Kendi vatandaşı olduğumuz ülke sınırları içerisinde yaşasak da farkında olmadığımız haklarımızın yok sayıldığını gördüğümüz durumlar olmuştur. Göçmenler özelinde insanlar, Göçmen hakları…
Bu durum farklı ülkelerden gelerek, ülkemize dahil olan insanlar için farklı boyutlar kazanmaktadır.
Öncelikle bu gruplara, göçmen demekten ziyade herhangi ülkede bulunmaları, birazdan bahsedeceğim haklara sahip olmaları için yeterli olacaktır. Yazımın dokunaklı noktası belki de bu insanların aslında sahip oldukları fakat farkında olmadıkları bazı şahsi haklarından bahsetmem olacak.
Herhangi “devlet” varlığı kabul edilmiş ülkede, temel insan haklarının kabul edilmesi ve yalnızca “devlet” statüsünü taşımasından dolayı “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi‘nin” kabulünü zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda herhangi bir devlet içerisinde yaşayan herhangi uyruk, ırk, cinsiyet fark etmeksizin “tüm insanlara” temel hakları ile ilintili olarak koruma sağlama zorunluluğu vardır.
Evrensel Beyanneme’den Hak Örnekleri
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde : 1 ; “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdanla donatılmışlardır, birbirlerine kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.”
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde : 2 ; “Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, bu Bildirgede belirtilen hak ve özgürlüklere sahiptir…”
Yorum: Dolayısıyla, bir insanın kişilik özelliklerinin yanı sıra herhangi başka ülke içerisinde olsa da sahip olduğu haklar statüsü fark etmeksizin kendisine tanınmaktadır. Diğer yandan ise özellikle kitlesel göç durumlarında -buna Suriyeli göçünü örnek verebiliriz- bu hakların sağlanabilmesi için devletlerin ve alakalı aktörlerin politik zemini oluşturması büyük önem arz etmektedir. Bazı durumlarda; ilgili konu ülkelerin göçmenlere dair, kitlesel göç öncesinde koyduğu yasalar çelişebilmekte ve bu tarz süreçlerde ilgili yasalar derhal olumlu göç politikalarına evrilmelidir.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde : 7 ; “Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasa tarafından eşit korunmaya hakkı vardır. Herkes bu bildirgeye aykırı herhangi bir ayrımcılığa ve ayrımcı kışkırtmalara karşı eşit korunma hakkına sahiptir.”
Yorum: Burada dikkat edilmesi gereken noktaların başında öncesinde yürürlükte olan göçmen karşıtı yasaların acele şekilde yürürlükten kaldırılması gerektiğidir. Revize edilerek de çözülebilecek olan bu durum göçmen karşıtı grupların yasaları lehlerine kullanarak suç işlenmesine, hak ihlallerine dolayısıyla haksızlıklara yol açmasına sebebiyet verecektir. Ülke içerisinde ise toplumsal benlik göçmen karşıtı tutum sergilediği durumlarda kınanmalı dahası karşıtlığın önüne geçilecek biçimde ciddi önlemler alarak iki tarafında zarar görmesi önlenmelidir.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde : 10 ; “Herkesin, hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesinde ve kendisine herhangi bir suç isnadında bağımsız ve yansız bir mahkeme tarafından tam bir eşitlikle, hakça ve kamuya açık olarak yargılanma hakkı vardır.”
Yorum: Madde itibariyle, hukuksal alanda statüsel kimlik ne olursa olsun yasalar karşısındaki eşitlik vurgulanmaktadır. Göçmenlerle ilgili yargılama süreci esnalarında yeterli bilgilendirmelerin yanı sıra gerekli avukat, tercüman tahsis edilmeli veyahut dava ile ilgili tüm detayların kendisine açık bir şekilde anlatılabilmesi çok önemlidir. Sınır dışı edilme durumunun varlığı dolayısıyla özellikle eksik bilgilendirilmelerden kaçınılmalıdır. Yerli mevcudiyet veya göçmen statüsü yargı karşısında denk tutulmalı, adaletin tecellisi ön plana çıkartılmalıdır.
Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi Madde 6 ; “Her insan doğuştan yaşama hakkına sahiptir. Bu hak hukuk tarafından korunur. Hiç kimse yaşama hakkından keyfi olarak yoksun bırakılamaz.”
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 3 ; “Herkesin yaşama hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliğine hakkı vardır.”
Yorum: Göç faaliyetinin özellikle gerçekleşmesi esnasında insanların başına travmatik olaylar gelmektedir. Bunun yanı sıra değişen dünya düzeni ile birlikte politik uygulamalar sonucu göç esnasında ölüm riski hayli yüksektir. Ölüm riski atlatıldığında ise geriye psikolojik, fiziksel problemler ortaya çıkmaktadır. Diğer yandan ise göçmen kaçakçıları gibi göçmenler üzerinden çıkar sağlayan grupların kişilere verebilecekleri zararlar mevcut hale gelmektedir. Bu bağlamda ilgili göçmen kesiminin bu gibi durumlarda özel destek almasının sağlanması oldukça önem arz etmektedir. Sığınılan devlet olarak sağlık durumlarının kontrolü sağlanmalı ve göçmenler kötü emelleri olan grupların ellerine düşmemeleri sağlanmalıdır. Bunu genel olarak “yaşama hakkı” çerçevesinde inceleyecek olursak. Göçmen de olsa yaşaması, yaşatılması ilgili aktörler tarafından sağlanmalıdır.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 14 ;“Herkesin, sürekli baskı altında tutulduğunda, başka ülkelere sığınma ve kabul edilme hakkı vardır.”
Yorum: Bireylerin yaşadığı ortama uyum sağlayamama, baskı altında olma gibi durumlarında yer değiştirme veya yeniden göç etme hakkı kendilerine tanınmıştır. Yalnızca devletlerin göç edeceği yer ve şekil hakkında göç etmeyi düşünen kişiye detaylı biçimde başına gelebilecekleri anlatması, öğretmesi gerekmektedir. Diğer yandan ilgili ülkeyi terk etmesi kesinlikle baskı altında gerçekleşmemelidir. Dolayısıyla kendi karar verme hakkı tüm bilgilendirmeler sonrası kişiye ait bir konudur.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 16/3 ; “Aile toplumun doğal ve temel birimidir; toplum devlet tarafından korunur” – “Hiç Kimsenin özel yaşamına, ailesine, evine ya da yazışmasına keyfi olarak karışılamaz, onuruna ve adına saldırılamaz.”
Yorum: Bu maddenin göçmenler açısından önemi oldukça büyüktür. Özellikle ailelerinden koparak göç faaliyetini gerçekleştiren bireylerin illegal durumlar haricinde ailesi ile herhangi şekilde birleştirilmesi ve birleşimin kolaylaştırılması bulunduğu devletin görevidir. Diğer yandan kültürel ve dinsel ayrım gözetmeksizin (ör. imam nikahı) kendi ülkesinde “aile” olarak tanımlanan birey toplulukları göç ettikleri ülkede de ailesel çerçevede ele alınmalıdır.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 25 ; “Herkesin kendisinin ve ailesinin sağlığı ve iyi yaşaması için yeterli yaşama standartlarına hakkı vardır; bu hak beslenme, giyim, konut, tıbbi bakım ile gerekli toplumsal hizmetleri ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ya da kendi denetiminin dışındaki koşullardan kaynaklanan başka geçimini sağlayamama durumlarında güvenlik hakkını da kapsar.”
