Ekonominin asıl gerçekleri… Okul da basit bir denklem öğrenmiştim. Talep arzı geçer arz yeterince piyasada olmaz ya da arz maliyetleri artarsa ürünün fiyatı yükselir.
Ya da ürün kıt yani bulunmayan mal anlamına gelirdi. Bu basit anlaşılabilir bir teoridir.
Bir işin piyasalarda ki durumu ve tüketiciye yansımasını düşünmemiz gerekiyor. Bir ürün tarladan ucuz çekilip üreticisini memnun etmez fabrikaya girene kadar birkaç aracı görüp üretilip raftaki yerine kadar üzerine giderler eklenerek gelirse son alacak yani tüketici pahalıya aldığını söylüyorsa işler biraz karışmıştır. Bazı durumlarda ister fırsatçılık deyin ister kendini düşünen çevreler üretim dengesiyle oynar iş bazen stokçuluğa bile gider tüketici o ürünü bulamaz ya da değerinin çok üstünde alır.
Aslında birileri cebini doldurmaya çalışırken olan tüketiciye olur faturası devlete kesilir. Bu ülke çok zor dönemlerden geçti rahmetli babam tüp, yağ, ekmek gibi temel ihtiyaç maddelerinin kuyrukta alındığını çok anlatırdı. Dönemsel krizler yaşanmış Türk lirası dolar karşısında değer kaybetmiştir.
Hiçbir hükümet ekonomik kriz yaşamak istemez direkt zarar gören her zaman esnaf ticaretle uğraşan her kesimdir. Bir ülkede üretim aksamadan sürmelidir. Tarım ve hayvancılığa her zaman önem verilmelidir. Atıllık ve dışa bağımlılık her sektörde zayıflamaya sebep olur.
Zor günlerde felaket senaryoları üretmek stokçuluk yapmak halkı kışkırtmak bu ülkede yaşayanın bu ülkenin ekmeğini suyunu tüketen birilerinin her zaman yaptığı basit yöntemler.
Ülkemizin yaşadığı zor ekonomik dönemleri kısa bir araştırmayla özetlemek istiyorum.
1958 yılında Demokrat Parti iktidarı döneminde yapıldı. 4 Ağustos 1958 tarihinde “İktisadi İstikrar Tedbirleri” uygulandı. Türk lirasına yüzde 220 değer kaybettirildi ve bir Amerikan doları 9 Türk lirası oldu.
24 Ocak kararları kapsamında açıklanan paket yüzde 33’lük bir devalüasyon öngörmüştü. Bir Amerikan doları 1980’de 90TL, 1981’de 133TL, 1982’de 191TL’ye ulaştı. Döviz kurundaki belirsizlik faizlerin artmasına sebep oldu ve toplumda da bankerler krizi gibi yansımaları oldu.
1994 Ekonomik krizinde ağır bir devalüasyon gerçekleştirildi. Başbakan Tansu Çiller tarafından açıklanan 5 Nisan Kararları ile Türk lirası yüzde 38 devalüe edildi.
Yaşananlar benzer sadece yöneticiler farklı benim asıl üzerinde durmak istediğim bir ülkenin içindeki yaşayan herkes bir bütün isek elini taşın altına koyarak hareket etmeliyiz biz birbirimize düşersek bu sadece dışarıyı memnun eder ve dışa bağımlı ekonomik planların yapıldığı bir ülke haline geliriz.
Ben ülkemi seviyorum akıllı insanlar oyuna gelmezler. “ Türk milleti çalışkandır ve zekidir.”