Sözlü tarih ve Türkiye’de sözlü tarihin gelişimi iletişim ekseni üzerine…
SÖZLÜ TARİH
Tarihin yazımı sözün kayda geçmesi ile başladı. Savaş eserleri, seyahat ederek savaşı yaşayan insanlar ile görüşülerek yazılırdı. Bunun yapılma sebebi aynı olayın farklı bakış açıları ile ortaya çıkartılmasıydı. Kısaca tek olay farklı gözler.
19.y.y. ile bilimselleşme ile nesnellik başladı. Nesnelliğin tek bir şartı oluştu belgelere dayanmak. Belgesiz tarih yazılamazdı ve tarihin söz ile bağları kopartıldı. Artık sıradan insanlarla yapılan görüşmeler tarih sayılamazdı. Geriye yazılan tek şey devlet adamları, krallar, kraliçeler komutanlar ve kahramanların hikayesiydi.
1929 Ekonomik Buhran Amerika toplum katmanlarında büyük sorunlar doğurdu.
Bazı siyasi kesimler ve aydınlar bunun etkisini öğrenmek istedi, iş sahası açılması ile buhranın atlatılacağı düşüncesi hakimdi.
İş sahası yaratmak adına Federal Yazarlar Birliği oluşturuldu. Gazeteci ve araştırmacılar işe alındı ve araştırmacılar Amerika kırsalında bulunun alt kesim ile görüşmeler yaptı bu kişiler fabrika çalışanları, köylü, işçi vb. kişilerdi. Bu kişilerin hayatları derlendi ve oluşturulan arşiv 19.y.y. Amerika sosyal tarihin en önemli kaynağıdır.
II. Dünya savaşında ise cephede savaşan askerler ve deniz piyadelerin canlı belleğine başvuruldu ve yazıya döküldü.
1942’de yapılan işin adı konuldu. Sözlü tarih.
Artık krallar, kraliçeler, antlaşmalar değil. Sıradan öyküler sıradan yaşamlar deneyimleri tarihe katıldı.
Romanda tasarlanan dünyada yazılan hiçbir kaynağa güvenmek mümkün değil siyasal iktidarların keyfine göre değiştiriliyor. Bu ortamda daha önce ne olduğunu bilmek için yaşlı belleklerin anlatımı ile mümkün. Romanın ana kahramanı Winston, arşiv dairesinde çalışmaktadır ve yazılı kaynaklar verilen emirlere göre silinir ve yenisi yazılır.
TÜRKİYE’DE SÖZLÜ TARİHİN GELİŞİMİ
Türk tarih yazıcılığında sözlü tarihten her zaman yararlanılmıştır. Destanlar, menkıbeler, efsaneler, masallar, türküler, halk hikayeleri vb.
Cumhuriyetin ilk yılları 3B olarak bilinen Behice Boran, Pertev naili Boratav ve Niyazı Berkes sosyoloji, kültür, halkbilim ekseninde çalışmalar ile sözlü tarihin kurumsal temellerinin atılmasında bir başka önemli adımdır.
Pertev Naili BORATAV
1930-1940’ların ortasına kadar köylerde ve kasabalarda sözlü kültür ürünlerini yazıya geçirmiştir
Niyazı BERKES
1942 Ankara’nın 13 köyünde sözlü görüşmeler gerçekleştirmiştir.
Behice BORAN
Manisa ve ova köylerinde sözlü görüşmeler yapmıştır.
Sözlü iletişim tarihinde mekanların gelişimin işlevleri toplum üzerinde etkileri sözlü tarih ile aydınlığa kavuşabilir ve kapsamlı bir inceleme yürütülmelidir. Eğer bir konu üzerinde farklı türlerde yeterli kişi bazı oluşturulamaz ise bu sözlü tarihte geçersiz sayılır.
1995-1999 yılları arasında İstanbul’da farklı kuşak ve kökenlerden insanlarla yaptığı sözlü tarih görüşmelerine dayanıyor. Neyzi bu kitabında teker teker kişilerle görüşmüş ve genelleme yapmıştır. Genelleme yapılmak isteniyorsa farklı türlerde daha fazla belge daha fazla insan ile görüşülmesi gerekir. Tek bir kişi üzerinden genelleme yapılamaz.
Sözlü tarih ulaşım, Türk sinema tarihi ve sosyolojisi KİA’ları vs. bütün yaşanılan toplumsal olayları farklı bakış açıları ile açıklayabilir.
Sözlü tarih olaylardan çok olaylara bakış açılarıyla ilgilenir. Sözlü tarihte oluşan öznel olarak görülen örneklemler yazılı tarihte de olabilir çünkü yazılı tarihte kendi içerisinde özneldir. Yazarı ideolojik duruşu, siyasal, ekonomi vb. özellikleri yansıtabilir.
Doç. Dr. Serdar ÖZTÜRK(TÜRKİYE’DE SÖZLÜ TARİHTEN İLETİŞİM ARAŞTIRMALARINDA YARARLANMA ÜZERİNE NOTLAR) makalesinden yararlanılmıştır.