Geçmiş, hepimiz de ufak tefek yaralar bıraktı. Nasıl bırakmasın, insanız nihayetinde. İşte sırf bu nedenle çilek kokulu düşlerim var benim, yüreğimin içine sığmayan.. Her ne olursa olsun, ben bu gemiden mutlu ineceğim!
Çok az insan sevdim
Çok az insan “alabildi yüreğim”
Çok az insana güvendim
Saysam çevremde
Beş insanda çıkmaz telefonum
Rehberine kayıt ettiğim
Kiminde yalnızca izi bile kalmadı
Kimisi en derinlerine sakladı acısını.
Öğrendiğim bir şey varsa
Bir insanın geçmişe sığınıp
Yaşamasının mümkün olmadığıdır
Sahiden öyle insan
Özler bazen, özlenmez mi hiç
Çünkü güzel günler yaşanmıştı
Geride kalan zamanın birçoğu
Güzel anılardı…
Ama hepsi o güzelliğe gömülüp kaldı
Yine de hayat devam etti.
Gününü kurtarmak, bir zaman sonra hayatını yeni bir düzene sokmak zorunda kaldı bazıları. Çünkü öyle olmalıydı. Gelmeyecek olanı yıllarca beklemek doğru değil dostlar. Hem çıkıp gelse beş on sene sonra ilk günkü gibi olabilir mi kimse? Ne giden aynı kalır ne de bekleyen… Gidenler hayatını yaşayıp aradığını
bulamayınca geriye de dönmesinler zaten. Kimsenin kalbi kürkçü dükkanı falan değil nihayetinde… Kimse depremi olduğu yüreğe geri gelmesin bir zahmet.. !!
Velhasıl, kimsenin gidişi, kimsenin hayatının sonu demek değil. Giderken yalnızca bir kapıyı çarparak kapatır biri ama mevla bin kapı açar, bir kapısı kapanan kuluna. Yeter ki bakmasını bil.. Her ne olursa olsun, ben bu gemiden mutlu ineceğim!