Annelik yolculuğu.. Sosyal medyada paylaşılan tonla hamile pozu tamamsa, doğum odasının kapısına takılacak süsler hazırsa, şişlikte rekor kıran el ve ayaklarla mücadele içindeyseniz, saniyede bir tuvalet ihtiyacı rekoru da kırıldıysa, tebrikler; artık doğuma gün sayıyorsunuz.
Doğumun pek çok tıbbi prosedürü, hiç te azımsanmayacak nitelikleri var elbette ama biz işin komik ve acıklı taraflarına şöyle bir bakalım:
Normal doğum bekleyen tazecik anne adayının son günlerinde vücudu ve içindeki meleğiyle boğuşması dışında, devamlı endişeli gözlerle kendisini izleyen ve kazara biraz sesli nefes aldığında doğum çantasıyla kapıda hazır bekleyen tazecik baba adayı ve çook sevgili büyükleri ile de cebelleşmesi gerekir ki bu bile başlı başına bir macera.
Tıbbi bir açıklaması vardır kesin ama bebeklerin doğum başlangıcını gecenin en kör saatine getirmek konusunda gizli bir anlaşması var sanırım. Ben gündüz vakti, şöyle geniş bir zamanda başlayan sancı duymadım. Baba adayı şehrin en uzak yerinde önemli bir toplantıdayken, onuncu katta oturulan evde elektrik kesikken ya da gecenin üçünde başlayan sancı artık günümüzde vaka-i adiyeden bile sayılabilir.
Sezaryen doğum ise nispeten daha planlı programlı bir gidişat sergilese de meleğiniz ‘Sezaryen de neymiş?’ diyerek yine de gecenin bir yarısı gelmeye karar verebilir aman dikkat.
Sezaryen doğum yapacak anne adayının doğuma kadar olan dönemde en büyük meşgalesi ağzını büze büze ‘Aaaa neden sezaryen? Ben dokkkkuz saat sancı çekip normal doğurdum’ hikayeleriyle kendisini daraltan konu-komşu ve arkadaş gruplarıyla savaşmak olacatır ki tadından yenmez.
İki yöntemden biriyle nihayet gerçekleşen dünyanın en inanilmaz mucizesi doğum; meleğinizi ilk gördüğünüz an ve yanağınıza deyip sizi bir ömür gönüllü kölesi yapacak o sıcacık surat ise geçirilen dokuz ayın hatta bütün bir ömrün en büyük hediyesi. Bir daha asla eski siz olmayıp onunla birlikte daha iyi, hatta en iyi versiyonunuza dönüşmek için çıkacağınız şahane bir yolculuk… Ama tabi her yolculuk gibi bu ömürlük yolculuğun da köşe taşları mevcut: mesela ilk üç ay.
Bir takım bilim insanlarına göre aslında hamilelik on iki ay ilk dokuzu içeride, üçü dışarıda. Bu dönem hem annenin anneliği öğrenmesi hem de minicik bebeğinizin dünyaya uyum sağlaması için en hayati viraj. Annecik açısından endişe, mutluluk, korku, aşırı aşırı sevgi; bebecik için ise karında çabasızca gelirken şimdi çabalıyarak hak edilen besin, bolca gaz, en çok annenin kucağında aranan huzur demek.
Bu dönem ayrıca iki aşığın mutlu mutlu yaşadıkları evlerinin sadece bebekleri değil anneanne, babaanne, dedeler, halalalar, dayılar ve teyzeler tarafından istila edilip tımarhaneye döndüğü dönem:) Elbette hepsi sizi ve meleğinizi çok seviyorlar ve yardım için oradalar fakat bazen çok iyi niyetlerle başlayan bu yardım savaşı yeni anne ve babanın ennnn şahane kabusu olabiliyor. Çünkü herkesin çocuk bakımı konusunda genellikle başka fikirleri oluyor ve herkes kendi fikrinin en şahanesi olduğu konusunda çok ısrarcı!
E bizim yeni anne de tonla kitap okumuş, bloglar takip etmiş, doktorlara saniyede beşbin soru sormuş! Bu karmaşada çoğu zaman bebeklerin zıbın giydirilirken çorabının unutulması, çocuk emmeye çalışırken sarılık olmasın diye annenin kafasına sarı örtü örtmeye çalışan babaannenin sonunda anneyi ağlatması gibi enteresan sonuçları olabiliyor:)
Bu dönem erkek kısmı için biraz daha sakin ve az hasarlı geçse de yapılması istenen ritüeller ile okuduğu moderrn yöntemler arasında bunalan,sütü çok olsun diye ağzına devamlı helva tıkılan anne sonunda bir patlama yaşayarak bebeği ve tercihen annesiyle kalarak genellikle durumu dengeye getirebilir ya da bir süre daha bu karmaşaya tahammül edebilir.
Ayrıca bu dönem hayatınızda şimdie kadar hiç ilgilenmediğiniz fizyolojik faaliyetleri festival tadında kutlayacağınız bir dönem olur ki bir kakanın ya da geğirtinin hatta kusmanın insanı bu kadar sevindireceğini rüyanızda görseniz inanmayacağınız zamanları hatırlar gülersiniz.
Sonuçta tıbbi bir rahatsızlığı olmayan her bebek büyür. Ruhsal bir sorunu olmayan her aday sonunda mükemmel bir anne olur.bBabalar bebekler için en çok gülünen,bkapıdan girdiğinde en çok sevinilen kahramanlara döner ve hayat bir şekilde yoluna girer. Önemli olan her anın tadını çıkartmaksa bu en zor görünen dönemi de gönlünüzden geldiği gibi yaşamanız dileğiyle :)