik, sosyal hukuk devletidir’ diyor. Dolayısıyla sosyal devleti sağlamalısınız. Sosyal devletin en temel özelliği çalışan insanın alın terinin karşılığını vermektir. Ayrıca havza bazlı planlama yapmak zorundasınız tarımda. Her önüne gelen istediği ürünü ekemez. Trakya’nın niteliğine bakılır, ona göre demek ki burada buğday, kanola, arpa ekin denilir. Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre havza bazlı planlama yapılır” diye konuştu.
‘HAVADAN PARA KAZANANLARA İMKAN VERMEYECEĞİM’
Kılıçdaroğlu, konuşmasının son bölümünde, “Benim sizlere bir sözüm var, havadan para kazananlara imkan vermeyeceğim. İktidar sahiplerine de söylüyorum; Allah nasip eder iktidar olursak, Millet İttifakı olarak, havadan para kazanayım, masamda oturayım, elimde viski kadehi, paramı yatırayım bankaya, dünyanın faizini elde edeyim.
Dolar ve faiz garantisi verilmiş, kar garantisi verilmiş bir de sıfır vergisiz. Bunlara izin vermeyiz, kimse kusura bakmasın. Alın teri mi döktün kardeşim? Yok. Otur orada paranı yatır, keyfine bak, oradan faiz geliri elde et. Dolar garantisi verilsin, üstüne üstlük elde ettiğin faizden vergi verme. Peki çiftçinin günahı ne? Öbür adamın hiç riski yok. Dünyanın parasını kazanıyor. O paraların tamamını alacağım, millete vereceğim” dedi.