CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun ve emekli Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın rütbelerinin geri alınmasına yönelik kararla ilgili, “Sabri Uzun da Hanefi Avcı da bilsin ki az kaldı, geliyor sandık. Onların sökülen rütbelerini aynen dikeceğiz. Haksızlığa tahammül edemiyoruz biz” dedi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, 85 yaşında hayatını kaybeden usta oyuncu Cüneyt Arkın’ın ölümüne ilişkin, “Türk sinemasının, sanatçılarının, sevenlerinin, ailesinin başı sağ olsun” dedi.
Kılıçdaroğlu Türk Ocakları’nın dün İstanbul’da düzenlediği ‘İslam Dünyasında Meseleler ve Çözüm Yolları Sempozyumu’na katıldığını anımsatarak, “Bu dünyanın, İslam dünyasının sorunları var. Türkiye, bu konuda bütün İslam dünyasına örnek olmak zorundadır. İnsanların inancına nasıl saygı duyulduğunu bütün dünyaya göstermek zorundadır. Sabah bir haber, ‘İstanbul il yönetimi görevden alınmıştır’. Ne söyleyeyim şimdi? Bizim konuşmaya ihtiyacımız var, kavgaya değil.
Birbirimizi kötülemeye değil. Bir arada oturup doğruları nasıl inşa edebiliriz? Buna ihtiyacımız var. İslam dünyasında dünya kadar sorun var, kan akıyor. İslam dünyasında kan durmasın mı, güzellik olmasın mı, adalet olmasın mı? Adalet istiyorsunuz, tahammül edemiyorlar ya. Akıllarını yitirmiş bunlar. Adalete tahammül edemeyen bir anlayış bu ülkeye adaleti nasıl getirecek. Kimse endişelenmesin. Allah’ın izniyle biz getireceğiz. Her kavga sonlarını getiriyor” diye konuştu.
‘SÖKÜLEN RÜTBELERİNİ GERİ DİKECEĞİZ’
Kılıçdaroğlu, Canan Kaftancıoğlu’na verilen cezaya tepki gösteren eski İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun ve Selahattin Demirtaş için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararının uygulanmasını isteyen eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın rütbelerinin sökülmesine ilişkin karara tepki göstererek, şöyle dedi:
“Devlette görev yapan ve zamanı geldiğinde emekli olan insanların toplumda adaletsizlik gördüğünde itiraz etme hakları vardır. Belki kamu görevlisi olarak rahat konuşamaz ama ayrıldıktan sonra özgürce konuşabilirler. Sabri Uzun ve Hanefi Avcı’dan söz ediyorum. Sabri Uzun, Canan Kaftancıoğlu hakkında yanlış yapıldığını söyledi. Ardından Hanefi Avcı, Demirtaş kararı için ‘AİHM kararını uygulayın’ dedi. İkisinin de rütbesi sökülecek.
Gerekçe? FETÖ terör örgütüyle iltisaklı. Adaletsizliğin ulaştığı boyutu görebiliyor musunuz? Sabri Uzun da Hanefi Avcı da bilsin, az kaldı, geliyor sandık. Onların sökülen rütbelerini aynen dikeceğiz, aynen iade edeceğiz. Haksızlığa tahammül edemiyoruz biz. Öyle FETÖ iltisaklı falan deniyor. Bir ipte iki cambaz oynamaz. Biri düştü, diğeri de düşecek. TSK’nın 80-90 yaşındaki generallerini hapse atıyorsunuz. Bazıları hapiste olduğunu da bilmiyor. Bu mudur devlet yönetimi? Böyle bir devlet yönetimi olmaz.”
‘KAÇAK ÇAYLARI TOPLAYIP RİZE’NİN MEYDANINDA YAKACAĞIM’
Kılıçdaroğlu, ekonomik olarak Türkiye’nin sıkıntıda olduğunu, şeker üretiminin düştüğünü belirterek, şöyle konuştu:
“Şeker fabrikalarını sattılar. 24 yıl sonra Türkiye şeker ithal etmek zorunda kaldı. Niçin? Birileri kazansın, diye. Yönetemiyorlar. Şeker fabrikaları neden özelleştirilmez? Bunlar zaten üç dört ay çalışıyorlar. O nedenle devlet çalıştırır, bu yükü özel sektör kaldıramaz. Şimdi özel sektör zam üstüne zam yapıyor. Çayda da benzer bir olaya doğru gidiyoruz ağır ağır. 28 Haziran’da bir kanun teklifi gelecekti ama şimdilik görüşmekten vazgeçtiler. Çay, Karadeniz’in bir bölümünün stratejik ürünüdür. Şeker de hangi oyunlar oynamak istiyorlarsa çay da da oynamak istiyorlar.
Ulusal Çay Konseyi kuracaklarmış, onlar fiyatları belirleyecekmiş. Yükü sırtlarından atacaklar, düşük fiyat belirleyecekler sonra da, ‘Biz belirlemedik’ diyecekler. Değerli arkadaşlarım AK Parti iktidarı döneminde her yıl ortalama 20 bin ton çay ithal edildi. Bugüne kadar 434 milyon dolar para ödendi. Biz bu parayı Rize, Trabzon, Artvin’e versek ne olurdu? Bu iktidar size değil yabancılara çalışıyor. Bize oy versinler veya vermesinler biz adaletten yanayız. Rizeli kardeşim duy bunu, biz iktidar olacağız. Sözüm var, kaçak çayları toplayıp Rize’nin meydanında yakacağım. Sen kazanacaksın. Biz oy peşinde kısır bir siyaset yapmıyoruz. Bizim için her şeyden önemlisi bu ülkede yaşayan insanların refahıdır.”