Eşsiz bir adamın hikayesi! Bence Messi tarihin en iyisi. Tabii ki bu benim düşüncem, sizler buna sayısız farklı isimle karşı çıkabilirsiniz.
Örneğin Pele, Cruyff, Maradona gibi futbol tarihine isimlerini altın harflerle kazımış son derece iyi futbolcularla. Fakat Şampiyonlar Ligi çağından önce karşılaşmak isteyeceğiniz en iyi yer Dünya Kupası’ydı ve oraya ancak dört yılda bir gidebiliyordunuz. Tarihin en iyisi tartışmasına dahil edilebilmek için Dünya Kupası’nı kazanmak zorundaydınız. Şampiyonlar Ligi çağında ise birtakım şeyler değişti. Şu an orası en fazla maça çıkmak isteyeceğiniz yer. Messi, geride bıraktığımız 13-14 yılda bu platformda herkese karşı oynadı ve tüm zamanların en iyisi olduğunu gösterdi.”
Barcelona formasıyla Messi’nin bu organizasyonda 149 maça çıktığını, 120 gol ve 36 asist yaptığını, turnuva tarihinde maç başına en çok gol atan oyuncu olduğunu unutmamak gerek. Evet, Messi ve Şampiyonlar Ligi birlikteliği unutulmaz anlara vesile oldu. İnternetin gelişimi ve sosyal medyanın yükselişiyle bu maceranın en özel anları sürekli karşımıza çıktı. Hoş, her dönemde yıldızlar toplumsal hafızanın merkezindeydi, teknolojinin gelişiminden bağımsız bir şekilde…
Savicevic’in 1994 Finali’nde attığı o gol hâlâ ikonik, Bergkamp’ın Juventus’a karşı Ljungberg’e verdiği pas hâlâ akıllarda, Zidane’ın Leverkusen volesi ise milyonlarca duvarı süslemeyi sürdürüyor. Messi de Şampiyonlar Ligi hayranlarına salı ve çarşamba günlerini iple çekecek onlarca sebep verdi yıllar içinde. Büyüme hormonu bozukluğundan ötürü futbol kariyeri erken yaşta bitebilecek bir oyuncunun özellikle 2009 itibarıyla gerek performansı gerekse kazandıklarıyla kendini şimdiye kadarki hemen herkesten ayrıştırdığı bir gerçek. Messi sadece dört Şampiyonlar Ligi kupası kaldırmadı, turnuvayı yeniden tanımlayan iki oyuncudan biri oldu. Cristiano Ronaldo ile birlikte… Şampiyonlar Ligi, tarih tartışmalarında bir norm haline geldiyse ve argüman havuzunda farklı bir nitelik kazandıysa bunda iki efsanenin payı şüphesiz çok büyük.
‘Turnuvayı yeniden tanımlayan’ unvanını neden aldığını kısa bir turla anlamak isterseniz YouTube’a “Messi Legendary UCL Moments” yazabilirsiniz. Karşınıza farklı metrajlarda,sayısız video çıkacaktır. 2009 ve 2011 finallerinde Van der Sar’ı avlayışı, Jerome Boateng’in yediği çalımdan ötürü daha sonrasında kendisine güldüğünü açıkladığı gol, Alisson Becker’in kalesinde gördüğü frikik… Farklı mekânlarda atılan farklı güzellikteki bu gollerin uğramadığı az sayıdaki ülkeden biriyse ne yazık ki Türkiye.
Elbette bir Türk takımını üzmesi’ isteyeceğimiz şeylerden biri değil ancak Messi, Şampiyonlar Ligi’nde 17’nci sezonunu Barcelona forması altında tamamladı;bu serüvende 18 farklı ülke takımına karşı oynadı fakat ne zaman kura çekimi gelip çattıysa bir Türk takımıyla Barcelona’nın adını aynı grupta göremedik.Lionel Andres Messinın Şampiyonlar Ligi’nde aşağı yukarı üç-dört yıllık vaktinin kaldığı yönünde bir tahminde bulunsak abartmış olur muyuz? Tabii ki devir değişecek, futbol dünyası yeni yıldızlarını çıkaracak ama hem ekran başında hem de Şampiyonlar Ligi’nin beyaz kura topları izin verirse Türkiye’de onu izleme şansımız hâlâ var. Bu yüzden tadını çıkarmaya ve beklemeye devam etmeliyiz. Biliyoruz, buna değecek.
