Bilindiği üzere artık Dijital Çağa girmiş bulunmaktayız. Kırsaldan şehir merkezine tüm dünyada global yansımalarını görmekte ve etkilenmekteyiz.
Çağa ayak uydurabilmek için herkesin kendine göre bir çabası mevcuttur. E-ticaretin sosyolojik yansımaları kapsamında şunu diyebiliriz; toplumların bilgi alışveriş yöntem ve sürecini değiştirmesinin nedenlerinin araştırılmasını, alışveriş ve tüketim alışkanlıklarının, sosyal ilişkilerin ve ekonomik yapının dönüşümünü kapsamakla birlikte, bireylerin somut ve soyut olarak para kazanma ve daha fazla kitleye ulaşabilmelerini ayrıca istatistiksel veri analiz etmeyi de kolaylaştırmıştır.
Bu yansımaları sınıflandıracak olursak; E-Ticaret Platformları, İnstagram, Facebook, Youtube, Linkedin ve Tiktok gibi sosyal medya platformları ile e-ticaret siteleri arasında trafik sağlayarak, kullanıcılar yada diğer bir tabirle dijital alıcı ve dijital satıcılar arasında yeni bir tür sosyal etkileşimler yaratır yani sosyal ilişkiler açısından yeni sosyal ağlar kurar. Müşteri yorumları, değerlendirmeler, soru-cevap şeklinde bilgi alışverişi, sosyal medya paylaşımları, alışveriş deneyimini toplumsal bir etkinliğe dönüştürür, aynı zamanda kendi içinde zincirleme olarak o firmanın reklam ve tanıtımını yaparak referans vermiş olur. Dijital tüketiciler influence yaratır ve sürü psikolojisine hizmet etmiş olur. Hem firma, hem de ürünler hakkında kısa sürede fikir sahibi olmamızı sağlar.
E-Ticarete geçiş sağladığımızdan itibaren dikkat edersiniz ki toplumsal olarak tüketim kültürü ve tüketim alışkanlıklarımızı da değiştirdik. Zamanla “dijital tüketici” dolayısıyla “dijital toplum” olduk. Bunun yanı sıra İnteraktif bankacılıktan tutun da, vergi ödemelerimize kadar veya Cimer sayesinde yetkili merciilere ulaşma konusunda da şikayet, bilgi, talep vb. her türlü hizmeti dijital ortamda almaya başladık. Elektronik Ticaret, dijital tüketicilere istedikleri ürüne ve hizmete kolayca ulaşma imkanı sunduğu için, tüketim kültüründe değişiklikler ortaya çıkarmıştır.
Daha fazla ürün seçeneği ve alternatifleri olmasından dolayı kolay karşılaştırma, analiz yapma, ölçme, değerlendirme imkanı sağlamıştır. Tercih edilen ürünler, satın alınırken ödeme kolaylıkları, indirim kuponu, sadık müşterilere özel, premium yada elit müşteri statüsü sunularak, internet üzerinden yapılan alışverişlerin cazip hale gelmesini sağlamış ve hızlı teslimat seçenekleri bununla birlikte iade ve değişim kolaylığı sayesinde anında tatmin sağlayarak bekleme süresini azaltmıştır. Farklı bir bakış açısı olarak değerlendirecek olursam; insani olarak da duygularımızı pozitif yönde etkilemiş ve psikolojik olarak kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlamıştır.
E-Ticaret, KOBİ’lere geniş bir pazar ağı kurması açısından, pazara erişim imkanı sağlayarak yerel ekonomilerin güçlenmesine katkıda bulunmasını sağlamıştır. Hem fiziksel, hem de dijital olarak yerel işletmelerin ulusal olarak tanınılırlığını arttırarak, geleneksel pazara da ek katkı sunarak, daha geniş kitlelere hitap etmesi sürecine destek olmaktadır. Böylece geleneksel mağaza bazlı perakendecilik iş modelinden, dropshipping ve dijital mağazacılık gibi yeni iş modellerine geçişi hızlandırmaktadır.
Fiziksel çalışma sisteminden, zihinsel çalışma sistemine geçiş olmuş, hem evden (uzaktan), hem de ofisten çalışma yani hibrit çalışma modeline geçişi de sağlamıştır. Pandemi dönemi ile birlikte, E-Ticaretin yaygınlaşması, dijital pazarlama, müşteri hizmetleri ve lojistik gibi alanlarda uzaktan çalışmayı arttırdığından daha esnek bir çalışma düzeni getirmiştir. Bireylerin kendi iş modellerini kurmasına ilham olmuştur. Sosyal Medya Platformlarında bunların eğitimlerini veren sitelere rastlamak mümkündür. İnsanlar artık bilgilerini ürün statüsünde pazarlamaktadırlar. Pasif gelir kavramının ortaya çıkmasına da sebep olmuştur.
E-Ticaretin yaygınlaşması, kişisel verilerin korunması ve güvenliği konusunda endişeleri de arttırdığı bir gerçektir. Bu sebeple devletin yasal düzenlemeler ve denetim mekanizmaları aracılığıyla sağladığı bu güvence e-ticareti olumlu yönde etkiler, yasal düzenlemelerin ve güvenlik teknolojilerinin gelişmesini teşvik eder, kişisel verileri güvence altına alır. Gerekli yasal düzenlemeler ve tedbirlerle daha özgüvenli pazar ortamı sağlanır. Bireyler arasında güvene dayalı bir dijital pazar ortamı oluştuğundan, e-ticaretle büyüyen ekonomiye katkısı artar.
Toplumların dijital çağa dönüşüm sürecine ayak uydurması ve yeni teknolojik sosyal yapılar üzerindeki etkilerini anlamamıza yardımcı olan, e-ticaretin bu sosyolojik yansımaları bireysel olarak kendimizdeki değişimleri de fark etmemizi sağlar. Yapay Zeka ile ne kadar iç içe olduğumuzu ve/veya olmamız gerektiğini de hatırlatır. E-Ticaret ve Yapay Zeka bir bütündür ve insan o bütünün en önemli parçası ve yaratıcısıdır.