Türk hakemliği nereye gidiyor… Hakemlik; başta futbol olmak üzere birden fazla branşın altın üçgeninin en önemli köşesini oluşturmaktadır. Hakemlik en kutsal mesleki bir görev ünvanıdır.
Müsabakada oynayan iki takım arasında sağlıklı bir müsabakanın oynanmasını sağlamaktadır. Daha öncesinde belirtilen oyun kurallarını uygulayarak adaleti ve eşitliği sağlamaktadır. Kararlar, hakemin yeteneğinden en iyi şekilde yararlanılarak Oyun Kurallarına ve “oyunun ruhuna” uygun olarak verilir ve Oyun Kuralları çerçevesine uygun hareket etme hakkına sahip olan hakemin kanaatine dayanır. Hakemler de insandır.
Hatalar yapabilir veya motivasyonu düşük olabilir. Bu duygusal durumlar günlük yaşantımızda olabilecek durumlardır. Hakemlik bir sevda işidir. İçteki sıcaklığı ve sevgiyi kaybettiğiniz vakit hakemlik yapmayı istemeyecek durumuna gelirsiniz. Hakemlik öyle bir sevdadır ki gece gündüz demeden çok değer verdiğiniz şeylerden vazgeçerek antrenmana gidersiniz, maça gidersiniz, toplantıya gidersiniz veya Dernek tarafından düzenlenen etkinliklere katılırsınız.
Günlük hayatımızda bir arkadaşımız şunu dese; kısa şortla ve kısa kollu t-shirt ile beş dakika soğuk havada dur sana 100 TL veya 150 TL vereyim dese. Kabul etmeyiz. Hatta arkadaşımıza manyak mısın deriz? İşte hakemlik sevdası böyle bir şeydir. Yağmur çamur demeden, edilen küfürlere aldırış etmeden ve sahaya atılan yabancı maddelere aldırış etmeden hakemliğe gönül vermektir.
Hakemlikte babadan oğula geçen bir düzen var diye bir laf dolaşmakta sürekli. Evet babası gözlemci olup da hakemlik yapan birçok kişi var. Ancak bunlardan birkaçı kendi emekleri ile bir kariyer yapmışlardır. Birkaçı da babasının yarattığı imkanlarla bir kariyere ulaşmıştır. Hakemlikte daha popüler bir isim üzerinden örnek verelim. FİFA kokartlı hakemimiz olan Cüneyt ÇAKIR’IN babası Serdar ÇAKIR ÜKG VE MHK olmak üzere birden fazla görevi olmuştur. Yüzlerce hakemin üzerinde emeği olan değerli bir hakem hocasıdır.
Ancak Cüneyt ÇAKIR babasının arkasına saklanarak belli bir seviyeye gelmedi. Serdar ÇAKIR’daA hakem olarak yetiştirdiği öğrencilerinden Cüneyt ÇAKIR’ı kayırmamıştır. Gece gündüz demeden çalışarak “EMEK VERDİ” Bu emeklerinin karşılığını alarak belli bir kariyere ulaşmıştır. Babasına güvenerek hakemlik yapmış olsaydı eğer FİFA kokartlı hakem ünvanına sahip olamazdı. Ya da Avrupa da en iyi maçları yönetemezdi. Sevgili okuyucularım şu anda ki mevcut olan süper lig hakem kadrosundaki isimleri detaylı bir şekilde araştırma yaparsanız eğer hangi hakemler babalarının arkasına sığınıp yükseldiğini görmüş olursunuz.
Hakemlik bir meslek dalıymış gibi zaman harcanıyorsa eğer Merkez Hakem Kurulunda görev alan insanların canı sıkıldığında görevden almaları doğru değildir. Süper lig sezonunun bitmesine az kaldı. Sorgusuz sualsiz Süper lig kadrosundan alınan 13 hakemin hakkını nasıl ödeyeceksiniz. Sizlerden ricam var. Lütfen hakemleri ayrıştırmayın. Bütün herkesin çok sevdiği güzel kalpli bir insan vardı. Adı da “Oğuz UĞURLU”.
“Oğuz UĞURLU” hocamız gibi bütünleştirici olun. Menfaatçi olmayın. Ya da haksız yere görevden alınan “AYDIN KANKAŞ” gibi İHK başkanlığı yapın. Herkesi kucaklayın. Bütün illerde ek vize koşusu yapıldı. Hiçbir ilde “2020 sezonu ve sonrası “talimat koyulmadığı halde İstanbul’un il hakem kurulu böyle bir talimat koydu. Ve Merkez Hakem Kurulu bu duruma karışmadı. İHK ve MHK bildikleri gibi adam kayırmacaya devam etsin bakalım. Elinizde hakem kalmadı. İHK amatör lig maçlarına hakem göndermekte zorlanıyor.