TÜM DÜNYAYI ŞOK EDEN AYRILIK
Bunca sayısız başarıyı yakaladığı ve daha çocuk yaşta kapısından girdiği Barcelona kulübü ile Messi’nin acıklı ayrılığı tüm futbolseverleri hem üzdü hem de şaşırttı. En büyük üzüntüyü ise şüphesiz Messi’nin kendisi yaşadı. Ayrılırken yaptığı basın toplantısında göz yaşlarına hakim olamayan Messi şu cümleleri sarf etti; Messi bu ayrılığın kendi tercihi olmadığını dile getirdi. Geçen yıl ayrılmak istiyordum ve bunu gizlemedim fakat bu yıl burada olacağıma ikna olmuştum. Ailemle birlikte burada devam edeceğimizi düşünüyorduk. Bu beklediğim bir şey değildi.
Messi’nin toplantının en başından itibaren sergilediği vücut dili ve tavrı bu durumu henüz kabullenemediğini gösteriyordu. Bu karara kesinlikle hazır değildi henüz bunu sindirememişti. Yıllardır bulunduğu kulüpten ayrılmak Messi için tarifsiz bir şok ve acı ile dolu bir durumdu. Messi söz konusu bu şoku şu sözler ile ifade ediyordu; Hala neler olduğunu anlamaya çalışıyorum. Her şey neredeyse tamamdı ve kalacağımdan emindim. Burası benim,burası bizim evimiz. Tüm planlarımı burada kalmak üzerine kurmuştum. Ama bugün buradaki bütün hayatıma veda etmem gerekiyor. Bu kulüpten ayrılmak hayatımı tamamen değiştirecek.Messi gibi biz futbol severlerin de hayalindeki ayrılık Messi’ye yakışır bir şekilde olmalıydı. Yani CAMP NOU’DA bütün taraftarların önünde yıllarca ayak bastığı çimlerde kendine has bir veda ile ayrılmalıydı.
Bu ayrılığa damga vuran olaylardan biri ise Barcelona başkanı Laporta’nın sarf ettiği şu söz oldu; Oyuncular gelir ve gider. Kulüp,kişilerden büyüktür. Bu temelden bakıldığı zaman doğru bir söz gibi görünse bile günümüzde değişen çok şey gibi bu sözde değişime uğramış olabilir mi?
BÜYÜK RESİM
Messi için mi Barcelona taraftarısınız? Yoksa Barcelona taraftarı olduğunuz için mi Messi’yi seviyorsunuz? Aslında basit görünen bu iki soru Messi ve Barcelona arasındaki ipleri germeye fazlasıyla yetti. Kulüpten daha çok konuşulan ve Barcelona’nın yakaladığı başarılarda Barcelona’dan daha fazla Messi’nin adının geçmesi bazılarının canını artık çok sıkmaya başlamıştı belki de. Bunu anlamak için sosyal medyada ki takipçi sayılarına bakmak işe yarar birkaç bilgi bize sunabilir.
Messi’nin hayran kitlesi Barcelona’nın kitlesini ikiye katlamayı çoktan başarmıştı. Bu kulüp içerisinde yavaş yavaş yayılmaya etkisini göstermeye başlamıştı. Maddi koşullar bahane edilmesine rağmen esas sorun bence bir ego çatışmasıydı. Maaş konusunda zaten gerekli cevabı veda konuşmasında veren Arjantinli yıldız şunları söyledi; Maaşımın yarısı kadarında indirime gitmeyi kabul ettim ama yine de yeterli bulunmadı dedi.
Üzücü ve kabullenilmesi zor bir ayrılıktan sonra şimdilerde PSG forması giyen Messi ve biz sevenleri olarak unutulmayacak en büyük şey varsa o da 13 yaşından beri formasını giydiği, efsanesi olduğu Barcelona’ya göz yaşları içinde veda etmesiydi. Bunca hüzün barındıran ayrılıktan sonra hatırlanması ve mutlu olunması gereken bir şey var.
Mutlu olun, çünkü Dünya’nın 4.543 milyarlık hayatında Messi ile aynı döneme denk geldiniz. Onu izlemek büyük keyif olduğu kadar büyük de şanstır.