İnsan kaynaklarında dijitalleşme hızının artmasının şart olduğunu belirten Kolay İK Kurucu Ortaklarından Tunca Üçer, “Yapay zekâ hem şirketlerin hem de insan kaynakları profesyonellerinin karar verme mekanizmalarında aktif rol oynayacak. Çok daha hızlı, ölçümlenebilir, isabetli kararlar vermemizde bize destek olacak” dedi.
İnsan kaynakları ve personel yönetimi yazılım üreticisi Kolay İK’nın aktif olarak 2 bine yakın şirket ve 150 bini aşkın çalışana hizmet verdiklerini belirten Tunca Üçer hedeflerinin, personel yönetimi, performans değerlendirme, bordro ve vardiya yönetimi gibi birçok İK sürecinin tek yazılımla yönetilmesini sağlamak olduğunu söyledi.
Bu kapsamda ChatGPT gibi yapay zekâya dayalı dil modellerinin yapılan işleri doğrudan kolaylaştırıcı bir role sahip olduğunu vurgulayan Üçer, “Öz geçmişlerin derlenmesi, referans kontrolü, belgelerin düzenlenmesi, yüklenmesi; performans değerlendirme sonuçlarının belli metriklerle süzülmesi, bordroların doğru hesaplanması ve bu konuda açıklamalar yapılması gibi daha birçok İK profesyonelinin elini yoran ve oyalayan işler, yapay zekâ ile birlikte gündemimizden artık tamamen çıkacak” ifadelerini kullandı.
“İK SÜREÇLERİNİN TAM ANLAMIYLA DİJİTALLEŞMESİ İÇİN EPEY UZUN BİR YOLUMUZ VAR”
Türkiye’de İK alanındaki süreçlerle ilgili bilgilendirmelerde bulunan Üçer, konuyla ilgili şöyle konuştu:
“Kolay İK kurucu kadrosuna katıldığımda kafamda şöyle bir hayal vardı; İK’cılara bir çözüm sunacağım ve bir anda insanlar, ‘ne kadar güzel bir çözüm’ diye bizi kullanmaya başlayacaklar. Ama öyle olmadı. Türkiye’de yaptığı işlerle marka olmuş, birçok alanda öncülük eden şirketlerle çalışıyoruz. Şirketlerin büyük bir kısmı İK yönetimi süreçlerine yatırım yapıp bu alanda personelinin gelişimine olanak sağlıyor. Bir kısmı da hala tablolarda kayıt tutup dosyalama yaparak çalışan şirketler.
Bu durum aslında şunu gösteriyor: şirketlerin hayalindeki insan kaynakları yöntem ve yönelimleriyle insan kaynakları profesyonellerinin gerçekleri arasında çok ciddi bir uçurum var. Bunu fark ettikten sonra biz ‘Türkiye gerçekten dijitalleşiyor mu?’ diye düşünmeye başladık. Durum tespiti yapabilmek için doğrudan çalışanlara sorularımızı yönelterek 2018 ve 2022 yılları arasında İnsan Kaynakları Dijitalleşme Raporu’nu hazırladık. 2022 yılı İnsan Kaynakları Dijitalleşme raporunun sonuçlarına göre, herhangi bir İK yazılımı kullanmayanlar yüzde 40, özlük belgelerini dijitalde saklamayanlar yüzde 76 olarak görünüyordu.
Ancak bu şirketlerin yüzde 74’ü İK’nın dijitalleşmesine yatırım yapmaya istekli olduğunu söylüyordu. Vardiya yönetiminde ise katılımcıların yüzde 50’si vardiyayı manuel yöntemlerle kendisi yönetiyordu. Hadi bu sene umalım ki bu oran yüzde 40 – 30’a gerilemiş olsun. Bu sonuçlara göre rahatlıkla söyleyebilirim ki; ülkemizde İK süreçlerinin tam anlamıyla dijitalleşmesi için epey uzun bir yolumuz var.”
“ŞİRKET SAHİPLERİ NET KARŞILIĞINI GÖREMEDİĞİ BİR ALANA YATIRIM YAPMAK İSTEMİYOR”
Başka bir araştırmaya göre insan kaynakları profesyonellerinin yüzde 70’inin dijitalleşme için şirketlerinin İK yatırımlarına bütçelerinin olmadığını söylediğini belirten Üçer, “Bunun altında yatan asıl sebeplere bakmak gerekirse; şirketler pazarlama bütçelerindeki her kuruşun yatırım dönüş hesabını yaparlar. Ancak İK departmanına yapılan yatırımın doğrudan bir parasal dönüşü olmaz. Dolayısıyla çoğu şirket bu alana yapılacak yatırımı öteler. İK’nın dijitalleşmesinin önündeki en büyük engel bu diyebilirim.
