Sivas Numune Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. İbrahim Karaduman, “Sentezlenme için de güneş ışınlarının belli bir açıyla gelmesi lazım. Ülkemiz için bu açı mayıs ve kasım ayı arası, saat 10.00 ile 15.00 sıralarında gelebilmektedir. Hiçbir doktorbu saatlerde güneşe çıkmanızı önermez. Çünkü cilt kanseri riskini artırıyor. Daha çok bu tarz hastalarda besin yoluyla D vitamini alımını daha çok öneriyoruz” dedi.
D vitaminin vücut için önemli işlevi olduğunu ve eksikliğinin çeşitli hastalıklara yol açtığını hatırlatan Karaduman, “Normalde D vitaminin bilimsel kanıta dayalı neden sonuç ilişkisinin kurulduğu tek bir şey var, o da kırık riskinin engellenmesi. Ama yapılan çalışmalar ve gözlemsel çalışmalar şunu göstermiş ki, D vitamini eksik olan kişilerde kolon kanseri başta olmak üzere, meme kanseri, prostat kanseri, bağışıklık sisteminin baskılanması, üst solunum yolu enfeksiyonlarının sık görülmesi ki son iki yılda korona gibi bir pandemi geçirdik.
Koronavirüs D vitamini eksik kişilerde daha fazla görüldü. Onun haricinde şeker hastalığı, demans, alzheimer gibi hastalıklara, kalp hastalıklarına neden olma ihtimalinin arttığı görebiliyoruz. Aslında D vitamini bunlara baktığımız zaman tek bir kemik koruyuculuğundan ziyade diğer organlarda da etki ettiği ve ileri çalışmaların gerektiği görülüyor.
Yani belki bundan bir 5 yıl sonra veya 2-3 yıl sonra bu çalışmalar daha detaylı olduğunda biz burada D vitamini herkese vermeliyiz. Çünkü ‘kanserden koruyor’ gibi iddialı bir cümle de kurabiliriz. Ama yine de ‘Ben o zaman bunu sürekli alayım’ gibi bir düşünce olmamalı. Bunun dozajları var. Toksik doz dediğimiz dozlara çıktığı zamanda ters etki yaparak hem kırık riskini artırıp hem de sağlığın bozulmasına neden olabiliyor” ifadelerini kullandı.
D vitamininin diğer vitaminlerden ayrılma sebebinin vücuttan direkt alınabilmesi olduğunu belirten Dahiliye Uzmanı İbrahim Karaduman, “Aslında D vitamini bir hormondur. Steroid yapılı bir hormondur ve vücudumuzda üretilmektedir. Ama ilk tanım olarak, vitamin şeklinde tanımlandığı için ismi vitamin olarak kalmıştır. Ama normalde vücudumuzun üretmiş olduğu bir hormondur. D vitamininin diğer vitaminlerden ayrılma sebebi şudur. D vitamininin yüzde 10- 20’lik bir kısmı besinlerle emilirken, yüzde 80-90’lık bir kısmı güneş ışınlarından derimiz tarafından sentezlenmektedir.
Ama bu sentezlenme için de güneş ışınlarının belli bir açıyla gelmesi lazım. Ülkemiz için bu açı mayıs ve kasım ayı arası, saat 10.00 ile 15.00 sıralarında gelebilmektedir. Ama şöyle de bir handikapı var. Hiçbir doktor bu aylarda, bu saatlerde güneşe çıkmanızı ve doğrudan güneşle temas etmenizi önermez. Çünkü cilt kanseri riskini artırıyor. D vitamini alırken cilt kanseri olma riskini de almak çok mantıklı olmadığı için önermeyiz. Daha çok bu tarz hastalarda besin yoluyla D vitamini alımını daha çok öneriyoruz. Her ne kadar güneşten alınıyor olsa da bunu çok önermiyoruz” diye konuştu.
‘GÜNDE YAKLAŞIK 800 ÜNİTE D VİTAMİNİ ÖNERİLİYOR’
D vitamininin günlük dozuyla ilgili de bilgi veren Karaduman, “Dünya Sağlık Örgütü ve diğer tüm bu konuyla ilgilenen derneklerin hepsinin şöyle bir önerisi var. Kemik sağlığını korumak için günde 600-800 ünite D vitamini almamız lazım. Peki, D vitaminini güneşten alamıyoruz. Mesela bir yumurtada 20 ünite D vitamini var. O zaman benim günlük 600 ünite almam için 30 yumurta yemem lazım. Veya 300 gram somondaki D vitamini olan besinler. Somonda 300 ünite D vitamini var. O zaman benim 600 gram günlük somon yemem lazım.
Bu çok mümkün değil açıkçası. Bu durumda bizim, bunu tablet formlarıyla desteklememiz gerekiyor. D vitamini taraması yapılmaksızın her bireye en az bir 600-800 ünite D vitamini sağlayacak kadar dışarıdan tablet formuyla veya damla formuyla D vitamini replasyonu yapmamız lazım. D vitaminim düşük mü, değil mi diye bakmadan bile bunu kişinin alıp kullanmasında hiçbir zarar yok. İlk önce vücuttaki depoları doldurmamız, sonra onların düşmesini engellemek için sabit tutarak tedavi vermemiz lazım” dedi.