Geçmişime dönüp kendime baktığımda korkak bir çocuk olarak görüyorum kendimi. Şikâyet eden ve çok söylenen biri.
Hayalleri için bahaneler üretip çabalamayı düşünmeyen biri. Yetenekli ve potansiyelli ancak mücadele etmekten kaçan biri. Geçmişteki çocuğa bir şeyler söyleme imkanım olsaydı ona; korkma çocuk, umut et, bahaneleri boş koy, güneş gibi aydınlat kararmış hayal dünyanı, nefes aldığın sürece gayret et, çabala, didin, uğraş ve savaş derdim muhtemelen. O biraz kendi bildiğini yapan bir karakterdi ama belki de beni dinlerdi.
Korku, kaygı, stres, dert, tasa ve daha bir çok şey hayatta olduğun sürece olacak senle. Düz, engelsiz, çukursuz, dönemeçsiz ve güllerle dolu bir yol asla çıkmayacak karşına. Bu yüzden beklemek yerine yola çıkmak ve umutları yüreğine doldurmak gerek. Adımlar atmak gerek bazen deli olmak bazen de cesur olmak gerek ama en çok da hayalperest olmak gerek. Ve çokça sağır çokça kör olmak gerek. Topallaya topallaya koşmak gerek ve de dizleri kanata kanata depar atmak gerek. Anlatırım yazarım çizerim sabaha kadar hatta bence akşama kadar lakin çok söze gerek yok bazen de kısa ve net olmak gerek.
O korkak çocuk büyüdü. Ağladığı zamanlar oldu, çaresiz kaldığı anlar oldu ,canını yakan anılara sahip oldu ve çok da mutlu günleri oldu. Koştu ,yoruldu, susadı ve bazen isyan dolu yakarışları oldu. Ancak umut dolu da oldu ve koştu. Yoldan ve yolda karşısına çıkan her engelden ve tuzaktan da kurtulduğu oldu. Bazı hayalleri toz oldu bazı hayalleri imkansız oldu ama şükür ki bazı hayalleri de gerçek oldu. Umut ve inanç fırınından aldığı taze taze ekmekler yolunda ona aş oldu, dost oldu, yoldaş oldu en çok da aşk oldu.
Korkak bir çocuk olan ben en çok da kitap okurken cesur oldum. Elime kalemi alıp bir şeyler yazmaya gayret ederken ben en çok da ümit var oldum. Gelecekteki adamın bu gence sen korkak ve aynı zamanda hayalleri için çabalamayan biriydin dememesi için mücadele eden biri oldum.
Ve bir hayalime daha kavuşmak üzereyim Allah’ın izniyle ve yardımıyla. Benim için çok ayrı bir yeri olan, kalbimin kaleminden satırlara dökülen acemi ve heyecanlı sözlerim birleşti ve ‘’Mehmet ve Elif ‘’ Adlı biricik emek dolu eserimde can buldu.
Haberton’la daha düzenli yazmaya başladım, bu güzel sayfayla kendimi geliştirdim ve inşallah daha da geliştireceğim. Haziranın 15’inde satışa çıkacak kitabım. Maddi kaygılar taşımadığım ve yazarlık serüvenimde bana çok şey katacağını düşündüğüm bu eserim umarım güzel kalplere misafir olur. Okuyacak olanın kendinden bir şeyler bulup seveceği ve arkadaşlarına tavsiye edeceği güzel bir eser olur.
Hayalleri için çabalamayıp bir köşede kendisine ihanet eden insanların o umutsuzluk yorganını üstünden atacağı bir örnek olmayı umut ediyorum.
Kendinize ve umutlarınıza iyi bakın.