Peki ya siz dedikodu yapıyor musunuz? Dedikoduyu sever misiniz? Eğer fesatsanız, kıskançsanız dedikodu yaparsınız.
ŞEHVETLİ CAZİBE
Çocukluğumuzdan bu yana annelerimizin eteğinin dibinde oturup öğrendiğimiz kötüsel işlevlerden bir tanesi de dedikodudur. Hatice teyzeye kahve içmeye giderken, Pakize ablayla pazara giderken, babaanne ile 5 çaylarında fal bakarken, kahvelerde babanızın yanında okey oynarken, babamızdan araba kullanmayı öğrenirken “e sadece kızlar dedikodu yapmıyor ya”
Gün içinde birde bakmışız ki zevkle yaptığımız islerden biri de muhteşem kötülüğe kapı açmaktır. Bir anda kapı dinlerken buluruz kendimizi. Kapıları dinler herkesin akıbetini kendimiz belirlemeye çalışırız. Ne Allah’tan nede günahtan korkarız. Yapmak istediğiniz tek şey gıybet etmek günah toplamak fitne fücurla beslenmek olur.
Peki ya siz dedikodu yapıyor musunuz? Dedikoduyu sever misiniz?
Eğer fesatsanız, kıskançsanız dedikodu yaparsınız. İyi kalpli saf biri iseniz yine dedikodu yaparsınız. Çünkü dedikodu insan oğlunun vazgeçmediği şehvetli cazibedir. Birileri hakkında iyi veya kötü konuşmak için sizin kötü, bencil, vicdansız veya temiz kalpli olmanıza gerek yok içinizdeki canavar buna yeter de artar bile. Ben ona acımasız katil diyorum.
Hayatınız boyunca kıskanıldığınızı düşündünüz mü? Peki niçin sizin hakkınızda dedikodu yaptıklarını? Çok mu güzelsiniz, manken gibi vücut hatlarınız mi var hayır hayır çok zengin olmalısınız. Yoksa hiç biri mi?
Dedikodu yapan kişiler kendilerinin giymediği veya kocalarının izin vermediği mini eteği başkası giydiği için, kendi özgüvenleri ve özgürlükleri olmadığı için dansa spora birçok fiziksel ve sosyal faaliyetlerde bulunamadığı, monoton bir hayata sahip olduğu hatta sadece işten çıkıp ev, evden çıkıp işe gittiği için olabilir mi? Özellikle iş yerlerinde erkekler arasında ast-üst ilişkilerde, kızlar için mini etek davalarında, gelin kaynana kavgalarında hep bi dedikodu olup konuşulacak çirkefleşecek sorunlarımız yok mudur?
Sevgilisiyle otele tatile gitmiş. Patronuyla yemeğe çıkmış. Biz çalışalım o evde hasta yatıyor işe gelmedi. Kolunu kırmış kesin yalan kayak yaparken kırmıştır. Ödevini yapmadı geziyordu çünkü. Eteğini evde unutmuş. Şişko ama dans ediyor. Bak görüyor musun el öpmeye gelmedi. Vb vb vb…..
Ben mi ? Bende dedikodu yapıyorum. Merak etmeyin ayrıca benim gözümün içine baka baka hem hakkımda hemde başkaları hakkında dedikodu yapıyorlar. Neler duyuyorum inanamazsınız. Ben pole dansı (direkt dansı yapıyorum). Sevgilisi nasıl izin veriyor, ailesi nasıl izin veriyor açık giyinmesine vb cümleleri duymuyor muyum sanıyorsunuz ama ben bunları duymaktan zevk alıyorum. Mutlu oluyorum. Benim için Önemli olan bu dedikodularla baş etmek değil Hayati anlamsızca yasamak yerine istediğim şeyleri yapıp yapamayan insanların hayatlarına uzaktan da olsa dokunmayı seviyorum. E ne diyelim Allah’ın bildiğini kuldan saklayacak değiliz ya.
Ben dedikoduyu seviyorum arkadaş bildiğim tek bir iş varsa dedikodu yapmaktır diyorsan asla vazgeçme. Siz siz olun dedikodudan vazgeçmeyin benim gibi başka insanları da mutlu edin. Konuşun konuştukça üretin. İnsanları tüketin eğer günah kısmını düşünmüyorsanız hodri meydan size kalsın.