İkinci sebep de bir İK yazılımı ile yapılan işin ve kazanılan değerin çoğunlukla sadece İK profesyonelleri tarafından anlaşılıyor olması. Genelde şirket sahipleri net karşılığını birebir göremediği bir alana yatırım yapmak istemiyor. Dijitalleşme hızının düşük olmasının bir sebebinin de bu olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“ŞİRKETLERİN TEK İHTİYACI OLAN DİJİTALLEŞMEYE LİDERLİK EDECEK KİŞİNİN ÖNE ÇIKMASI”
Şirketlerin dijitalleşmek için doğru insan kaynağına ihtiyaç duyduğunu söyleyen Üçer, “ Şirketlerin tek ihtiyacı olan dijitalleşmeye liderlik edecek kişinin öne çıkması. Bazı şirketlerde bu kişilerin öne çıkması için yeterli alan olmasa da ‘süperstar’ olarak adlandırdığımız çalışanlar süreci sırtlanıyorlar. Bu kişiler genelde zihnen genç, vizyoner ve bahanelerin durduramadığı insanların arasından çıkıyor.
Sorunları tespit etmenin yanında doğru çözüm yollarını da buluyorlar. Doğru insanlarla yapılan işler, kısa zamanda olumlu kazanımlar sağlıyor. Bizim gibi şirketlerin aslında bu süperstarların yanında kolaylaştırıcı olarak yer alması gerekiyor. Hedefimiz, bu insanların önlerindeki engelleri kaldırmalarına yardımcı olmak ve şirket içinde sırtlandıkları dönüşüm yolculuğuna eşlik etmek” dedi.
“ÇALIŞANLARLA İLETİŞİMDE DE YAPAY ZEKA AKTİF ROL OYNAYACAK”
ChatGPT gibi yapay zekaya dayalı dil modellerinin yaptıkları işleri doğrudan kolaylaştırıcı ve dönüştürücü bir role sahip olduğunu da vurgulayan Üçer, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Esas dönüşüm ise bir sisteme eklenen verilerden elde edilen çıktıları yorumlama aşamasına gelindiğinde gerçekleşecek. Yapay zeka hem şirketlerin hem de insan kaynakları profesyonellerinin karar verme mekanizmalarında aktif rol oynayacak. Çok daha hızlı, ölçümlenebilir, isabetli kararlar vermemizde bize destek olacak. Örneğin; şu an çözüm ortaklarımızla beraber ChatGPT üzerinden çalışan esenliğini artırıcı bir bot üzerine çalışıyoruz. Bu bot, çalışma arkadaşlarımızın günlük hayatta karşılaştığı sorunlara bir insan gücüne ihtiyaç duyulmaksızın çözümler önerebilecek. Böylece sorunlar, insan kaynaklarının ve şirket yöneticilerinin müdahalesine gerek kalmadan çözüme ulaşmış olacak. Çalışanlarınız stres altında mı, motivasyona mı ihtiyaçları var? İşte o noktada yapay zekâ yanınızda olacak.”
“SİZE DESTEK OLMASINI İSTEDİĞİNİZDE ALDIĞINIZ YANITLAR GERÇEKTEN HAYRET VERİCİ”
Tunca Üçer sözlerine şöyle devam etti:
“ChatGPT’nin metin üretme konusunda size anında yanıt vermesine hızlıca alışıyorsunuz ve bu durum sizi bir süre sonra asla şaşırtmıyor. Lakin, ChatGPT’ye bir profil verip ondan bazı soruları yanıtlamasını ve size destek olmasını istediğinizde aldığınız yanıtlar gerçekten hayret verici. Örneğin; bir çalışma arkadaşınızla ilgili sorun yaşıyorsunuz, onun belli başlı karakter özelliklerini anlattığınızda ve sorununuzu tam olarak ifade ettiğinizde, size bununla ilgili asla aklınıza gelmeyecek çözüm önerilerinde bulunabiliyor.
Benim çok sorun yaşadığım ve bir türlü iletişim kuramadığım bir kişi ile ilgili adım adım hangi yolları izlemem gerektiğini örneklerle açıkladıktan sonra, belki de beklentilerimin karşı tarafa net bir şekilde geçmediğinden şüphe ederek ona bir mektup yazmamı önermişti. Evet, bir mektup. Esas şaşırtıcı olan ise bu yöntemin gerçekten işe yaramış olması.”