Eyüpsultan’da bulunan 174 yıllık Adile Sultan Türbesi çökme riski nedeniyle kalaslarla desteklendi. Türbenin içindeki bakımsızlık da dikkat çekiyor.
Sanat tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz, “Adile Sultan İstanbul için çok özel biridir. Maalesef İstanbul’daki kültür varlıklarının hepsini her zaman koruyamıyoruz ve aynı zamanda ziyaret edemiyoruz. Bir şekilde türbesinin de herhalde daha iyi korunması ve bakımının sağlanması gerekiyor” dedi.
Eyüpsultan’da, Sultan II.Mahmud’un kızı ve Sultan II. Abdülhamid’in halası olan Adile Sultan ve aile üyelerinin defnedildiği toplam sekiz mezarın bulunduğu 174 yıllık Adile Sultan Türbesi bakımsızlık ve çökme riski dikkat çekiyor.
Çevresinde Mihrişah Sultan Türbesi ve Tarihi Eyüpsultan Mezarlığı’nın da bulunduğu yapının kapısının asma kilitle kapatıldığı, pencere camlarının ve bazı korkuluklarının kırıldığı görüldü. Sultan Abdülmecit döneminde inşa edilen türbenin, kapı ve iç bölüm odalarında yer alan duvarların birçok noktasında ise çatlak ve parçalanmalar meydana geldiği, çökme riskine karşı tavana kalaslarla destek sağlanması göze çarptı. Mezarların bulunduğu odanın ise tozla kaplandığı, bazı sandukaların yerinde olmadığı görüldü. Sanat tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz, Adile Sultan Türbesi ile ilgili bilgi verdi.
“TÜRBESİNİN DAHA İYİ KORUNMASI VE BAKIMININ SAĞLANMASI GEREKİYOR”
Hayri Fehmi Yılmaz, “19. yüzyılın ortalarında inşa edilmiş bir yapıdan bahsediyoruz. Sonrasında Adile Sultan 1899’da vefat ettiğine göre en sonda da o defnedildi buraya. Dolayısıyla uzunca bir sürecin içerisinde. Hemen bitişiğinde, Hüsrev Paşa’nın türbesi var. Böyle birkaç türbe yan yana iç içe geçmiştir orada. Yapı 19. yüzyıl son devir Osmanlı mimarisinin tipik özelliklerini yansıtıyor. Maalesef İstanbul’daki kültür varlıklarının hepsini her zaman koruyamıyoruz ve aynı zamanda ziyaret edemiyoruz.
Belki hanımlarla ilgili ekiplerin bunu daha iyi çalışması gerekir. Sivil toplum örgütlerinin, bakanlıkların buna da sahip çıkması gerekiyor. Adile Sultan İstanbul için çok özel biridir. Yani Gül Camii’nin yanında Sıbyan Mektebi, Arap Camii’nde şadırvanı yahut Cihangir Camii’nde büyük bir çeşmesi vardır. Dolayısıyla böyle şehrin her yerinde onun hayır eserlerini izleyebiliriz, takip edebiliriz. O İstanbul’a sahip çıkmak için çok çalışmış ve adı her yerde yaşıyor. Bir şekilde türbesinin de herhalde daha iyi korunması ve bakımının sağlanması gerekiyor. Fakat bu işte çok iyi değiliz maalesef” ifadelerini kullandı.
“MÜTEVAZI BİR YAPI İNŞA ETTİRMİŞ”
Adile Sultan hakkında bilgi veren Yılmaz, “Sultan II. Mahmut’un kızıdır. Sultan Abdülmecit’in kız kardeşi, sonra gelen Osmanlı padişahlarının da Abdülaziz ve Abdülhamit’in halasıdır. Hanedanın en önemli figürlerinden biri ve ileri yaşında büyük saygı görmüş. İşte onun özellikle Fındıklı Sarayı’ndaki Ramazan sohbetleri, iftar toplantıları çok meşhur olurmuş ki II. Abdülhamit devrinde de bu süreçler devam etmiş. Hanedanın bir büyüğü olarak 19.yüzyılın ikinci yarısına adeta damgasını vurmuş hanımlardan biridir. Aslında çok zengin bir hanım. Muhteşem saraylar inşa ediyor ama dindar bir müslüman olduğu anlaşılıyor.
Çok zengin bir türbe inşa ettirmek istememiş, daha mütevazı bir yapı inşa ettirmiş. Öncelikle kendi sevdikleri için bunu hazırlamış ve onların oraya defnedilmesini sağlamış. En sonunda 1899’da kendisi vefat ettiğinde o da oraya defnedilmiş. Mimarlık tarihi açısından değil ama İstanbul kültürü açısından hiç şüphesiz çok hoş bir hatıra bu. Osmanlıların dünyaya bakışı dindarlığı ve ahiret anlayışıyla ilgili bir sürü mesaj da veriyor bize, mütevazılığı. Hani çok zengin bir hayat da yaşasa böyle daha mütevazı bir mekanda sonsuz uykusunu uyumak istemesi aslında bence çok şey öğretiyor bize.” dedi.
Özel bir mimarlık şirketi tarafından 2015-2019 yılları arasında restore edilmek üzere proje dosyası hazırlandığı bilinen yapının, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü yetkisinde olduğu, türbenin “Ecdada Vefa Sanatı İhya” projesi kapsamında restore edilmesinin planlandığı öğrenildi.