İnsanoğlunun bencil doyumsuz ve kötü sözleri, savaş isteyen sırf kendi hayallerini dünyaya yaymak isteyen çoğunluğun sistemi için yazıyorum.
Savaşlar olduğunda çok mu mutlu oldunuz? haritalar değişti ekonomi dibi gördü salgın hastalıklar kıtlık yaşandı.
Dünya iki büyük savaşı yaşadı. Milyonlarca insan öldü. Şuan zaten bölgesel savaşlar devam ediyor. İnsanlığın temel ihtiyaçları içerisinde güvenli yaşamak adı altında bir madde vardır. İnsan yaşadığı hayatta güven duymuyorsa umutları tükeniyorsa mutlu değilse korku içerisinde yaşıyorsa hayatın insanlığa sunduğu değerin ne önemi var.
Ortadoğu yıllardır yangın yeri, asıl istenen o savaşın diğer ülkelere sıçraması. Büyük güçler ekrandan izler karar verir savaş sürer belli kayıplar yaşanır aynı güçler barış gücü olup savaşı bitirir. Bu senaryolar hep böyleydi. 1. Dünya savaşı Sırplı bir öğrencinin Avusturya-Macaristan veliahdını öldürmesiyle başlar bu sözde sebebidir. Yıllardır tarih derslerin öğrendiğimiz sebeplerin altında güç savaşları vardı. Osmanlı devletinin çok uluslu olması ekonomisinin kötü gidişi rejim ayrılıkları yaşaması o dönemin büyük Alman hayranlığı bizi savaşa soktu. Türk milleti vatanına sahip çıkmasaydı. Şuan bizde kimin egemenliğinde var olmaya çalışırdık. Liderler ve kararlar önemlidir. Dönemin lideri Mustafa Kemal Atatürk Türk milleti için doğru kararlar verdi. Rejim değiştiren Cumhuriyet ile tekrar doğan bir millet aslında geçmişi kültürü zenginliği ile diğer ülkelerin hep korkulu rüyası olmuştur.
Göçlerle Avrupa’ya yayılan birçok Türk boyu özünü kaybetmiştir. Savaş isteyen savaşı destekleyen senaryolar insanlığı düşünmeyen güç peşinde olan geçmişin devamı olan sistemlerin devamıdır.
Öğretmen Kemal, öğrenci Ahmet, temizliğe giden Ayşe abla savaş ister mi istemez, bizim ülkemiz için bu böyle ise yabancı ülkelerin halkı içinde bu böyledir. Kimse savaş istemez.
Çanakkale savaşında Sırplı bir askerin mektubunu anlatan bir kitap okumuştum. “Türkler keskin nişancı vazgeçmiyorlar isteyerek savaşmıyorum diyordu. Ve devam ediyor karşıdan sürekli ateş ediyordu hırslıydı ve onu vurmayı başardım merak ettim ilerledim yere düşmüştü arkası dönüktü yüzünü çevirdim genç bir kadındı Türk kadınları da cephe de savaşıyordu” Bu satırları okuduğumda tüylerim diken diken olmuştu. Gözlerim doldu insanları bu hale getiren karşılıklı savaştıran dönemleri gördük.
Şimdi zalimlik daha fazla eziyet daha yüksek modern dünyanın merhametsiz dönemini yaşıyoruz. Ülkemizin konumu olarak doğu ve batının tam ortasında Rabbim toprağımızı sınırda görevini yapan askerimizi korusun.
Barış ve insanlığı savunan insanları korusun kötülüğün temsilcilerini iki dünyada kahır etsin. Sevgi kapınıza misafir olmaya devam etsin.