Diyetisyen Elif Yağmur Kaçar, “Uzun süreli yapılan detoksun sağlık üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Toksinlerden arınmak için detoksu desteklemede yeterli ve dengeli beslenme ana prensip olmalı” dedi.
Güven Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü Diyetisyen Elif Yağmur Kaçar, günümüzde detoksu destekleyici olduğu öne sürülen birçok yöntemin sosyal medya aracılığı ile yayıldığını söyledi. Kaçar, vücuttaki toksinleri ortadan kaldırmak, vücudu arındırmak ve sağlığı korumak için gerçekleşen metabolik bir olay olan detoksun, uzun süreli ve kontrolsüz yapılması durumunda sağlık üzerinde olumsuz etkileri olabildiğini belirtti.
Kaçar, “Detoks idrar, dışkı, sebum ve ter bezi yoluyla bedenin kimyasal maddeleri ve metabolitlerini attığı süreç olarak da tanımlanabilir. Ana detoks organları karaciğer ve böbreklerdir. Deri (ter yoluyla) ve akciğerler (solunum/karbondioksidi dışarı atma yoluyla) de detoks organları olarak kabul edilir. Bağırsaklar ve idrar yolu ise atıkların atıldığı organların uzantılarıdır. Kısaca, vücudumuz kendi detoks mekanizmasını oluşturmuştur” diye konuştu.
DETOKS SADECE ZAYIFLAMAK İÇİN Mİ YAPILIR?
Detoksu destekleyici olduğu öne sürülen birçok yöntemin geliştirildiğini dile getiren Kaçar, şunları söyledi:
“Bu bilgilerin özellikle sosyal medya etkisi ile geniş çapta kitlelere ulaştığını söyleyebiliriz. Yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre yetişkinlerin yaklaşık yüzde 60’ının internetten sağlık bilgisi araştırması yapmakta olduğu bildirilmiştir. İnternetteki çeşitli diyetler, vitaminler ve besin destekleriyle ilgili bilgiler, insanların interneti kullanmasının en yaygın nedenlerinden biri olarak gösterilmektedir.
Dünyadaki birçok kişi vücut ağırlığını azaltmak için kanıta dayalı bilimsel diyetler yerine, hızlı zayıflama yöntemlerine dayalı popüler diyetlerle daha yakından ilgileniyor. Detoks diyetleri, glutensiz diyet, ketojenik diyet ve aralıklı açlık diyetleri zayıflama amacıyla kullanılan popüler diyetlerden bazılarıdır. Ancak ağırlık kaybı ve ağırlığın korunması için bu popüler diyetlerin yapılmasının gerekliliği tartışmalıdır.”
‘YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEK ANA PRENSİP OLMALI’
Kaçar, detoksun uzun süreli ve kontrolsüz yapılması durumunda sağlık üzerinde olumsuz etkilerinin olabileceğine dikkat çekerek, şunları kaydetti:
“Toksinlerden arınmak için detoksifikasyon işlemini desteklemede yeterli ve dengeli beslenme ana prensip olmalıdır. Sebze ve meyvelerin ağırlıklı olduğu ana öğünler, tam tahıllı besinler, kuru baklagiller, sağlıklı yağlar, yağlı tohumlar ve probiyotik içeren besinlerden oluşan beslenme düzeni evinizde kolaylıkla uygulanabilecek bir detoks şeklidir. Alkolü sınırlandırmak, düzenli uykuya odaklanmak, vücudunuz içi yeterli su tüketimine özen göstermek, şekerli ve işlenmiş besin tüketimini azaltmak, antioksidan kapasitesi yüksek besinleri tüketmeye özen göstermek, tuz alımını azaltmak ve gün içerisinde aktif olmaya özen göstermek vücudun, organ sağlığını ve detoksifikasyon işlemini destekleyecektir.”
KİMLER DETOKS YAPMAMALI?
Detoks diyetlerinin gebelik, emzirme, yaşlılık, çocukluk ve ergenlik dönemindeki bireylerde, kronik rahatsızlığı bulunan ve ilaç kullanan kişiler, organ yetmezliği olan hastalarda riskli olduğuna dikkat çeken Kaçar, “Klinik olarak değerlendirilen verilerle, kısa ve uzun vadede potansiyel risklerinin olduğu gösterilmektedir. Bu nedenle detoksun uzmana başvurmadan yapılması önerilmemektedir. Detoks diyetlerinin genel sonuçlarında ağırlık kaybının olabileceğini öne süren çalışmalar mevcut olsa da yağ kaybının olmadığı vücut sıvı kaybının olduğu görülmektedir” dedi.