Yakın zamanda da MHK, Profesyonel liglere hakem göndermekte zorlanacak gibi. Sayın MHK ve İHK üyelerim, Futbol oyun kurallarından 5. kuralda “Her maç, maç ile ilgili Oyun Kurallarını uygulamada tam yetkili bir hakem tarafından yönetilir” yazmaktadır. Siyasi sebeplerden dolayı klasmana terfi edilen hakemlerin oyun kurallarını uygulayabilecek oyun kural bilgisi ne kadar iyi gelişmiş olabilir. Hakemliğine güvenen bir insan ne siyasi yollardan nede babasına güvenerek torpil işine karışmaz. Bundan dolayı Oyun Kural kitabının 5. Kuralını tekrardan göz atıp, yaptığınız yanlışı fark edeceğinizi düşünmekteyim.
Sayın MHK ve İHK dernek seçimlerinin bitmesi aylar oldu. Oy verenler/ vermeyenler diye ayırımcılık yapmayın artık. Seçim döneminde yaşanılanlar seçim bittikten sonra unutulur. Yeni başlangıçlara “MERHABA” denir. Sert yapılı yönetici olmak bir işe yaramaz. Ya da bir hakemin şu anda mevcut olan bir kuruldan birisini gördüğünde “MERHABA ABİ NASILSIN DEDİĞİNDE” tanımıyormuş gibi tavırlar içine girmeyin. Eleştirilere açık olun.
TFHGD seçimlerinde kazanan Abdurrahman ARICI seçim sonunda yapmış olduğu konuşmasında Türk Hakemliği, Anadolu Hakemliği üçten büyüktür gibi söylemi olmuştur. Acaba bu söyleminde yaşanılan durumun mesajını vermiş olabilir mi? Abdurrahman Arıcı’nın dernek seçiminde kendisine muhalif olan illerde hakem kurullarını görevden aldırdığı da konuşuluyor olması akılları karıştıran farklı bir durum olmuştur. “İstanbul ve Ankara’da dernek seçimini kaybedenler İl Hakem Kuruluna atandı.
Süper Lig yardımcı hakemi Ata Yıldırım dernek saymanı yapıldı. Akrabası olan Tarık Gürdal’ı, kendisine destek olan Ordu’dan Adem Cinek’i, Aydın’dan Eren Özyemişcioğlu’nu, Mersin’den Oğuzhan Aksu A klasmanına, İstanbul’dan Mustafa Kürşat Filiz’i Süper Lig kadrosuna aldırdı.
Sayın MHK üyelerimiz 28 hakemin en fazla yüzde 20’sinin klasman düşürülebileceğine vurgu yapıp, “Aslında 13 hakemi yollamak TFF tüzüğüne aykırı. Çünkü 28 hakemin en fazla %20’sini klasman düşürebiliyor veya gözlemci yapabiliyorlar. Bu konunun daha fazla uzamaması için vermiş olduğunuz karardan vazgeçip, yapılan yanlışları düzeltelim.
Değerli hakemimiz olan Mete Kalkavan’ı tebrik ederim. Bulunmuş olduğu kariyeri bir anda sildiği için. Çünkü birlikte maçlara çıktığı yoldaşlarına yapılan yanlışa dur demek istedi. Sadece Mete KALKAVAN değil birden fazla süper lig hakemi yapılan yanlışa dur demek için maçlara çıkmama kararı aldığı için tebrik ederim.
Türk hakemliğine her türlü destek sağlayan İL GÖZLEMCİSİ olan Sertan DENİZ’ de ikinci kararına kadar maçlara çıkmayacağına belirten dilekçesini sunan kişilerden olmuştur. Değerli hocamın bu davranışından dolayı tebrik ederim. BYH klasmanında görev yapan Gökhan PÜSKÜLLER hocamız, sosyal medya hesabında yapmış olduğu açıklamasına göre istifa dilekçesini sunarak FIFA ve Süper Lig Hakemin hocalarımıza yapılan yanlış duruma tepkisini yansıtmıştır.
Türk hakemliğinin lokomotifi olan İstanbul Hakemliğini yerle bir ettiler. 2019 yılı ve öncesinde İstanbul Hakemliği birlik ve beraberlik içerisindeydi. Herkes birbirinin sırdaşı ve yoldaşı olmuştu. Ancak şu anda birbirini satan hakemler görülmektedir. Birbirine selam vermekten korkan hakemler görülmekte. Figüran olarak başkanlık yapan TFFHGD başkanı bu olaya bir an önce çözüme kavuşturmalı. Ya da hakemliği ayrımcılığa teşvik ettiği için istifasını etmelidir.
TFF Başkanı mevcut MHK görevden almalı ya da istifa etmelidir. Ayrımcılık düşüncesiyle yola devam ederlerse eğer maçlara gönderecek hakem bulamayacaklar. Ya da korsan hakem diye tabir edilen hakemleri görmüş olacağız. Korsan hakem olarak hakemlik yapanlar torpille süper lige yükselen mevcut kadrodan daha başarılı maç yöneteceklerinden eminim.
KARAR SİZİN… YA YAPILAN YANLIŞLARA DUR DEYİN. YA DA DÜKKANI KAPATIN GİDİN….