25 Kasım’da kadın olmak! Değerli Okurlar, bundan altmış bir (61) yıl önce, 25 Kasım’da, bir direnişin simgesi olan Mirabel Kardeşler, Dominik Cumhuriyeti diktatörü tarafından, diktatörlüğe karşı mücadele verdiklerinden dolayı katledildiler.
39 yıl sonra gelen bir uygulama ile Mirabel Kardeşlere karşı bir vefa borcu niteliğinde, Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen ve Farkındalık Günü olmasını sağlamak amacıyla Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak kabul edildi.
Globalleşen dünyamızda, kadın olmanın getirmiş olduğu zorluklar ortadadır. Geçmişten günümüze birçok konuda statüsel üstünlük kurmaya çalışan, erkek egemen toplumlar ile anaerkil toplumlarda dahi, sürekli olarak bir kadın mücadelesi olduğu görülmektedir. Kadının sesi haksızlıklara karşı yüksek çıktıkça bastırılmaya çalışılmıştır. Görünen o ki, kadının fendi erkeği yendi gerçekliği atasözlerine konu olmakla birlikte erkek gerçekliğini de gözler önüne sermektedir. Kadına tahammül edilemeyiş duygu durumu ile kadının hayat mücadelesi zorlaştırılarak, kimi kesim tarafından desteklenmediğini, yaşanılan trajedilerden de anlayabiliyoruz. Kadın desteklenseydi belki de 8 Mart ve 25 Kasım hiç yaşanmayacak, birileri feda olmayacaktı.
Değiştirilebilir mi? Kısmen evet, kısmen hayır. Eğitimle aşılabilir mi? Evet tabiki.. Ama nasıl bir eğitimle aşılabilir? Aileden alınan eğitimle mi, okuldan alınan eğitimle mi yada toplumsal baskıyla oluşan etik değerli eğitimle mi sizce? Bana göre sac ayağı şeklinde olan, harmanlanmış bir eğitim modeli zaman içinde benimsetilerek, bir nebze de olsa kadının toplumdaki yeri daha iyi bir noktaya getirilebilir. Ülkelerin refah durumu ile de ilintili olan bu durumda, kadın, her daim üretimin içinde olmalı, ekonomik yönden katkı sağlanması desteklenmeli, pozitif ayrımcılığa yer verilmemeli ve yönetim kademelerinde de yer almalıdır.
Mobing dahil her türlü üzücü davranış şiddetin bir parçasıdır. Ekonomik, cinsel, fiziksel, psikolojik, duygusal ve dijital şiddettin hangisi olursa olsun, şiddete yol açacak unsurlar ortadan kaldırılmalıdır ki önlemeye gerek kalmasın..
Kadem yani Kadın ve Demokrasi Derneği farkındalık yaratmak adına instagram filtre uygulamasıyla “ŞİDDETE GÖZ YUMMA” sloganıyla “hayata gözlerini yuman kadınlar için şiddete göz yumma” çağrısında bulunmuştur. Sizlerde İnstagram storylerinizde bu filtreyi kullanarak destek olabilirsiniz. #şiddetegözyumma
Herkes kendi üzerine düşen görevi yerine getirirse, birlikten kuvvet doğarak büyük kitlelere ulaşılabilir. Pandemi sürecinde nasıl ki aynı şekilde hareket edilerek bu hastalıkla mücadele edilmeye çalışıldıysa, kadına karşı şiddetin önlenebilmesinden ziyade, şiddetin oluşumuna zemin hazırlanmayarak kontrol altına alınması da mümkün olabilir.. Toplumsal bir çaba gerektirdiği ortadadır.
Mental olarak tabulaşmış düşünce kalıplarından kurtulmak gerektiği de aşikardır. Bu konuda, yol gösterici olarak sosyologlara büyük iş düşmektedir. Aynı zamanda dijital çağda olduğumuz için, çağın getirisi olan sosyal medya kullanımı doğru yapılmalı, bilinçaltı kodlamaları doğru uygulanmalıdır. Bizden sonraki nesillere sağlıklı bir toplum bırakabilmek adına var olan imkanlar son zerresine kadar kullanılmalıdır. Hukuk düzenlemelerinden, subniminal mesajlar verebilecek her türlü sosyal medya ve reklam, dizi, film, belgesel içeriklerine, yazılı basın ve görsel basına, evdeki eğitimle birlikte birbirini destekleyen okul eğitimlerindeki ders müfredatına, aile ve sosyal politikalara kadar her nevi mücadele yapılmalıdır.
Mademki hiç birimiz şiddet yanlısı değiliz, mademki sağlıklı bireyler olarak, sıkıntılı bireylerin topluma kazandırılması taraftarıyız, o halde elimizi taşın altına koyalım ve birlikte hareket edelim.. Kadın ve erkeğin yaratılmasından günümüze kadar tüm toplumları ilgilendiren bir sorun olduğu için şiddetin önlenmesine yönelik eş zamanlı hareket edilmelidir.. Din, dil, ırk, mezhep, etnik köken, sınıf, maddiyat, eğitim, meslek, renk, cinsiyet ve yaş gözetmeksizin mücadele süreklilik göstermeli ve teoriden ziyade pratikte icra edilmelidir.
Kadına, çocuğa, erkeğe ve hayvana ne olursa olsun hiç bir canlıya, hiç bir şekilde şiddetin olmadığı yeni bir dünya inşa etmek umuduyla. Sağlıcakla kalın.