Yorum: Bu madde özellikle Türkiye’de tartışmalara oldukça açık olsa da her insanın sağlıklı yaşam sürdürme hakkı kendisine doğal hak olarak tanınmıştır. Göçmenler özelinde ise bu hak sağlanan fonlar ve gerekli durumlarda devlet tarafından sağlanmaktadır. Şiddetli ruhsal durumların kontrolü ve iyileştirilme çalışmaları göçmenler üzerinde en etkili tedavi yöntemleri arasındadır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta sağlanan ruhsal yardımın göç eden bireyin kendi kültürel bilincine uygun ve bu yönde eğitilmiş bireyler tarafından sağlanmasıdır.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 22 ; “Herkesin çalışma, işini özgürce seçme adil ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma hakkı vardır. Herkesin, herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, eşit iş için eşit ücrete hakkı vardır. Çalışan herkesin, kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır bir yaşam sağlayacak düzeyde, adil ve elverişli ücretlendirilmeye hakkı vardır; bu gerekirse, başka toplumsal korunma yollarıyla desteklenmelidir…”
Yorum: Anlaşılacağı gibi bu madde ülkemiz açısından biraz düşündürücü görülmektedir. Göçmen bireylerin; işverenin kaçak işçi çalıştırma durumları, muhtaç olduğu bilinerek düşük ücrete çalıştırılması ve özellikle toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile birlikte aynı işi ve belki de daha iyi yapmasına rağmen kadınlara düşük yevmiye verilerek çalıştırıldıkları bilinmektedir. Bu gibi durumların önüne geçilmesi göçmen bireyin hukuksal yollara, sınır dışı edilme korkusu olmadan ulaşımının kolaylaştırılmasından geçmektedir. Dolayısıyla devlete düşen rol yine birey haklarını ve dezavantajlı grupları gözeterek gerekli politik ve özellikle hukuksal hamlelerin yapılmasıdır.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 19 ; “Herkesin kanaat ve ifade özgürlüğüne hakkı vardır; bu hak, müdahale olmaksızın kanaat taşıma ve herhangi bir yoldan ve ülke sınırlarını gözetmeksizin bilgi ve fikirlere ulaşmaya çalışma, onları edinme ve yayma serbestliğini de kapsar.”
Yorum: Yoruma açık bir madde olsa da, yorumladığında kanaat ve ifade özgürlüğünün dışında düşünsel anlamda istediği fikre sahip olma hakkı gayet doğaldır. Yalnızca yaşanılan toplum siyasi ve sosyolojik zeminde değerlendirildiğinde göçmen karşıtlığı ağır bastığı durumlarda “yayma” ifadesi ilgili bireylere zarar verebilecek düzeye ulaşabilir. Evet bu bir hak ancak bu hakkın kullanılması dahil olunan toplumun da “kültürel, sosyolojik ve siyasal” yönden belli bir iletişim yeteneği kazanabilmiş olması göz önüne alınarak değerlendirilmesi oldukça önemlidir.
Sonuç Yerine;
Değindiğim bu maddeler yalnızca göçmenleri değil tüm insanlığı kapsamaktadır ki dikkat edildiğinde görülecektir zaruri durumlar haricinde madde başlangıçları “herkesin” ifadesiyle başlamaktadır. Bazen hafife alınan ve vazgeçtiğimiz veya hepsinden öte bilmediğimiz doğal haklarımız görüldüğü gibi yorumlandığında toplum için büyük önem taşımaktadır.
Yazımın konusuna uygun olması açısından yalnızca göçmenler özelinde incelediğim bu maddeler ve dahası aslında yalnızca “insan” olduğumuz için bilmemiz, öğrenmemiz ve öğretmemiz gereken konulardır. Sonrasında zaten doğal olarak “sosyal uyum” sağlanacak göçmen karşıtı görüşler törpülenecektir.
Türkiye özelinde değerlendirilecek olursa, mevcudiyet olarak kitlesel göçe maruz kalan bir toplumun karşıtlık bakımından ikiye bölündüğünü görmek mümkündür. Bu gibi durumlar “insanlık” bilinci edinebilmek için büyük şans.
Umuyorum, birlikte yaşamamız gerektiğinde veya zorunda kaldığımızda suçu birilerinde aramak yerine birlikte “insan” olabilmenin anlamını ve değerini fark ederiz.
Bu yazıyı yazma sebebim, okuyan kişiler açısından farkındalık yaratmasından ziyade öz benliğinin değerini bilmesi içindir. Bu değeri anlayan birileri olur ise saygılarımı arz ederim.
Sevgiler dilerim, “HERKESE”.